Cumhurbaşkanlığı seçimindeki ‘eşitsizlik’ Avrupalı gözlemciler ile uluslararası şeffaflık kuruluşlarını da harekete geçirdi. 30 Mart seçimlerindeki ‘şaibe’ iddialarını da göz önüne alan Avrupalı kuruluşlar, geçtiğimiz günlerde Türkiye’ye gelerek incelemelerde bulundu. Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Utku Çakırözer, 23 Temmuz’daki yazısında, AGİT’in gönderdiği Paulina Lemos ve Elma Sehalic’ten oluşan iki kişilik heyetin RTÜK üyesi Ali Öztunç ile görüştüğünü yazmıştı. Yarım saat olarak planlanan görüşme iki saat sürmüş ve AGİT heyeti, adayların televizyon imkanlarından eşit faydalanıp faydalanmadığına ilişkin sorular yöneltmişti. Çakırözer, AGİT heyetinin, iktidar kanadından gelen ‘Başbakan popüler olduğu için ona daha çok zaman ayrılıyor’ gerekçesini ise ‘komik ve inandırıcılıktan uzak’ bulduğunu da yazmıştı. Zaman'ın haberindeki yazıya göre AGİT, kanalların adil olup olmadığını takip edebilmek için Türkiye’de bir medya takip firması ile de anlaşmıştı. 11 Temmuz’da başlayıp 10 Ağustos akşamına kadar sürecek bu TV-takip sistemi çalışması sonrasında da bir rapor hazırlanacak.

Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi’nin gönderdiği gözlemci heyeti de RTÜK’ü ziyaret etti. Türkiye gündemini yakından takip eden heyetin, 20 Haziran-10 Temmuz tarihleri arasında, Erdoğan’a 559 dakika, İhsanoğlu’na 137 dakika, Demirtaş’a da 18 dakika yer ayrılmasını gündeme getirdiği belirtildi. RTÜK yöneticilerine, “Böyle fırsat eşitliği olur mu?” sorusunu yönelten AKPM heyetine, RTÜK Başkanı Davut Dursun’un, “Erdoğan hem başbakan hem genel başkan hem de cumhurbaşkanı adayı kimliklerini üzerinde taşıdığı için bu rakamlar böyle.” şeklinde izah getirmeye çalıştığı ancak tatmin edici bulunmadığı ifade edildi.