Partisinin Muş İl Kongresi'ne katılan Kılıçdaroğlu, düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin gündeme ilişkin soruların cevaplandırdı.
Anayasa değişikliklerinin bir siyasi partinin mutfağında hazırlanamayacağını, toplumsal uzlaşmayla hazırlanabileceğini belirten Kılıçdaroğlu, bugüne kadar Anayasa'da yapılan değişikliklerin yüzde 99'una
CHP'nin ''
evet'' dediğini ifade etti.
Kemal Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
''Ama bunlar ortak uzlaşmayla hazırlanan, parlamentonun da büyük bir oy çoğunluğuyla kabul ettiği değişikliklerdir. Siz kafanızın arkasındaki değişiklikleri gerçekleştirmek yani düşüncelerini kamuoyuna açıklamadığınız, kafanızın arkasındaki düşünceleri hayata geçirmek için kendi mutfağınızda
Anayasa değişikliği yapıp bunu parlamentoda bir dayatma mantığıyla geçirirseniz bu doğru değildir. Anayasa değişiklikleri bir toplumsal uzlaşma süreci içinde hazırlanır yapılır ve değiştirilir. Bu parlamentonun bu yapıyla, bu anlayışla anayasa değişikliğini yapması doğru değildir. Bununla ilgili randevu talebini genel merkezimize iletirler, genel merkezimizin yetkili organları bu konuda konuşur ve düşüncelerini açıklarlar.''
CHP Grup
Başkanvekili Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine, genel afla ilgili sözlerini medyanın çarpıttığını ileri sürdü.
CHP'de değişim konusundaki bir soru üzerine de Kılıçdaroğlu, ''Değişim hayatın gereklerinden birisidir. Dolayısıyla kongreler, kurultaylar bir değişim için yapılır. Yeni tüzükleriniz vardır, yeni
yönetim anlayışınız vardır, yeni insanlar vardır. Dolayısıyla her siyasal partinin kongrelerine baktığınızda bu değişimleri büyük ölçüde görürsünüz. Bizim partimizde de böyle bir talep var. Sayın Genel Başkanımız yaptığı açıklamada bu talebi de dile getirmiştir. Gerek partinin tabanında, gerek yurttaşlarda, gerek CHP'ye sempati duyan çevrelerde bu sevinçle karşılanmıştır'' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin, ''Mustafa Sarıgül'ün partisine daveti kabul edecek misiniz?'' sorusuna ''Benim yerim bellidir. Biz esen rüzgara göre parti değiştiren bir kişi değiliz. Kişiliğimiz var, kimliğimiz var. CHP,
Türkiye'nin en köklü, en saygın kurumlarından birisidir'' cevabını verdi.
-1915 OLAYLARI-
1915 olayları konusunda, parlamentoların karar almasının doğru olmadığını ifade eden CHP Grup Başkanvekili Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''AKP komşularımızla sıfır sorun diye yola çıkmıştı ama geldiğimiz noktada, bir dostumuz vardı
Azerbaycan, onu da küstürdük. Dolayısıyla
Türkiye Cumhuriyeti'nin çıkarları önce Türkiye Cumhuriyeti'nin içinde tartışılmalı, burada görüşülmeli, değişik çevrelerde görüşülmeli.
Dışişleri Bakanlığı, diğer siyasi partilerin görüşünü almalı ve buna göre
politikalar oluşturulmalı.
Ermenistan'la imzalanan
protokol dışarının dayatmasıyla gerçekleşen bir protokoldür. O protokol Amerika'da alınan kararla çıkmaza girmiştir ve o protokolü imzalarken dostumuz Azerbaycan'ı küstürdük. Oysa Azerbaycan'la da görüşülmesi gerekirdi. Sonradan gidilip gönlünü almak yetmiyor. Devletlerin kendi aralarındaki ilişkilerini saygın bir konumda ve güven esasına dayalı olarak gelişmesi lazım.''
''Türkiye Cumhuriyeti bu konuda üzerine düşeni yapmıştır, arşivlerini açmıştır. Ermenistan'ın da arşivlerini açması lazım.
Tarihçiler bir araya gelirler, otururlar, tartışırlar. Tarihçilerin karara bağlamadığı bir konuyu tarihçi kimliği olmayan, bilgisi birikimi olmayan parlamentonun aldığı bir kararla tarihi ters düz yapmak doğru bir olay değildir'' diyen Kılıçdaroğlu, ''O nedenle olay parlamentoların olayı değil, tarihçilerin olayıdır. Türkiye bu konuda doğru bir politika güdüyor. Tarihçilerin bir araya gelip bu olayı çözmeleri gerekiyor. Ermenistan'ın kendi tarihçilerini görevlendirmesi lazım. Eğer Ermenistan kendi tarihçilerini görevlendirmiyorsa o zaman onun davranışını da bizim hem Türkiye'ye, hem dünya kamuoyuna çok daha iyi anlatmamız gerekiyor. Çünkü kaçan Türkiye değil Ermenistan'dır'' dedi.
CHP Grup Başkanvekili Kılıçdaroğlu, ''Doğu ve Güney
doğu bölgelerinde CHP'nin diğer partilerin gerisinde kaldığı ve buna karşılık nasıl bir yol izleyecekleri'' şeklindeki soruyu ise ''AKP ve BDP farklı politika izliyorlar. Birisi ırka dayalı politika izliyor, biri dine dayalı politika izliyor. Dolayısıyla sosyal demokratların işsizliğe, yoksulluğa, bölgenin kalkınmasına, yeni istihdam alanlarının yaratılmasına ilişkin politikası dar bir alana saplanıp kalıyor.
Temel eksikliğimiz bu. Ama insanlarımız bilinçlendikçe, okudukça, hayatı gördükçe ellerinin altından çalıştıkları fabrikaların, işledikleri arazilerin kaybolup gittiğini, ürettikleri ürünlerin devlet tarafından alınmadığını veya satamadıklarını gördükçe gerçeğe dönmüş olacaklardır'' cevabını verdi.
Kılıçdaroğlu, basın toplantısının ardından Halk Eğitimi Merkezi'nde düzenlenen il kongresine katıldı.