Yalçın Bayer, yazdığına güvenilir, heyecanını kaybetmemiş, deneyimli bir gazetecidir: Hürriyet'teki dünkü yazısında,
İstanbul Kadıköy ve
İzmir Karşıyaka'da,
sandık kurulu tutanaklarıyla,YSK'nın yayımladığı sandık sonuçları arasında, AKP lehine farklar olduğunu yazdı.
Yalçın bey, 14 ve 17
Ağustos tarihli yazılarında bu farkla birlikte,
seçmen kütüklerindeki hatalardan da bahsetmişti. Vatan'da
Can Ataklı ve
Ruhat Mengi, Yeni Şafak'ta Taha Kıvanç, Cumhuriyet'te Alev
Coşkun da aynı konuları ele aldılar.
Önce kütük meselesini ele alalım: Haziran ayı ortalarında; kütük yazımında çok yol aldığımızı, ancak bazı sorunların sürdüğünü yazmıştım. Kütük olayının özeti şudur: Seçmen kütüklerindeki
seçmen sayısıyla, nüfus yapımıza göre olması gereken seçmen sayısı arasında evvelden beri fark vardır.
YSK'nın çalışmalarıyla seçmen kütükleri yazımında gelişme sağlanmıştır. İçişleri Bakanlığı'nın adrese dayalı nüfus veri tabanı oluşturma çalışmalarıyla nüfus ve seçmen kütükleri uyumlu duruma getirilebilecektir. Aşağıdaki tabloda, 1999-2007 yılları nüfus-seçmen sayılarındaki tutarsızlığını göreceksiniz. Bu farklar
seçim sonuçlarının geçerliğinde boşluk yaratmaz.
Sandık tutanaklarıyla YSK'nın yayımladığı sonuçlar arasında fark bulunduğu iddialarına gelelim:
İlçe Seçim Kurulu tutanakları kesinleştikten sonraki iddialarla hukuki sonuç alınamaz. Çünkü, sandık kurulu, ilçe, il ve YSK tutanaklarındaki hatalar
itirazlarla düzeltilebilir. Yasalarda bu kurulların tutanaklarına nasıl, ne zaman itiraz edileceği belirtilmiştir. Bütün bu süreler sonuçta, 2 Ağustos'ta bütünüyle bitmiştir. Seçim işlemlerinin, yasalara uygun ve hatasız yürütülmesinden seçim kurulları kadar partilerin de sorumlu olduklarını birkaç kez yazmıştım. İddialar doğruysa, sonuçtan ilgili seçim kurullarıyla birlikte o ilçelerdeki partilerin, özellikle muhalefet partilerinin
örgüt yöneticileri de sorumludurlar.
Öncelikle, seçimden bir ay geçmeden bu tartışmayı, gerçekleştirilen bir yeniliğin sonucu yapabildiğimizi görmeliyiz. İlk kez, YSK kısa sürede sonuçların açıklanmasını sağlayan sistemi kurmuş ve seçim sonuçları sandıklar itibarıyla YSK internet sayfasında ilk kez bir ay geçmeden yayımlanabilmiştir. (http://www.ysk.gov.tr/ysk/index.html)
Demokrasimizin ilk 10 yılında, sandık kurulu tutanakları sandık başına asılmaz, bir sureti partilere verilmezdi. Sonuçlar sandıklar değil, ilçeler itibarıyla bile resmen ilan edilmezdi.
Tutanakların partilere verilmesi ve devletçe yayımlanması 1961 sonrasında çıkan kanunlarla sağlanmıştır. Sonuçların yayımlanmasına o zamanlar niçin karşı çıkıldığını bugün anlamak zordur; 1954 ve 1957 seçimlerinde verilen mücadeleleri hatırlayanlar, vardığımız yerin önemini anlayacaklardır.
Eğer söylendiği gibi bu seçimde, sandık tutanaklarıyla yayımlanan sonuçlar arasında fark varsa, bu farkı kanıtlayacak
belge suretlerine ulaşabilmeliyiz.
Seçim sonuçlarını değiştirecek bir fark bulunması durumunda, itiraz sürelerinin geçmesine bakmaksızın hatanın en azından tekrarlanmaması sağlanabilir.
Ellerinde sandık tutanağı sureti bulunanlar, içeriğini
elektronik postayla bana bildirirlerse, verileri toplayıp yayımla karşılaştırarak varacağım sonucu yazarım.
RADİKAL/TAHA ERDEM