Günay, Topkapı Sarayı'nda önceki gün yaşanan saldırıda güvenlik zafiyeti olduğunu söyledi.
Günay, "Topkapı Sarayı'ndaki saldırı daha vahim bir noktaya gelebilirdi. Ama bir güvenlik zafiyetinden söz edilebilir. Bu konudaki raporu ben de merakla bekliyorum. Çünkü pasaportuyla bir pompalı
tüfek satın almış ve üzerinde fişeklerle gelmiş. Yol üzerinde
sivil ya da asker, polis güvenlik görevlileri var. Kapıya kadar gelmiş olması çok daha vahim noktalara varabilirdi. Orada olaydan önce gözleme, önleme konusunda bir dikkatsizlik gözüküyor, sorumlular kimdir, öğrenmeye çalışacağız" diye konuştu.
İstanbul'un tarihi siluetini bozan yapılaşmayı da değerlendiren Günay şunları söyledi:
"İstanbul dünyanın en özel mekânlarından biri. Biraz daha duyarlı, dikkatli olmalıyız. Bu yaklaşımımı arkadaşlarımla paylaştım. Bazı sevimsiz olaylar çıktığı zaman herkes
faturayı başkasına çıkarmaya çalışıyor. İstanbul'da ortak bir bakış açısına, ortak bir akla, ortak bir iradeye ihtiyacımız olduğunu masaya yatırdık. Sonuçta İstanbul Valisi'nin başında olduğu
Kültür Bakanlığı,
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı,
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve ilgili belediyelerin elemanlarından oluşan bir takip komisyonunun oluşturulması ve kritik meselelerin bu komiteden ilgili bakanlıklara aktarılması ve hepimizin
ittifak edeceği bir
yol haritasının çıkarılması konusunda görüş birliğine vardık. Ama ortada bazı sorunlar var, onların çözümü konusunda bir yol alabilmiş değiliz. Bu komitede bu konuda da bir yol haritası çıkaracak. İstanbul'la ilgili sıkıntılarımız eskiden beri yürüyüp gelen Gökkafes'ten,
Park Otel'den başlayan bunun üzerine tüy diken başka bir dolu sıkıntılar var. Sadece dikeyde değil yatayda da çok katlı olmayan binalarda da sorunlar var. İstanbul'un tarihi dokusuyla bağdaşmaz başka yapılar var. İstanbul dünya çapında gelişen bir merkez olduğu için müthiş bir
rant potansiyeli var ve bir rant lobisi de oluştu. Bunu kabul etmek lazım.
'İSTANBUL'UN TARİHİ MEKÂNLARINDA 10 YIL HİÇBİR ŞEY YAPMAM'
Boğaz'daki, Dolmabahçe'deki görüntünün çok önemli olduğunu düşünüyorum. Sadece görüntü değil yapılara da zarar vermemesi gerekiyor.
İstiklal Caddesi'ndeki AVM'de Ağa Camii'ni çatlattı, onda kaynaklanan sıkıntılarımız var.
Sultanahmet ve
Ayasofya silueti İstanbul'un siluetidir. Herhangi bir yapının buna zarar vermemesi gerektiğini düşünüyorum. Bundan sonra nasıl müdahaleler yapabiliriz ilgili birimler çalışacak.
Bana sorarsanız, ben lafımı dolaştırmayı fazla sevmem. Ben İstanbul'un tarihi mekânlarında önümüzdeki 10 yıl içerisinde hiçbir şey yapmam, sadece
temizlik yaparım. Ama ekonomi buna izin vermiyor."
'SAĞIN BİLİNÇALTININ DEMOKRAT OLMADIĞINI YAŞAYARAK ÖĞRENDİK'
Günay,
Dersim ve özür
tartışmalarını da değerlendirdi.
Türkiye'nin geçmişinde yüzleşmesi gereken çok olay olduğunu söyleyen Günay, "Bunlardan birilerine fatura çıkarmayalım, geçmişte hepimizin ortak sorumluluğu var" dedi.
"Geçmişle yüzleşeceksek siyasi parti polemiğinin ötesine taşacaksak, dönüp bizim tarihimizle cesaretle yüzleşmemiz gereken çok olay var. Bunlardan ötürü birilerine fatura çıkarmayalım, geçmişte hepimizin ortak sorumluluğu var. Türkiye'de solun bilinçaltının yeterince demokrat olmadığını hep konuşuyoruz ama sağın da bilinçaltının hiç demokrat olmadığını yaşayarak öğrendik. Türkiye'de yeterince demokrat olmamak gibi bir bilinçaltı zafiyetimiz var. Türkiye, Dersim'de ciddi bir travma yaşadı. Bu 30'lu yıllardaki
yönetim kadrosunun sorumluluğudur. Ama 1942'de de Varlık Vergisi nedeniyle bu ülkenin gayrimüslimlerine büyük bir zulüm yapıldı. 6-7
Eylül olaylarında başka bir
iktidar döneminde benzer olaylar yaşanmıştır. 80'lerde, 70'lerde, Kahramanmaraş'ta, Çorum'da, Sivas'ta hakkaniyet ölçülerini aşan çok olay yaşanmıştır. Özgüveni olan toplumlar bunlarla yüzleşmekten sakınmazlar ve bunu bir siyasi tartışma konusu yapmazlar. Madem yeni bir anayasa yapmaya çalışıyoruz eteğimizdeki bütün taşları dökelim bütün
siyasi partiler geleceğe barış, çok kültürlülüğün erdemini kabul eden bir anlayışla bakalım."