2014'e giderken biz bütün teşkilatlarımız, kadın kollarımız, gençlik kollarımız olmak üzere stratejik hazırlıklar yapmaya çalışıyoruz. Teşkilatlarımızın diri, her zaman zinde, her zaman performansı ile motivasyonu yüksek düzeyde tutacak tarzda eğitim çalışmaları yapıyoruz. İstanbul'da 32 bin 145 sandık var ve biz İstanbul'da 1 milyon 800 bine yakın üyesi olan bir partiyiz. Bizim birinci önceliğimiz 1 milyon 800 bin üyemizle bire bir yüz yüze teması sağlamak.

Anket çalışmalarını biz yapıyoruz. Sistematik olarak kamuoyu araştırma şirketleri aracılığıyla da genel anlamda ne olup bittiğini de ölçmeye çalışıyoruz. Bizim İstanbul'da yerel hizmetlerle ilgili hiçbir noktada bir sorunumuz yok. Yerel hizmetten memnuniyet noktasında bütün belediyelerimiz başarılı. Hatta AK Partili belediyeler mi CHP'li belediyeler mi daha başarılı sorusuna seçmenin yüzde 75'i 'AK Partili belediyeler' diyor. Biz orada şuna dikkat ediyoruz hizmetlerden ziyade halkla ilişkilerde belediye başkanlarımızın bir zafiyeti var mı buna bakıyoruz.

Bizi sıkıntı modunda bir sorunumuz yok ama daha iyi olması gerektiğini düşündüğümüz yerlerimiz var. Halkla ilişkiler anlamında diyelim ki yüzde 50'den daha aşağıya bir memnuniyetsizlik yok ama bizim belediye başkanlarımızın halkla ilişkilerle ilgili memnuniyet kesinlikle yüzde 50'nin üstünde olmalı. O anlamda baktığımızda yukarıda olmasını istediğimiz belediyelerimiz var. Önümüzdeki sürece dair bu anlamda bir strateji belirlemeleri konusunda telkinde bulunduk.

Başaramazlarsa, halka inemezlerse giderler. Başkana ulaşılamayan bir belediye başkanını kabul edemem ben. O bizim belediye başkanımız değildir. Çünkü bizim farkımız halkımızla kurduğumuz ilişkidir. Gönül bağıdır. Bu bağın zedelenmesine müsaade edemeyiz. Bu  hiçbir belediye başkanımızın kişisel lüksü olamaz.

Elbette ki bizim kişisel anlamda düşüncemiz, önerimiz ve irademiz vardır. Bugün konuşmak bir şey ifade etmez.

Aynı şeyi söylüyorum, hiçbir sorun olmaz. Ayrışma olmaz. O gün geldiğinde partimiz en makul değerlendirmeyi yapar, partimizin karar süreçlerinde o değerlendirilir. Ortak aklı ortaya çıkaracak tarzda sonuç verir.

Avcılar ve Büyükçekmece bizim o hat üzerinde hiçbir zaman AK Partili bir belediye hizmetini görmemiş ilçeler. Arada Beylikdüzü var. Büyükçekmece ve Avcılar'da bu seçim döneminde hedefimiz oraları AK Partili bir belediye ve belediye başkanıyla buluşturmaktır. Bunun yanında elbette ki Çatalca ve Silivri'de daha önce AK Partili belediyeydi. Ben onları hedef olarak koymuyorum. Oraları geri almak oradaki teşkilat mensubu arkadaşlarımızın boynunun borcudur.

Biz hiçbir yerle ilgili ümidimizi kesmeyiz. Söz konusu olamaz. Teşkilat olarak yapmamız gereken çalışma her ne ise Kadıköy'de de o çalışma olur Bağcılar'da da. Sonuçta belediyeyi AK Partili belediye ile buluşturmaktır hedefimiz. Ama sosyolojik olarak Kadıköy ve Beşiktaş seçmen profilinin ideolojik tavrı aynı. O tavrı ve bu sosyolojiyi de dikkate almak durumundayız. Ama Bakırköy seçmen profili Kadıköy ya da Beşiktaş'taki kadar ideolojik tavırlı bir seçmen değildir. Bakırköy o anlamda iyi değerlendirilmelidir. Stratejik davranacağımız yerlerden bir tanesidir orası.

Öyle kaygı yok.

 Bloklaşma, 2009'da kısmen yaşadığımız şey. Bizi yer yer şaşırtan yer yer içimizi burkan bu tür tercihler olur. Ama biz MHP tabanının yani İstanbul'da AK Partili bir aday profiline çok daha yakın ve sıcak olacağını düşünüyoruz.

Bloklaşmanın içerisinde yer alması için çabalar sarf edebilir. Belki BDP'nin üst yönetimi bu bloklaşmada yer almayı düşünüyor olabilir ama İstanbul'da Kürt kardeşlerimizin kökenli seçmen profilinin bu anlamda İstanbul'un bir yaşadıkları ilçelerdeki hizmeti mukayese ettiklerinde İBB'nin bugüne kadar ki performansı ve çalışmalarını göz önünde bulundurduklarında BDP'nin üst düzey vicdanı ile aynı olmayacaklarını düşünüyorum.

Biz o sorunu açtık. 2009 seçimleri öncesinde İstanbul'un seçmen profillerine dönük yaptığımız çalışmada özellikle güvenlikli siteler giremediğimiz alanlar olarak karşımızdaydı. Biz onu çözdük. Bugün derdimizi anlatamadığımız bir site yok. Belediye başkanlarımız aracılığı ile teşkilatlarımız aracılığı ile o sitelerde oturan teşkilat mensuplarımız aracılığı ile o insanlarla konuşuyoruz.

Oldu. İkaz ettiğimiz belediye başkanlarımız elbette ki var. Zaman zaman bize gelen şikayetler itibarı ile ikaz ettiğimiz uyardığımız belediye başkanlarımız da var. Bu hep olacaktır zaten. İnsan her zaman en mükemmel örnekleri sunacaktır diye bir şey yok.

Sarıgül'ün CHP'nin adayı olması, bize yaptığımız çalışmalarla ilgili farklı stratejik tercihler yapmamıza sebebiyet verebilir. Bu aday profili ile ilgili olmaz. Sarıgül etrafında tıpkı 2009'da Kılıçdaroğlu ile ilgili oluşturulan gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Bu bir yanılgıdır aynı zamanda. Bunu, eğer böyle bir şey söz konusu olursa göreceğiz.

Sarıgül, içerik anlamında boş, algı üzerine oynayan bir profildir. İnsanların algısını etkileyecek bir stratejiye karşı insanların özgün düşünebileceği, iradesini özgün ortaya koyabileceği bir çalışma stratejisi ortaya koymamız gerekir. İçerikten yoksun, algıya dayalı bir propaganda. Evet kısmen etkili olabilir. Bizim de yapacağımız o algının yanlış şekilde oluşmasını engellemektir. Doğru insanların kanaat oluşturmasına katkı sunmaktır. Yoksa bizim yaptığımız çalışmaları bunun ötesinde değiştirmez.