Radikal Gazetesi'nin haberine göre, 2015 Milletvekili Genel Seçimleri için siyaset kulisleri yavaş yavaş ısınmaya başlıyor. İktidar oy kaybetmeden hatta mümkün olursa artırarak seçimden çıkmak için hamleler yapıyor. Muhalefette ise tek başına iktidar alternatifi olabilecek derecede öne çıkan bir adres şu an için görünmese de en azından oyların artırılması çabası var. Peki partilerin bu çabalarının kamuoyundaki yansıması nasıl? Konuyu Metropol Araştırma Merkezi Yöneticisi Prof. Dr. Özer Sencar’a soruldu. "Bu konudaki en çarpıcı sürpriz HDP'nin riski göze alıp seçime parti olarak girmesidir. Buna Öcalan izin verir mi bilemem ama eldeki verilerden seçime parti olarak girerse barajı aşacağı ve AKP'nin tek başına iktidar olmasını engelleyebilecek bir parlamentonun oluşmasına yol açabileceği düşünülebilir" diyen Sencer'in "Ayrıca Ekim ayı verilerine göre kendisinin de oy verebileceği yeni bir partiye ihtiyaç duyduğunu belirten seçmenlerin oranı yüzde 27 seviyesindedir. Güçlü bir lider ve ekiple ülke ekonomisini yürütebileceği algısını üretecek yeni bir partinin barajı aşma şansını güçlü buluyorum." cevabı dikkat çekti.
1) AK Parti’nin 10 Ağustos cumhurbaşkanlığı seçimlerine kıyasla genel seçimde nasıl bir performans göstermesini bekliyorsunuz?
Yıllardır her ay yaptığımız aylık araştırmalardaki partilerin oy destekleri bir seri halinde incelendiğinde ortaya çıkan ilginç ve çarpıcı sonuç; AKP 'nin oylarındaki dalgalanmanın ana sebebinin daima kendisi olduğudur. Muhalefet partileri gerçekleştirdikleri politika , söylem, çalışma ve topluma sunduğu herhangi bir proje nedeniyle AKP'ye oy kaybettirmeyi başaramamışlardır. Muhalefet partilerinde ise ancak iktidarın yapmış olduğu hatalardan kaynaklı oy artışı yaşanabilmektedir. MHP 'deki bir diğer özel durum ise PKK'nın ajite edici bir eylemi veya söylemi sonucunda geçici oy artışı sağlamasıdır. Muhalefetin kendi eylemi ile oyunu artırmasında bir istisna varsa bu da BDP/HDP'ye ait olmuştur.
Geleceğe yönelik bir tahminde bulunabilmek için son yıllarda AKP'nin oylarındaki önemli değişikliklerin yaşandığı olaylara bakmak yararlı olacaktır. Haziran 2013'te yaşanan Gezi olaylarında AKP oyu, Habur olaylarına benzer şekilde son 10 yıldaki en dip noktasına düşmüştü. Tayyip beyin geliştirdiği ve iddia ettiği 'darbe' söylemi ile seçmenini ikna etmiş ve oyunu iki ay içinde 8 puan arttırarak 43'e yükseltmişti. Bu esnada CHP , MHP ve HDP oylarında çok ciddi artışlar görülmüştü. Ancak iki ay sonra AKP oyları artarken onların oyları tekrar düşüşe geçti.
Mart 2014'te yerel ve Ağustos 2014'te Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında Tayyip beyin yürüttüğü etkili kampanyalar ile AKP oyları yine artış göstermiş ve seçimler bittikten sonra tekrar düşüşe geçmiştir. Bu süreçte muhalefet oylarında dikkate değer bir artış söz konusu olmamıştır. Temmuz-Ekim 2014 aylarını kapsayan son 4 ayda AKP oyları 4.5 puan azalırken CHP ve MHP de ikişer puan kaybetmiş, BDP'de ise bir değişiklik olmamıştır.
Eldeki veriler ve mevcut durum, yani iktidar ve muhalefet yapısı ve politikalarında önemli bir değişiklik olmaması durumunda, iktidar partisinin oy oranının yüzde 43'ler seviyesinde kalması sürpriz oluşturmaz. Bu durumu değiştirebilecek önemli gelişmelerin olması da mümkündür. Bunları kısaca şöyle sıralayabiliriz:
1. HDP ve Kürt seçmenlerin yapabileceği değişiklikler: Hükümetin IŞİD, PYD ve Kobani politikalarının Kürt seçmenler üzerinde AKP ve Erdoğan'a karşı güven ve sempati kaybına neden olmuştur. Bugüne kadar AKP'ye oy vermiş bir kısım Kürt seçmenin HDP'ye yönelmeye başladığı işaretlerini alıyoruz. Bu konudaki en çarpıcı sürpriz HDP'nin riski göze alıp seçime parti olarak girmesidir. Buna Öcalan izin verir mi bilemem ama eldeki verilerden seçime parti olarak girerse barajı aşacağı ve AKP'nin tek başına iktidar olmasını engelleyebilecek bir parlamentonun oluşmasına yol açabileceği düşünülebilir. CB seçiminde Demirtaş'ın oyu 9.3 olmuştu. Ekim ayı bulgularında kararsızlar dağıtıldıktan sonra HDP'nin oyunun 8.3 olması bu görüşü destekleyecek önemli verilerdir.
2. CHP'nin kongre sonrası yaptığı değişiklikler ve yürüteceği seçim kampanyasının nasıl bir değişikliğe yol açacağını bekleyip göreceğiz.
3. Şu ana kadar kurulan yeni partilerin mevcut partilerin oyunu etkileme şansı yok. Ancak güçlü bir yeni partiye seçmende bir talebin olduğunu ölçümlerde görüyoruz.
2) Daha çok parti içi tartışmalarla gündem olan CHP’nin iktidar olma yolunda büyük bir sıçrama yapma ihtimali var mı?
CHP kısmen değiştirdiği kadrosu ile başarılı bir kampanya yönetebilirse oyunu yüzde 30'un üstüne taşıyabilir. Bence bu çok önemli bir hedeftir ve gerçekleşmesi mümkündür. Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Başkan seçildikten sonraki aylık araştırmamızda CHP oyu kararsızlar dağıtılmadan yüzde 31 olmuştu.
3) Türkiye’deki Kobani eylemleri ve çözüm sürecinin dalgalı durumu MHP oylarına ne şekilde yansır?
Yaygın algının aksine Kobani eylemleri ve çözüm sürecinde yaşananlar MHP oylarını artırmamaktadır. AKP'den ayrılan oylar kararsızlar kitlesinde birikmektedir. Haziran 2014'de yüzde 14.8 olan oyları Ekim'de yüzde 13.4'e düşmüştür. Yaşananların da etkisiyle AKP'nin Kürtlerden alabileceği ilave seçmen olmadığı görülmektedir, aksine bu oy akışı AKP'den HDP'ye doğrudur. AKP aklı bu olumsuz gelişmeyi MHP'den alacağı oylarla kapatma kararını vermiş ve uygulamaya koymuş görünmektedir. Cumhurbaşkanlığı seçiminde 500 bin civarında MHP'linin Tayyip beye oy verdiği unutulmamalıdır. Tüm bu gelişmelerden MHP'nin oy artırma potansiyeline sahip olmadığı görülmektedir.
4) Yine Kobani eylemleri sonrası medyada sıkça ‘yara aldığı’ değerlendirmeleri yapılan HDP’nin Selahattin Demirtaş’la cumhurbaşkanlığı seçiminde aldığı oyun gerisinde kalması sonucu beklenebilir mi?
Hayır beklenmez. Demirtaş Kobani eylemlerinde sergilediği tavırla Kürt olmayan seçmenleri olumsuz etkilemiş olabilir ama bu grup zaten HDP'ye oy verme potansiyeli taşımıyor. HDP'ye oy veren seçmenlerin yaşananlardan rahatsız olduğunu gösteren bir veri de yok.
5) Mevcut ya da yeni partileşecek Meclis dışı muhalefet nasıl bir sonuç alabilir?
Eldeki son verilerimize göre seçmenlerin yüzde 50'si mevcut partilerin AKP'nin rakibi olamadığı kanısındadır. Ayrıca Ekim ayı verilerine göre kendisinin de oy verebileceği yeni bir partiye ihtiyaç duyduğunu belirten seçmenlerin oranı yüzde 27 seviyesindedir. Güçlü bir lider ve ekiple ülke ekonomisini yürütebileceği algısını üretecek yeni bir partinin barajı aşma şansını güçlü buluyorum.
RADİKAL