Her dönem favori bir
gazetem olur, güne ilk ona bakarak başlarım. Şu sıralarda benim için o gazete
Vatan...
Aydın Doğan tarafından satın alındığı, kurucusu
Zafer Mutlu,
Milliyet ve Posta dâhil beş gazetenin başına getirildiği için değil. Öyle saplantılarım yoktur benim. Güne Vatan'la başlamamın sebebi, başkalarının dillendirmeye cesaret edemediği bir iddianın yalnızca Vatan yazarları tarafından ciddiye alınması...
O iddia şu: 22 Temmuz
seçimlerine
hile karıştırıldı...
Seçimin hemen ardından çıkan bazı 'garip' yazıları aklınıza getirin. "Bu seçim sonuçları mantıksız" diyorlardı, değil mi? Hepimiz çok haklı olarak "Halka
hakaret" diye eleştirdik o sözleri. Cümlede elbette halka sitem vardı da, bir meramları da sandığa yansıyana duydukları şaşkınlıktı.
O şaşkınlığın esas sebebine biraz sonra geleceğim, ama önce şu Vatan sütunlarında dillendirilen 'iddia' ile meşgul olmakta yarar var...
Konuyu sütununa taşımaya değer bulan ilk kişi
Can Ataklı oldu. Seçimden hemen önce Business Channel adlı kanalın başına getirilen Vatan yazarı, 22 Temmuz sonrası, "Ben Ak Parti ve
Tayyip Erdoğan hakkında söylenenlerin doğru olmadığını zaten biliyordum" diye uygun bir 'U dönüşü' girişiminde bulundu, ama 28 Şubat'taki benzer hamlesi kadar ilgi görmedi. Bunun üzerine 'şehir efsanesi' sıfatını takarak 'seçimde hile' konusunu işlemeye başladı.
Dediği özetle şu: 22 Temmuz akşamı çok
erken saatlerde sonuçlar belli oldu. Bunda bir gariplik var. Bazı
seçmenler oy kullandıkları
sandıktan kendi çizgilerinde sonuç çıktığını görmüşler; "Benim sandığımda yenilen AKP nasıl olur da
Türkiye'de yüzde 47 oy almış olur?" diye soruyorlarmış.
KONDA araştırması da kuşkuları artırmış.
Bir akademisyenin sarf ettiği şu sözleri aktardı Vatan yazarı: "Bana göre uluslararası bir dizayn yapıldı. Türkiye bilgisayarlı sistemi ilk kez kullandı. Sonuçlar bilgisayarla geçilirken, başka bir program tarafından bozuldu ve her sandık sonucu daha önce planlanan biçimde değiştirildi..." Konuyu bilgisayar uzmanlarına soranlar şu bilgiyi alıyorlarmış: "Evet, sonuç bilgileri merkeze giderken yolda başka bir program tarafından tamamen değiştirilebilir."
Oh, oh, oh...
Vatan gazetesi yazarı Can Ataklı, "YSK'dan açıklama bekliyorum" diye bitiriyordu yazısını...
Gazete yönetiminin, diğer yazarlarının, "Ne oluyor yahu, gazetemizi gözden ve pahadan düşürüyorsunuz" diye rahatsızlığını dışa vurmasını beklersiniz herhalde böylesine bilim-dışı, saçma bir iddia üzerine; tam tersine, Can Ataklı konuyu ertesi gün de sürdürdüğü gibi bir başka yazar daha katıldı kervana:
Ruhat Mengi... Bütünüyle seçime hile karıştırıldığı iddiası üzerine kurduğu yazısını, o da, "YSK sandık sonuçlarını açıklamalı" temennisiyle bitiriyordu.
Dün de, "Tüm kurumların tanrısı YSK neden susuyor?" başlıklı bir yazı ile iddiasını sürdürdü Can Ataklı. Helâl olsun...
Onun ve seçim öncesinde "Merak etmeyin" diye kulaklarına beklenti fısıldanmış olanların bilmediklerini ben yazıyorum: Bu seçimde sandıkta hile yapılmadı, tam tersine seçime hile karıştırılması önlendi. Bazılarının seçim sonrası "Sonuçlar bir garip" demelerinin ardında bu gerçek yatıyor işte.
Seçime hile karıştırılabileceği çok önceden
hesap edilmişti de, hile yapılacağı konusunda kuşkuların büyümesi
cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde oldu.
Çok önceden hile yapılabileceği öngörüsünde bulunanlar seçmen kayıtlarını bilgisayara girerek
yenileme işlemini erkenden devreye soktular. Sonuç ne oldu biliyor musunuz: Bir önceki seçime göre artan nüfusla birlikte 43 milyona çıkması hesaplanan
seçmen sayısı 40 milyonda kaldı. Böylece son birkaç seçimde sürekli oradan oraya kaydırılarak oy kullandırılan hayalet seçmenler ortadan kayboluverdi. Vatan gazetesinin bir yazarı bunu nisan ayında fark edip uyarıda bulundu, ama iş işten geçmişti.
İkinci
tedbir de
Cumhuriyet mitinglerinden sonra geldi. Türkiye'de seçim hilesi
küçük yerden büyüğe listeler nakledilirken yapılıyor daha çok; köydeki bir sandıkta 'a' partisine çıkan en yüksek oy ilçede veya ilde küçük partilerden birine veya bir bağımsıza mal ediliyor. Listeler küçük yerden büyüğe doğru taşınırken... Bunu tespit edenler, Türkiye'nin dört bir tarafında aldıkları tedbirle, listelere müdahaleyi önlediler...
Şimdi anladınız mı içte ve dışta bazılarının seçim sonuçlarını neden garip bulduklarını? Beklediklerinin olmayışının şaşkınlığıydı o... Yine hileli olacağına inandırıldıkları bir seçimde halkın yarısının Ak Parti'ye oy kullandığının ortaya çıkması, o beyleri, "Olmaz, olamaz, n'ayır..." noktasına götürdü.
YSK'nın yapacağı açıklamayı ben de merakla bekliyorum.
TAHA KIVANÇ/YENİ ŞAFAK