Şener'in Cumhurbaşkanlığı değerlendirmesi

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

Şener'in Cumhurbaşkanlığı değerlendirmesi

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olması halinde, AK Partide bir genel başkanlık sorunu veya çatışması ya da ihtilafının yaşanmayacağını söyledi. Abdüllatif Şener, ''Başkent Kulisi'' programına katılarak güncel gelişmeleri değerlendirdi. Şener, ''Cumhurbaşkanı nasıl olmalıdır?'' sorusuna verdiği yanıtta ise bunun cevabını zaten Anayasanın verdiğini, Anayasa'da, Cumhurbaşkanı'nın niteliklerinin ve seçilme şartlarının belirlendiğini kaydetti. ''Bu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oy verecek 550 milletvekilinden biri olarak kendi tercihlerimi belirlemiş olurum ki bu da çok fazla anlamlı olmaz'' diye konuşan Şener, tüm milletvekillerinin kafasında oluşabilecek ortak bir konsensüsün neticede ortaya çıkacak adaylardan birine yönelmesine sağlayacağını ve milletvekillerinin iradelerinin Cumhurbaşkanını belirleyeceğini ifade etti. Abdüllatif Şener, geçmişte, Anavatan Partisi ve Doğru Yol Partisi genel başkanlarının Çankaya'ya çıkmasının ardından partilerinde karışıklıkların olduğu hatırlatılarak, ''Başbakan'ın Çankaya'ya çıkması halinde AK Parti zarar görür mü?'' şeklindeki soruya şu yanıtı verdi: ''Bir takım varsayımlar yapılıyor. Ancak bu varsayımdaki benzetmelerin doğru olduğu inancımda değilim. Her olayın kendine özgü bir konjonktürü vardır. Olayda rol oynayan aktörlerin de kendine özgü konumu, duruma vardır. Sonuçlar da bu konjonktüre ve konuma göre ortaya çıkar. Turgut Özal'ın Cumhurbaşkanı olmasıyla birlikte, ANAP'ta, Süleyman Demirel'in de Cumhurbaşkanı olmasıyla sonrasında da Doğru Yol Partisinde de bazı sorunlar yaşanmıştır. Bu süreç, benzer şekilde AK Parti'de ortaya çıkarsa, AK Parti de benzer sorunları yaşar mı yaşamaz mı? Bence, AK Parti'nin içinde bulunduğu durum ve yaşadığı konjonktür, ne Doğru Yol Partisi, ne de Anavatan Partisinin içinde bulunduğu durum ve yaşadığı konjonktürdür. Biz farklı bir durum ve konjonktürdeyiz. Ben, bu süreçte partinin zarar göreceğini hiç düşünmüyorum. Neden, çünkü Anavatan ve Doğru Yol Partisinin genel başkanlarının Cumhurbaşkanı olmasından sonra sorunların yaşanmasına yol açacak bir yapıya sahip olduklarını görüyorum, yani Genel Başkanlık rekabetinin bitmek bilmeden süreceği her iki partide de belliydi. AK Parti olayına baktığınız zaman, AK Parti, uzun arayışların ve toplumsal taleplerin sonrasında uzun bir kuruluş çalışmaları yaparak milletin karşısına çıkarak tek başına iktidara gelmiş bir partidir. Bunun ötesinde, Sayın Genel Başkanımızın, Başbakanımızın, 2002 Kasım seçimlerinde, milletvekili adayı olarak bir süre Meclis dışında kalması sebebiyle de bir değerli arkadaşımızın, Abdullah Gül Beyin Başbakanlığı üstlendiği bir süreci yaşamıştır. Dolayısıyla AK Partide fotoğraflar, daha net, daha anlaşılır ve daha objektif görünmektedir. Böyle bir yapı içinde ise ben, Sayın Başbakan, eğer aday olursa, eğer Cumhurbaşkanı olursa, AK Partide bir Genel Başkanlık sorunu veya bir genel başkanlık çatışması, ihtilafı yaşanmayacağını rahatlıkla söyleyebilirim.'' -BAŞBAKAN İLE İLGİLİ OLARAK İSİM BELLİDİR...- Abdüllatif Şener, Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olması halinde, yerine geçecek, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan ile ilgili olarak, ''bu isim bellidir ve bu isim Abdullah Gül'dür mü diyorsunuz?'' sorusuna, ''evet onu demek istiyorum'' yanıtını verdi. Şener, Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olmasının, AK Partinin oylarını azaltmayacağını, artacağını da kaydetti. Bir başka soru üzerine, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu belirten Şener, bazı kanunların, cumhurbaşkanı tarafından iade edilmesinin ise uyumsuzluk olarak algılanmaması gerektiğini ifade etti. Abdüllatif Şener, Cumhurbaşkanı olup olmayacağı konusundaki bir soruya verdiği yanıtta ise ''şuana kadar Cumhurbaşkanlığına adayım ya da aday değilim şeklinde hiç kimse bir telaffuzda bulunmamıştır. Hiç kimsenin böyle bir açıklama yapmadığı bir konuda, biz bu konuyu bir tarafa bırakarak yolumuza devam edebiliriz'' dedi. Şener, Başbakan'ın Cumhurbaşkanı adayı olmadığı bir süreçte aday sayısının çoğalabileceğinin de altını çizdi. Başbakan Yardımcısı Şener, Başbakan'ın, Cumhurbaşkanlığına aday olması halinde, Meclis'te seçimin tamamlanacağını, aksi takdirde, Başbakan'ın aday olmaması halinde çok farklı adayların ortaya çıkabileceğini ve bu süreçte de mutlak anlamda şanslı kimsenin olmayacağını ifade etti. KIZILCAHAMAM TOPLANTISI Şener, Cumhurbaşkanlığı konusunun Kzılcahamam'daki AK Parti 8. İstişare ve Değerlendirme Toplantısında konuşulup konuşulmadığına ilişkin bir soruya, dün oturumların Kızılcahamam'da başladığını, 50 kadar milletvekilinin Türkiye gündeminde yer alan ve diğer konularda değerlendirmelerde bulunduklarını kaydetti. Başbakan Yardımcısı Şener, ''bu toplantılar hiçbir zaman, Cumhurbaşkanı adayının kim olması, nasıl olmasıyla ilgili sonuç almaya yönelik konuşmaları ortaya çıkarmaz'' dedi. Şener, AK Parti kamplarının olağan kamplar olduğunu belirterek, bu kamplarda gündemdeki konuların tartışılarak politika üretilmesine imkan sağlayan kamplar olduğunu, bunun da olağan 8. istişare toplantısı olduğunu vurguladı. Önümüzde iki önemli seçimin olduğunu hatırlatan Şener, Cumartesi ve Pazar günü itibarıyla gündemin belli olduğunu, dün milletvekillerinin değerlendirmelerinin yer aldığını, bugün de bayındırlık, ekonomi, dış politika gibi hükümet faaliyetlerinin sunuşları ve müzakerelerin yer alacağını kaydetti. Şener, şöyle devam etti: ''Parti yönetimi tarafından, özel bir gündem oluşturulmak suretiyle, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ele alınacağı bir seans bu toplantılarda mevcut değildir, gündemde yok. Söz alan üyelerin ifadeleri içinde, değerlendirmeleri içinde Cumhurbaşkanlığı konusuna da değinilmiştir ama bunun çok sayıda olduğunu söyleyemem doğrusu. Üyelerin konuşmaları, değerlendirme biçimleri, kimin Cumhurbaşkanı olmasının faydalı olacağı, gerekli olacağı üslup ve tarzında değildir. Bu süreç partimiz açısından önemli, bu süreci iyi yönetmek gerekir gibi ifadelerin daha çok yer aldığını söyleyebilirim.'' 301. MADDE Şener, 301. madde konusundaki bir soruya verdiği yanıtta, 301.maddeye benzer maddelerin, diğer Avrupa ülkelerinin ceza yasalarında da bulunduğunu hatırlatarak, ''ama aramızda bir fark var, onlarda bu maddeye ilişkin olarak dava açılmamış'' dedi. Başbakan Yardımcısı Şener, şöyle devam etti: ''Açılan bu davalar nedeniyle toplumda tartışmalar var. Çağdaş bir ülkede, düşüncenin sınırı ne olmalıdır ne olmamalıdır konusu yoğun bir şekilde işleniyor. Biz, katı yasa standartları yerine çağdaş standartlara uygun hukuk metinlerine sahip olduğumuz takdirde, bu süreçte yapılan tartışmalarla, düşünce özgürlüğüne ilişkin sağlıklı bir algılamayı hukuk camiasından, topluma varıncaya kadar her kesime ulaştırmayı ben daha faydalı görüyorum. Konu tartışılırken, insanların bakış tarzları değişiyor. Ben toplumsal kültürü önemsiyorum, toplumsal kültür, hem hukuk zemininde hem de insanların birbirleriyle ilişkilerinde makul olanı doğruyu elde edebilmek için toplumsal kültürü sağlıklı hale getirmek lazım. 73 milyon insanımız farklılıkları sevmeyi bilmesi lazım. Bunu bir kültür olarak oluşturmamız lazım. Farklılıklardan zevk alacak bir unsurun sürekli benimsenmesi lazım.''
<< Önceki Haber Şener'in Cumhurbaşkanlığı değerlendirmesi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER