Cumhuriyet tarihi boyunca "sine-i millet"e giden tek milletvekili Murat Sökmenoğlu, BUGÜN'e konuştu: "Millete rağmen 'sine-i millet' olmaz. 'Sine-i millet' cumhuriyet tarihi boyunca hep tehdit olarak gündeme getirilmiştir. Tehditler sıklaşınca inandırıcılığını kaybeder." Cumhurbaşkanlığı kavgasının milletin umurunda olmadığını kaydeden Sökmenoğlu, "Çankaya yokuşunun başında 'sine-i millet' gündeme geldi. Milletin iradesiyle gelenler, milletin sesine kulak vermelidirler. Milletin nabzını, hissiyatını görmezlikten gelemezsiniz. Millete rağmen 'sine-i millet' olmaz" dedi. 'Sine-i millet'in Cumhuriyet tarihi boyunca sürekli bir tehdit unsuru olarak gündemde tutulduğunu, ancak laftan öteye gitmediğini hatırlatan Sökmenoğlu, "Tehditler sıklaşınca inandırıcılığını kaybeder" uyarısında bulundu. 'Sine-i millet', tüm resmi sıfat ve ayrıcalıkları bırakıp halktan biri olarak siyaset yapmak için, bir milletvekilinin, partinin veya grubun toplu olarak istifa etmesi anlamına geliyor. Türk demokrasi hayatında 'sine- i millet'e dönen tek milletvekili olma özelliğine sahip Murat Sökmenoğlu’yla tartışmaları konuştuk. İşte Sökmenoğlu’nun BUGÜN'e yaptığı açıklamalar: HEP LAFTA KALIYOR: Milletvekilleri düşünüp, tartışıp, ondan sonra konuşmalıdır. Düşündüğünüzü söyleyince gereğini yapmalısınız ki, inandırıcılığı kaybetmemelisiniz. Yıllardır ağızlarından düşmeyen, bir tehdit unsuru gibi ifade edilen 'sine-i millet'e dönme kararının gerçekleşmemesinin sebebi de, vekillerin ölçüp biçmeden konuşmasından kaynaklanıyor. Milletvekili konuştuğu zaman yapmalı ki, inandırıcılığını kaybetmesin. MİLLETE RAĞMEN OLMAZ: Çankaya yokuşunun başında 'sine-i millet' gündeme geldi. Bence milletin iradesiyle gelenler, millete kulak vermeli. Milletin nabzını, hissiyatını görmezlikten gelemezsiniz. Millete rağmen 'sine-i millet' olmaz. BAYKAL İSTEYEBİLİR AMA... CHP’ye oy verenler, bu iktidardan kurtulmanın tek yolunun Meclis’i boşaltmaktan geçtiğine inanabilir. Ama tek taraflı irade beyanı olan istifanın, genel başkanlarınca, bütün bir gruba karar aldırmanın imkansızlığı da bir başka gerçek. İstifa mekanizmasını milletvekillerine, grup kararıyla aldıramazlar. İstifa için önce vekilin rızası gerekiyor, partinin değil. MİLLETİN UMURUNDA DEĞİL: Her Cumhurbaşkanı seçiminde gerginlik had safhaya çıkıyor. Biraz da seçilmişlerle atanmışların kavgası haline dönüştü. Cumhurbaşkanlığı seçimi bu kez çok erken başladı. Kavga şu anda milletin umurunda değil. Millet aş ve iş derdinde. DEMİREL, İNÖNÜ GİDEMEDİ: Özal’ın Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında buna benzer tartışmalar yaşandı. O zaman muhalefette Demirel ve Erdal İnönü vardı. Özal’ın Köşk'e çıkmasını istemediler ve 'sine-i millet'i ortaya attılar. Uzun süre gündemde tuttular. Sonra da konjonktür müsait değil diyerek vazgeçtiler. NİYE SİNE-İ MİLLETE DÖNDÜM: Ben Özal seçilir seçilmez istifamı TBMM'ye teslim ettim. Bunu yapmasam, kendime inancım kalmazdı. Ben aynaya rahat bakmak için 'sine-i millet'e döndüm. Dilekçemi verdikten 2 ay sonra TBMM’ce onaylanarak vekilliğim düşürüldü. O yüzden kim ne yaparsa yapsın, ölçüp biçip sonra yapsın. iLK ‘SiNE-i MiLLET’ iSTiFASI GELDi... Bağımsız Mersin Milletvekili Ersoy Bulut, 'sine-i millet'e dönmeye hazır olduğunu ve yeni yıla girmeden milletvekilliğinden istifa edeceğini açıkladı. Bulut Meclis'teki açıklamasında, "Şimdi Atatürk’ün emaneti olan laik cumhuriyete sahip çıkma zamanıdır. 22. Dönem Parlamentosu, halkın gerçek iradesini yansıtmıyor. Bu nedenle 11. Cumhurbaşkanı'nı seçmemesi gerekir" dedi. Bulut, şöyle konuştu: "Uzlaşmadan, dayatarak seçilecek Cumhurbaşkanı kaos yaratır. Bu parlamentonun bugünden sonra yapacağı en hayırlı iş, Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce milletvekili seçimi için karar almasıdır. Eğer bu nedenle 'sine-i millet'e dönmek gerekiyorsa, ki bunun en etkili yol olduğuna inanmaktayım, o zaman diyorum ki gelin 'sine-i millet'e dönelim. Şahsen ben 'sine-i millet'e dönmeye hazırım..." Bugün