Parti içindeki katı-laik kesim
Mehmet Sevigen’i yedi.
Önder Sav, bundan sonra daha ön planda olacak.
Ankara’da dolaşan senaryolara göre, sürecin üçüncü aşamasında Genel Başkan Deniz
Baykal’ın devrilmesi var.
CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen’in
istifasıyla sonuçlanan süreç, daha çok bir tasfiyeyi andırıyor. Genel Başkan
Deniz Baykal’ın etrafındaki halkla barışık kitle, her geçen gün zayıflıyor. Başını Genel Sekreter
Önder Sav’ın çektiği katı laikçi
ekip güç kazanıyor. Kulislerde ise ilginç senaryolar dolaşıyor: Parti içinde başlatılacak bir direnişle Baykal’ın istifası neticesinde CHP’nin başına yeni bir ismin getirilmesi gündemde. Bunların başında ise Önder Sav’a yakın
Kemal Kılıçdaroğlu’nun adı geçiyor.
Mehmet Sevigen, Baykal’ın en yakınındaki kişiydi. Kimisi onun için “Baykal’ın sağ kolu”, kimisi ise ‘karakutusu’ ifadesini kullandı. Baykal’a yakınlığı derecesinde, CHP’nin diğer yöneticileri gibi halktan kopuk değildi. Annesinin başörtülü olmasıyla övünüyor, ‘
Anadolu çocuğu’ olduğunu, varoşlardan geldiğini, avizecilik yaptığını açıkça söylüyor; başı örtülü-başı açık ayrımı yapmadığını her yerde dillendiriyordu. CHP’deki katı-laikçi kesimin halka tepeden bakmasına karşılık Sevigen ‘halkın içinden’ biriydi.
Gaziosmanpaşa’dan çıkıp Baykal’ın en yakınına gelmesini bir kesimin çekemediğini açıkça söylüyordu. Sevigen’in istifasını değerlendiren bir parti yöneticisi, “Parti içinden düğmeye basıldı.” diyor. Bu kesimin de Sav’ın ekibi olduğuna işaret ediyor. Yani Sevigen, dışarıdan değil, içeriden devrildi.
Sav’ın başını çektiği ekip, “Bu iş senin başının altından çıktı” diyerek çarşaf açılımının arkasında Sevigen olduğuna inanıyordu. Sevigen ise “
Çarşaflı üyelerin partiye katılmasının arkasında aslında ben varım.” diyor; ancak bunu kimsenin bilmesini istemiyordu. Bir yanda inançlı insanlara karşı hoşgörülü yaklaşan Sevigen, diğer yanda hacca gitmek isteyen bir vatandaş ve Hz. Peygamber’le alay eden Sav... Neticede Sevigen’in halka ve Baykal’a yakınlığı, isminin çizilmesine yol açtı. Böylece Baykal’ın devrilmesinin yolu açıldı. Muhtemel bir kurultayda artık Sevigen’in etkinliği azalacak.
Sevigen, yakınındakilere “
İstanbul’a
Kemal Derviş aday olmazsa ben olurum.” diyordu; ancak Baykal, Kılıçdaroğlu’nu aday gösterdi. ‘Düellocu’ Kemal Bey’in
yıldızı medya tarafından âdeta parlatıldı. Ancak o yıldız(!) Sevigen’le hiç barışmadı, onu kendisine
rakip gördü. Kılıçdaroğlu da Sav çizgisinde hareket etmeye başladı. Zaten Kılıçdaroğlu’nun bu istifada parmağı olabileceği, böylece Sevigen’in İstanbul örgütü üzerindeki etkisinin azaltılmaya çalışıldığı öne sürülüyor. İstanbul İl Başkanı
Gürsel Tekin’in istifa resti ile güç gösterisinde bulunmasının ardında da Sav ve Kılıçdaroğlu’nun olduğu tahmin ediliyor. Tekin, istifa kartıyla istediğini aldı, İstanbul’da Sevigen’e karşı bir üstünlük kurdu. Siyaset bilimci Tanju Tosun’a göre, olayın birinci perdesi çarşaflı üyelerin partiden ayrılmasıydı. Sevigen’in istifasıyla Sav-Kılıçdaroğlu’nun oyunu tuttu. Bundan sonra İstanbul teşkilatında Sevigen’in etkisi azaltıldı; Sav örgütler üzerinde mutlak hâkimiyet kurdu.
Yolsuzluk iddiası ile gündeme gelen CHP’nin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nda başarısızlığı durumunda faturanın Sevigen’e kesilmesi de hesaplanıyor. Kılıçdaroğlu, Baykal’a karşı parti içindeki katı-laikçi kesimin genel
başkan adayı olarak da sunuluyor.
Alevi inançlı vatandaşların önderi konumunda gösterilen dedelik makamındaki Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olması durumunda,
AK Parti’nin son açılımlarıyla CHP’den kopmaya başlayan Alevi kesimin de kazanılması hesaplanıyor.
Önder Sav, daha önce karşı karşıya geldiği birçok kişiyi yönetimden uzaklaştırmayı bilmişti. Baykal’a en yakın isimlerden Eşref
Erdem bunlardan biri. Sevigen’in istifa sürecinde de Sav, yardımcısına arka çıkmadı, bir bakıma en büyük rakibini egale etti.
Vatan Gazetesi,
belgeler üzerinden yaptığı
kampanyada amacına ulaştı. Mehmet Sevigen’e ilişkin bu belgelerin Önder Sav’a yakın bir kesim tarafından piyasaya sürüldüğü iddia ediliyor. AK Partili
Şaban Dişli’nin 1 milyon dolarlık
protokol imzalayıp yolsuzluk yaptığını Kemal Kılıçdaroğlu öne sürmüştü. Kılıçdaroğlu tarzını hatırlatan son iddia ise Sevigen’e karşı ortaya atıldı. “CHP’nin Dişli’si” denilen Sevigen’in, yakın arkadaşı Mehmet
Emin Erkan’ın bir arsayı almasına yardımcı olduğu, bu arsanın imar planlarının değiştirilmesinde nüfuz kullandığı, yaptıklarından dolayı da kâr elde ettiği öne sürülüyordu. Bu belgeye göre Sevigen’in yüzde 8’lik ortaklığa karşılık 1 milyon 120 bin dolarlık pay alacağı yazıyordu. Ancak bu
anlaşma Sevigen’in evini satamadığı için parayı getirememesinden dolayı iptal oldu, belge ise havada kaldı. Sevigen bu ortaklıktan bir para almadı.
Doğan Grubu medyası ise iddiaları
linç kampanyasına dönüştürüp Sevigen’in istifasını istedi.
Sevigen ise girişiminin etik sayılamayacağını ancak ‘
rant ittifakı’ da olmadığını söyledi: “Eğer ortak olsam 5 yılda benim hesabıma 1 lira girmez mi? Hesaplar ortada. Hesaplarıma 1 lira girdiyse hemen istifa ederim.” Arsayı alan firmanın ortaklarından Erkan da 200 bin doları bulamayan Sevigen için “Önce karnını doyursun.” dedi. Bu arsaya inşa edilen Selenium Panorama adlı 23 katlı
rezidans projesinde Sevigen’in imar değişikliği yaptırdığını ima eden Vatan ise iddiasını ispatlayamadı.
Kendisine karşı sistemli bir kampanya yürütüldüğünü söyleyen Mehmet Sevigen, Genel
Merkez’deki açıklamasında “Hakkımdaki iddialar doğru değil. Ne belediye üzerinde nüfuz kullanılarak plan değişikliği yapılmıştır, ne bir
kredi ilişkisine aracılık edilerek çıkar elde edilmiştir, ne de bu asılsız iddialar karşılığında tek kuruşluk haksız menfaat sağlanmıştır.” diyordu.
“İki
gazete manşetiyle mi gideceğiz!” diyen Sevigen, Baykal’ın da onayıyla partideki üç görevinden (MYK ve PM üyelikleri, genel sekreter yardımcılığı) istifa etti. Baykal’ın ekranlardan “Suçlu değil” diyerek sahip çıktığı Sevigen’in istifasını kabul etmesinin arkasında, ‘sistemli kampanya partiye zarar verir ve Sevigen aklanıp gelsin’ düşüncesi yatıyor. Sevigen’in dokunulmazlığının kaldırılması için
Meclis’e başvurması da bekleniyor. Sevigen basın toplantısında “Bu konuda yargısız
infaz öyle bir noktaya ulaştı ki benim yüzümden partim yıpratılıyor. Bu istifamın altında yatan sebep; başkanımı, partimi, arkadaşlarımı korumaktır.” deyip hakkındaki iddiaları çürütmek için istifa etti.
Sevigen’e karşı kısa süre önce de
Eyüp Belediyesi başkan adaylığına adı geçen Emin Atmaca’nın iddiaları gündeme gelmişti. “Adaylık için 600 bin dolar istedi.” diyen Atmaca, bu iddiasını kanıtlayamamıştı.
Sevigen’e göre iddiaları ortaya atan Vatan, ‘kalemle kendisine
şantaj’ yaptı. Üstelik bu ‘sistemli kampanyanın’ ardında yer alan Vatan’ın en tepesindeki
Zafer Mutlu’nun bir işini halletmediği için tüm bunların başına geldiğini söyledi. Mutlu hakkında kısa süre önce de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Kadir Topbaş bir sırrı deşifre etmişti: Vatan yöneticileri,
Kemerburgaz’da bir araziyi işgal edip okul yaptı. Bu kaçak yapı tespit edildi. Topbaş, Vatan’ın kendisine dönük sindirme kampanyasının ardında bu kaçak yapı olduğunu açıkladı.
Doç. Tanju Tosun (Ege Üni. Öğr. Üyesi): ÖNDER SAV ÖNE ÇIKACAK
Rant iddialarının
seçmen nezdinde çok belirleyici olabileceğini düşünmüyorum. Seçmen yolsuzluk meselelerine bakarak siyasal parti tercihinde bulunmuyor. CHP içinde Sevigen’in Baykal ile olan ilişkisi, gerek Önder Sav, gerek
Eşref Erdem ile ilişkisinden çok farklı. Baykal aslında CHP’yi kurtarmak için değil, Sevigen’i kurtarmak için böyle bir pozisyon almış durumda. Bu ticari ilişki rant ilişkisine dönüşmüş olsaydı, Baykal CHP’yi kurtarmak için Sevigen’i feda ederdi. Sevigen ile ilişkisi hiçbir zaman kopacak bir ilişki değil. Çünkü parti yeniden açıldıktan bugüne kadar, 15 yıl içinde CHP’den çok isim geldi geçti. Sevigen her zaman Baykal’ın parti içinde prensi olarak kaldı.
Tüzük değişikliği sonrasında geri çekilen Önder Sav, bu süreçte biraz öne çıkacak. Ama Sav’ın yerel teşkilatlar üzerindeki etkisi hiçbir zaman kaybolmadı.
İzmir’de özellikle belediye meclis üyelerinin belirlenmesinde Sav etkili oldu. Sevigen geride kalacak; ama prens olmaya devam edecek. İstanbul’da Kılıçdaroğlu’nun varlığı nedeniyle CHP içindeki dükalığı zedelenmiştir. Sevigen ise İstanbul’da irtifa kaybedecektir. Yerelde Sevigen rol oynamayacak. Bir tarafta Kılıçdaroğlu, öbür tarafta il başkanı var. Kılıçdaroğlu ile il başkanı diyaloğunu Sevigen’in kırması söz konusu değil.
AKSİYON