Son araştırma-Şimdiki tablo
Seçimlere yaklaştıkça peş peşe araştırmalar yapılıyor.
Araştırmaların bir kısmı
sipariş ve kamuoyunu, siyasi partilerin tutum ve tercihlerini etkileme amacıyla yapılırken, bir kısmının da amacı olup biteni anlamak, toplumda beliren yeni eğilimleri tespit etmek.
Bugüne kadar yaptığı araştırmalarla doğruya en yakın sonuçları bulan GENAR'ın yeni bir araştırması var elimizde. "Partiler 22 Temmuz yarışına nereden başlıyor?" sorusuna cevabın arandığı araştırma 8-13
Mayıs tarihleri arasında yapılmış. Türkiye'nin genelinde (17 il ve 60 ilçede) yapılan araştırmaya göre, 22 Temmuz 2007'de yapılacak olan milletvekilliği genel
seçim yarışına partiler şu oy oranlarıyla başlamaktadırlar:
AK Parti: % 43,9;
CHP-DSP % 21,5; DYP-Anavatan (DP): % 9,0; MHP: % 7,3; GP: % 6,7; DTP: % 6,1; SP: % 1,8; Diğer: % 3,8
Araştırmaya göre, Türk toplumunun % 40'ının temel gündemi "işsizlik", % 19'unun "ekonomi"dir ki ikisi aynı kategoride ele alınabilir. Bu durumda yaklaşık % 60'lık bir kesim Türkiye'nin öncelikli sorunu olarak ekonomiyi görmektedir. "Yolsuzluklar, eğitim,
demokrasi, rejim tehlikesi, cumhurbaşkanlığı" vb. konular da Türk toplumu açısından sorun olarak görülmekle beraber, bunlar ikinci derecede ele alınmaktadır.
Şimdilik ufukta iki partili bir
Meclis gözüküyor. Ve elbette söz konusu iki parti AK Parti ile CHP'dir. "Şimdilik" diyoruz; çünkü bu veriler yarışa başlama verileri olarak düşünülmelidir. İki ayı aşkın bir
kampanya sürecinde,
seçmen davranışına paralel olarak bu tablo değişebilir. Muhtıranın sıcak etkisi geçtikçe seçmenin davranışında birtakım değişmeler olabilir. Ancak, DTP'nin bağımsız
adaylarla seçime gireceğini dikkate aldığımızda parlamentonun üç partili olması ihtimali de çok yüksektir. Çünkü her halükarda DTP'nin bağımsız adayları Meclis'te grup kurabilecek sayıya ulaşabilirler. Diğer taraftan (DYP-Anavatan
birleşmesinin ürünü) DP'nin % 10'u aşma potansiyeli taşıdığı görülmektedir. Burada en önemli faktörlerin DP'nin siyasal
iletişim stratejisi ve aday profili olacağını söylemek mümkün. Bazı araştırmalar, MHP'yi barajın üstünde gösterse de, GENAR'ın araştırmasında MHP barajı zorlayan bir trend içindedir. Genç Parti için de aynı şeyi söyleyebiliriz. Bu iki partinin seçim sürecinde atacakları stratejik adımlar barajla olan ilişkilerini belirleyecektir.
Araştırma "kararsızlar"ın AK Parti ile CHP arasında gidip geldiklerine işaret ediyor. Kararsızlar "yüzer-gezer oylar"ı temsil ederler ve her zaman seçim sonucunu etkileme gücünü temsil ederler. "Kararsızlar" genellikle son birkaç günde tercihlerini belirlemektedirler. Kendilerine en yakın gördükleri parti sorulduğunda yaklaşık % 15'lik kararsız kitlenin yarıdan fazlası yine kararsız durumda kalıyor; diğerleri ağırlıklı olarak AK Parti ve CHP'ye yakın durmaktadırlar.
Cumhurbaşkanlığı sürecinde seçmenin yüzde 6,6'sı tercihinde değişiklik yapmış bulunmaktadır.
Soldaki muhtemel birleşme durumunda aday liderler arasında Deniz Baykal'a oy verenler yüzde 13,9. Mustafa Sarıgül'e 13,3 ve A. Necdet Sezer'e 10,7'lik
destek gelmektedir. Burada Mustafa Sarıgül'ün Baykal'a "çok yakın" olması ve Cumhurbaşkanı Sezer'in CHP-DSP birleşmesinin muhtemel lideri olarak görülmesi ilgi
çekici bir nokta olarak öne çıkmaktadır.
İlginç bir nokta da, "Cumhurbaşkanlığı sürecinde kurumların tavrını nasıl buluyorsunuz?" sorusuna verilen cevaplardır. Araştırmaya katılanların yüzde 48,6'sı hükümetin, 45,8'i
Genelkurmay Başkanlığı'nın, 59,5'i CHP'nin, 59,2'si DYP'nin, 58'i Anavatan'ın, 45,3'ü üniversitelerin ve 55,7'si medyanın tutumunu onaylamıyor. Bu da üzerinde düşünülmesi gereken bir husustur.
Deneklerin yüzde 70'i, Türkiye'de "
cumhurbaşkanının eşinin başının örtülü olması"nda herhangi bir sakınca görmüyor veya bir rahatsızlık duymuyor. 4,5 yıllık AK Parti iktidarı döneminde bireysel yaşama tarzına müdahale olmadığını söyleyenlerin oranı hayli yüksek: Yüzde 90,5. Türkiye'de şimdiki siyasi tablo üç aşağı beş yukarı bu!..
Zaman