TBMM Başkanvekili Sadık Yakut,
Meclis Başkanlık Divanı olarak, Türk milletini
terörü lanetlemeye, birlik ve beraberliğe davet ederek, ''Zaman artık konuşma, söz söyleme, taziye mesajları yayınlama zamanı değil. Sözün bittiği noktadayız. Terörle ülkemize zarar vermek isteyenler, bumerang misali terör silahının kendilerini de vurduklarını görmelidir'' dedi.
TBMM Genel Kurulu, Sadık Yakut'un başkanlığında toplandı. Gündemdışı konuşmalara geçmeden önce, Yakut,
Diyarbakır Silvan'da 13 askerin şehit edilmesini kınadı. Yakut,
mübarek üç aylarda, Beraat müjdesi almaya hazırlandıkları bu anlamlı günü şehit haberleriyle karşılamanın tarifsiz acısı, üzüntüsü içinde olduklarını söyledi.
''Asırlardır sömürgeci, emperyalist zihniyetin kirli temsilciliğini yapan dış güç ve devletlerin, bu coğrafyada, Orta Doğu'da sergiledikleri insanlık, insaf ve izan dışı oyunlarına son vermelerini beklemediklerini'' anlatan Yakut, ''Çünkü bu coğrafyanın sahip olduğu jeopolitik konum,
ekonomik zenginlikler, petrol, doğalgaz başta olmak üzere zengin enerji,
yeraltı kaynakları, her zaman büyük güçlerin çıkarları için ilgi alanlarında öncelikle yer almış, değişmeyen böl-yönet politikalarının ışığı altında nifak tohumlarını saçmaya devam etmişlerdir'' diye konuştu.
Yakut, 19. Yüzyıl'ın sonları, 20. Yüzyıl'ın başlarında, dış güçlerin oyununa gelmeyen
Osmanlı Kürtlerinin, Trablusgarp,
Yemen,
Balkan Savaşları, 1. Dünya Savaşı'nda Osmanlı ordusu içinde yer alarak, Osmanlı'ya sadakatinden vazgeçmediğini ifade etti. Yakut, aynı sadakati, mensubiyet, aidiyet ve birliktelik duyguları içinde Sevr'de,
milli mücadelede ve sonrasında da
Türkiye Cumhuriyeti'ne sadakat noktasında gerçek iradesini sergilemekten hiçbir zaman kaçınmadığını anlattı.
Paris Konferansı, Sevr, TBMM zabıtları ve
Lozan kayıtlarının bunların sayısız örneklerine
tanık olduğuna işaret eden Yakut, sözlerine şöyle devam etti:
''Değişen dünyanın değişen aktörleri, küresel güç ve çıkarlarını güçlendirmek ve korumak için yeni enstrümanlar ortaya çıkarmış ve yöntemlerle
hain senaryolarını gerçekleştirmek üzere yeni oyunlarını sahneye koymaktan kaçınmamışlardır. Bu tür oyunlarda kullandıkları en önemli silahın adı terördür. Maalesef, ülkemiz de bu hain ve kirli silahın hedefinde yer almış ve terörün insafsız, insanlık dışı her türlü versiyonu bu topraklarda yıllardan beri sergilenmiştir. Terörün görünen yüzü ve kullanılan eli, dış gücün ve devletlerin içerideki hain işbirlikçileri olmuştur. Aziz milletimize böylesine bir acıyı yaşatan hain
teröristlerle, görünen yüz ve kullanılan el ile mücadele etmek ve hak ettikleri cezayı bu kapsamda ve anlayışta vermek yeterli değildir.
Eli kanlı terör örgütünün ve uzantılarının,
yerli işbirlikçilerinin arkasındaki görünmeyen dış güçlerle; devletin bekası, milletin varlığı ve insanlarımızın güvenliği, en temel hak ve özgürlüklerini özgürce, eşit olarak ayrımcılığa tabi olmadan kullanabilmelerini teminen mücadele etmek en önemli milli görevimizdir. Terörle ülkemize zarar vermek isteyenler, bumerang misali terör silahının kendilerini de vurduklarını görmeli ve terörün acısını cüzdanlarında,
banka hesaplarında, ticari karlılıklarının ötesinde yüreklerinde de hissetmelidirler. Körle yatan şaşı kalkar misali, Terörle yatanın nasıl kalkacağını tüm dünyaya göstermeliyiz.''
-''BİR DÜŞMANLIĞI YOK''-
Yakut, Türk milletinin ayrılmaz parçası ve müstesna evlatları olan Türklerin Kürtlerle, Kürtlerin Türklerle bir düşmanlığının olmadığını belirterek, ''Olması için bir neden de yoktur'' dedi.
TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, şöyle konuştu:
''Milli benlik ve bilinç altımızda; coğrafya,
inanç, kültür,
aile, iş birliği, milli mücadele birliği, kaderde, kıvançta aynı şeyleri, sayılamayacak ortak değerleri paylaşma birliği olan bir milletin birliğini, dirliğini ancak ve ancak kendi çıkarlarını gerçekleştirmek üzere kirli oyunlar sahneye koymaktan kaçınmayan dış güçlerin bozmaya çalışacağını gözden kaçırmamak, dış güce alet olmamak gerekir.
Ziya Gökalp'in mısralarında dile getirdiği gibi; 'Kürtleri sevmeyen bir Türk varsa Türk değildir/Türkleri sevmeyen bir Kürt varsa Kürt değildir.' Bugün, bir avuç, Türklük ve Kürtlükten ve insanlıktan nasibini almayan bir terörist varsa, karşısında milyonların olduğunu unutmamalı ve hesaplar buna göre yapılmalıdır.
Satranç oyununda terör piyonlarını kullananların, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni köşeye sıkıştırarak 'şah-mat' diyemeyeceklerinin sayısız örnekleri yakın tarihimizin sayfalarında açıktır.
Bu acılı günde söylenecek çok sözümüz var. Bir de hayatın gerçeği var. Yapamayan konuşur... Zaman artık konuşma, söz söyleme, taziye mesajları yayınlama, 'şehidimizin kanı yerde kalmayacak,
terörle mücadele azmimiz kararlıkla sürdürülecektir' deme zamanı değil. Sözün bittiği noktadayız.''
-''MİLLİ GÖREVE HAZIR''-
Yakut,
bağımsızlık mücadelesinin kalbi olan TBMM'nin bu sıkıntılı günlerde de tarihi misyonuna uygun şekilde milli göreve hazır olduğunu kaydetti. ''Yasama olarak bize düşen, bizden istenen neyse dün olduğu gibi bugün de vermeye ve yerine getirmeye hazırız'' diyen Yakut, terörle mücadelede yer alan tüm kurum ve kuruluşların fedakarlıklarını, azim, gayretlerini takdirle karşıladıklarını kaydetti.
TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, sözlerini şöyle tamamladı:
''Bu ve geçmişte buna benzer olayların bir daha tekrarlanmaması için 'terör önleyici istihbarat ve
eylem–pusu öncesi karşı koyma' uygulamalarında istihbarat zafiyetinin yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınması, yeniden
yapılandırma ile istihbarat ve
analiz birliğinin sağlanmasının önemine dikkat çekmek istiyorum. Bu vahim hadisenin; 'şer denilenlerde de bir hayır vardır' ifadesinden hareketle, her büyük acının beraberinde, beklenmeyen hayırlı sonuçlara vesile olmasını umuyorum.
Şehitlerimize Cenabı Hak'tan rahmet, yakınlarına ve aziz milletimize
başsağlığı, gazilerimize sağlık diliyor,
Başkanlık Divanı olarak, yüce Türk milletini terörü lanetlemeye, birlik ve beraberliğe davet ediyorum.''