TBMM Genel Kurulu'nda,
Fransa Meclisi'nin, ‘
Ermeni soykırımı’nı inkarı suç sayan
kanun teklifinin kabul edilmesine ilişkin yapılan görüşmelerin ardından, AKP,
CHP,
Anavatan Partisi grup başkanvekilleri ile DYP Genel Başkanı
Mehmet Ağar ve Genç Parti
İstanbul Milletvekili Emin Şirin'in imzasıyla hazırlanan
bildiri benimsendi.
Bildiride, kararın, Fransa Meclis üyelerinin sadece beşte birinin oyuyla kabul edilmesi ve bu teklife karşı olduğu anlaşılan çok sayıda milletvekilinin oy kullanmaya cesaret edememesinin, Fransa'nın iç
politika hesapları ile Ermeni azınlığı etkisinde kaldığının açık bir göstergesi olduğu ifade edildi.
TBMM bildirisinde,
Fransız Ulusal Meclisi'nde kabul edilen bu teklifi şiddetle kınadığı, Ermeni asıllı vatandaşları dahil tüm Türk halkının, bu girişimi tepkiyle karşıladığı bildirildi.
Fransa tarihindeki uygulamalar
Yakın tarihindeki bazı uygulamalarıyla Fransa'nın Cezayir'de, Hindi Çini'nde, Madagaskar'da ve diğer bazı
Afrika ülkelerinde 1 milyondan fazla masum insanın ölümüne yol açtığı kaydedilen bildiride, başka ülkelerin tarihlerindeki olaylar konusunda dikkatli konuşulması gerektiğine dikkat çekildi.
Bildiride, kendi tarihiyle ilgili suçlamalar karşısında konuyu tarihçilere bırakmak gerektiğini ve tarihin
yasayla yazılamayacağını savunan Fransız
siyaset adamlarının,
Türkiye'nin tarihine gelince, kendilerinde karar alma hakkı görmelerinin ibret verici olduğu ifade edildi.
“Türk milletinin, tarihinden utanmasını gerektirecek bir husus, tarihiyle yüzleşmek konusunda da bir sıkıntısı bulunmamaktadır” denilen bildiride,bugün birçok uluslararası seçkin tarihçinin, Ermeni iddialarının aksine, Birinci Dünya
Savaşı sırasında yaşanan olayların 1948 tarihli soykırım sözleşmesi hükümleri çerçevesinde hiçbir şekilde soykırım olarak nitelendirilemeyeceğini kanıtlarıyla ortaya koyduğunu, hatta bunların arasında Fransızların da olduğu, bunun tüm araştırmacılara açık olan Türk arşivinde, teyit eden belgelerle dolu olduğu kaydedildi.
Meclis bildirisinde, “Fransız Parlamentosunda bu yasanın kabulünün, Türkiye ile Fransa arasındaki siyasi,
ekonomik, askeri ilişkilerde onarılmaz yaralar açacağı ise tabiidir” idafeleri yer aldı.
Abdullah Gül: "İlişkilerde derin yaralar açıldı"
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, ''Fransız Ulusal Meclisi'nde kabul edilen kararın, Türk-Fransız ilişkilerine zarar vermesi kaçınılmazdır, ilişkilerde derin yaralar açılmıştır. Bu yaralar, siyasi, güvenlik ve ekonomik konularda ortaya çıkacak'' dedi.
Gül,
TBMM Genel Kurulu'na bilgi verirken, Fransız Ulusal Meclisi'nde kabul edilen teklife göre, 'Ermeni soykırımı'nı inkar edenlere 1 yıla kadar
hapis ve 45 bin euroya kadar
para cezası verilmesinin öngörüldüğünü vurguladı.
Gül, bu kararın her ne kadar
Fransa Senatosu tarafından kabul edilmesi ve Cumhurbaşkanı tarafından onaylanması gerekse bile yasalaşması halinde, Fransa sınırları içinde Ermeni iddialarına karşı çıkılmasının suç sayılacağını bildirdi.
"Asimilasyon olsaydı birçok kültür bugüne gelmezdi"
'
Soykırım' denilerek, 1920'lerde, 1970 ve 1980'lerdeki
terör eylemlerine meşruiyet kazandırılmak istendiğini belirten Gül, ''Türk tarihine kendi perspektifinden
bakanlar, Türkiye'deki güncel siyasi olayları anlamaktan uzaktadırlar. Bazı milletlerin tarihinde yoğun yaşanan
ırkçılık, kendinden olmayanlara tahammülsüzlük olgusu, Türk toplumunda hiçbir zaman yaşanmamıştır" dedi.
Bakan Gül, "400-500 yıl hakimiyetimiz altında kalan
topraklarda bile asimilasyon uygulanmamış, farklı din ve etnik grupların hayatlarını bugüne kadar devam ettirmeleri sağlanmıştır. Atalarımız tarafından eğer asimilasyon uygulanmış olsaydı, bugün çağdaş gezen, medeni geçinen ve bize
ders vermek isteyen bazı ülkelerin daha çok yakın tarihlerde yaptıklarını yapmış olsaydılar, birçok dil, kültür bugüne gelmiş olmayacaktı'' ifadesini kullandı.
Burada Türkiye'nin bir hatası varsa o da kendi halklarının katledilmesini dünya kamuoyuna yeterince anlatmamış olmasıdır'' diyen Gül, ''burada bir iyi niyeti görmemiz lazım. Cumhuriyetimizi kuranlar, yeni devletimizi kin ve nefret üzerine kurmak istememişlerdir. Yeni nesillere düşmanlık tohumu atmak istemedikleri için yaşanan katliamları aktarmak istememişlerdir. Ne yazık ki o günün bu iyi niyetli düşüncelerin bugün karşımıza bir zafiyet olarak karşımıza çıkmaktadır'' diye konuştu.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, soykırımın, insanlık tarihinde işlenebilecek en ağır suç olduğunu ifade etti. Bu suçlamanın tarihi gerçeklerle dayanak bulması gerektiğini vurgulayan Gül, ''bir ulusun soykırım işlediğini öne sürmek, ciddi bir ithamdır ve ispat edilme yükümlülüğünü beraberinde getirmektedir. Hukuki ve tarihi olarak somut delillere dayanmayan soykırım, subjektiftir" dedi.
"Teklifi engellemek için her türlü çabayı gösteriyoruz"
Dışişleri Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Fransa Ulusal Meclisi'ndeki teklifi engellemek için her türlü çalışmayı yaptıklarını belirterek, ''başka bir yol daha var ki hükümetimiz o yolu da denemekten kaçınmayacaktır. Uluslararası hukukun sağladığı tüm imkanları, yargı yoluna başvurmak da dahil olmak üzere bütün bunları devreye sokacaktır'' ifadesini kullandı.
TBMM Genel Kurulu'na, Fransa Ulusal Meclisinde kabul edilen teklifle ilgili bilgi veren Gül, Fransız yetkililerin bir yandan kendi tarihlerindeki tartışmalı olayların tarihçilerin değerlendirmesine bırakılması gerektiğini söylerken, diğer yandan da tarihsel dayanağı olmayan Ermeni iddialarının geçerliliğini sorgulayarak, buna ilişkin yasal düzenlemeler yaptığını belirtti.
''Biz geçmişinden emin olan bir milletiz' diyen Gül, Türkiye'nin gizli ve askeri arşivlerde dahil olmak üzere tüm arşivlerini
yerli-
yabancı herkese açtığını hatırlattı.
Geçtiğimiz yıl Türk ve Ermeni tarihçilerden oluşacak ve 1915 olaylarını etraflı olarak sadece iki ülke arşivinde değil, 3'üncü ülke arşivinde de araştıracak bir ortak tarih komisyonu kurulmasının önerildiğini ve bunun TBMM'de kabul gördüğünü kaydeden Gül, Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihinde utanılacak hiçbir husus olmadığını yineledi.
''Fransa tarihi bir kavşakta...''
Türkiye'de geçmişten beri var olan Fransız sempatisinin, yapılan saldırılar nedeniyle gün geçtikçe azaldığını ifade eden Gül, düşünce ve fikir özgürlüğünü rehin alan yasa teklifinin Türk milletini ve Ermeni asıllı vatandaşları derinden zedelediğini kaydetti.
Fransa'nın özgürlüklerin öncüsü, demokrasinin beşiği, dünyaya eşitliği yayan ülke olduğuna dikkatiçeken Gül, bu ülkenin aynı zamanda
Avrupa değerlerinin beşiği olduğunu vurguladı. ''Fransa böyle bir ülke olmaktan uzağa gitmemelidir'' diyen Gül, Fransa'nın düşüncelerini, tarihi belgeleri, fikirlerini açıklayanların hapse atıldığı bir ülke olmaması gerektiğini kaydetti.
"Girişimlerin yarı yolda kalmasını umuyoruz"
Yasa girişiminin yarı yolda kalacağını
ümit ettiğini vurgulayan Gül, "ama bütün bu uyarı ve eleştiriler, dikkat çekmelere rağmen eğer bu kanun gerçekleştirilirse muhakkak ki Fransa için çok büyük bir ayıp olacaktır. Ama bu, Fransa için sadece büyük bir ayıp olarak kalmayacaktır" dedi.
Bakan Gül, "2001 yılında Fransa Ulusal Meclisi soykırımı kabul etti. Ondan sonra ilişkilerimizde çok büyük problem çıktı. Ama bu kez bu gerçekleşirse, onun gibi olmayacaktır. Açılan yaralar kesinlikle onarılamayacak. Açıkça Türk, Fransız ve dünya kamuoyuna sesleniyorum; Şüphesiz ki ilişkilerimiz siyasi, güvenlik, ekonomik alanda onarılamaz yaralar alacaktır. Bu açıdan hem Fransa kendi çıkarları için bu işi durdurması gerekir hem de attığı yanlış adımdan dönmesi gerekir" diye konuştu.
Şükrü Elekdağ: "
Ermenistan'a
yaptırım uygulanmalı"
TBMM Genel Kurulu’nda, Fransa Meclisi’nde kabul edilen sözde ‘Ermeni Soykırımı’nı inkarını suç sayan yasa teklifi konusunda CHP grubunun görüşlerini açıklayan İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ, ‘Ermeni soykırımı’ iddiaları ve bu yönde alınan kararlara karşı en etkili yöntemin, Ermenistan'a karşı yaptırım uygulanması olduğunu söyledi.
Fransa'nın bu yöndeki kararlarının, Türkiye'nin AB üyeliğini engellemeyi amaçladığını ifade ederek, son yıllarda Fransızların Müslümanlara karşı olumsuz bir tutum takındığını söyledi.
"Fransa'daki Müslümanlar entegre değil"
Buna gerekçe olarak da Fransa'da yaşayan 6 milyon Müslümanın entegre olamamasının gösterildiğini anlatan Elekdağ, “Türkiye, kendisine karşı sıfır
bedelli bir politika uygulanamayacağını, kendisine yönelik hareketlere karşılık vereceğini açıkça ortaya koymalıdır” dedi.
Fransa'da kabul edilen karara karşı etkili önlemler alınması gerektiğini savunan Elekdağ, en etkili önlemin Ermenistan'a yaptırım uygulanması olduğunu bildirdi.
Türkiye'ye yönelik faaliyetlerin arkasında Ermenistan'ın bulunduğunu ifade eden Elekdağ,
Ermeni diasporasının, artık Ermenistan'dan bağımsız çalışmadığını söyledi.
Elekdağ, Türkiye'de bulunan 70 bin Ermenistan vatandaşının da ülkelerine geri gönderilmesini istedi.
Erivan-İstanbul karşılıklı
uçak seferlerinin de iptal edilebileceğini kaydeden Elekdağ, Ermenilerin, ABD Temsilciler Meclisinden karar çıkarmak için etkili bir
lobi faaliyetine başladıklarını da kaydetti.
Gülsün Bilgehan: Ermenilerden teşekkür plaketi
CHP
Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan da yaptığı konuşmada, Fransa Meclisinde sadece Türkiye'nin değil,
Osmanlı Devleti'nin de
sanık sandalyesine oturtulduğunu ifade ederek, “bu konuda bilgisi olmayan milletvekilleri, orada derinlemesine konuştu. Bizler ise
öfke içinde suskun kaldık. Neler hissettiğimizi, sadece biz biliriz” diye konuştu.
Osmanlı ile ilgili davaların
Lozan'da çözüldüğünü hatırlatan Bilgehan, “o zaman İsmet Paşa'nın karşısına toprak ve tazminat talebiyle gelenler,
azınlık haklarını alınca teşekkür etmişlerdir” dedi.
Bilgehan, İsmet İnönü'ye, Lozan Antlaşmasından sonra Ermenilerin bir teşekkür plaketi verdiğini belirterek, plaketi milletvekillerine gösterdi.
Ermeni sorununun 30 yıllık bir geçmişi olduğunu anlatan Bilgehan,
terör örgütü ASALA'nın 1973 yılında tedhiş eylemlerine başlamasıyla konunun gündeme geldiğini hatırlattı.
"Ermeni diasporası telaşa kapıldı"
Dünya kamuoyunda artık Ermeni tezlerinin yanı sıra Türkiye'nin tezlerinin de gündeme gelmeye başladığını ifade eden Bilgehan, Ermeni diasporasının bu durum karşısında telaşa kapıldığını söyledi.
Bilgehan, Türkiye'nin AB sürecinde önünü kesmek için bu iddiaların gündeme getirildiğini savunarak, ''Fransa'da bir muharebe kaybettik ama savaş devam ediyor. Bu konuda etkili bir strateji başlatmalıyız'' dedi.
Onur Öymen: "Görüşmenin basına sızdırılması yanlış"
CHP İstanbul milletvekili Onur Öymen de konuşmasında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Chirac ile yaptığı görüşmenin basına sızdırılmasının yanlış olduğunu söyledi.
Öymen, “Böylece haklı dahi olsanız, Chirac'ın sözlerini çarpıtan devlet adamı rolüne düştünüz” dedi.
Reyhan Balandı: "
Hükümet etkin politika izleyemedi"
Anavatan Partisi grubu adına söz alan Anavatan Partisi
Afyonkarahisar Milletvekili Reyhan Balandı ise, Fransa'nın geçmişteki özgürlükçü yaklaşımına hiç yakışmayan bir karar aldığını kaydetti.
Balandı, bu süreçte, hükümetin, etkin bir
dış politika izleyemediğini, Fransa'daki Türk vatandaşlarını örgütleyerek bir lobi faaliyeti yürütemediğini öne sürdü.
Reyhan Balandı, Fransa ile Türkiye arasındaki ilişkilerin, 'saçma sapan, insan haklarına aykırı bir yasa teklifi nedeniyle zedelendiğini' ifade etti.
Başka ülkelerin parlamentolarında da benzer kararlar alındığına dikkati çeken Anavatan'lı Balandı, bunun, iktidarın ilgisizliğinden kaynaklandığını savundu.