TÜSİAD, Ağar ve Mumcu'yu ağırladı

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), Siyasi Parti Genel Başkanlarıyla Toplantı Dizisi kapsamında Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Mehmet Ağar ve Anavatan Partisi (ANAP) Genel Başkanı Erkan Mumcu konuk oldu.

TÜSİAD, Ağar ve Mumcu'yu ağırladı

Konuşmalar öncesinde TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mustafa Koç toplahtı akışı hakkında bilgi verdi. Daha sonra kürsüye çıkan TÜSİAD Başkanı Arzuhan DoğanYalçındağ, seçim sürecinin önümüzdeki döneme umutla ve heyecanla bakılabilmesine vesile olmasını umduğunu belirterek, siyasal parti programlarının ülkenin gerçek sorunlarına çözüm alternatifleri geliştiren en sağlıklı yol olduğunu düşündüklerini bir kez daha yineledi. Türkiye'nin son 5 yılda AB ve IMF desteği ile ekonomi politikalarında bir devamlılık sağlandığını dile getiren Yalçındağ, bu çerçevede DP'nin ekonomi alanında ve istikrar için ne yapmayı plandıklarının toplantıda paylaşılmasını istedi. Yalçındağ ayrıca konuşmalarda siyasi sisteme ilişkin yeni düzenlemelerin, Türkiye-AB ilişkilerinin bundan sonraki seyrinin ne olacağı ile ilgili fikirlerin de aktarılmasını talep etti. "SİYASETİN BİR AĞIRLIĞININ OLMADIĞINI GÖRÜLMEKTEDİR" TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan'ın konuşmasından sonra sözü alan DP Genel Başkanı Mehmet Ağar, merkez sağın temel vasfının dialog ve uzlaşma olduğunu dile getirerek, DP'nin kuruluşundan bu yana bunu temel bir tercih olarak ortaya koyduğunu söyledi. Ağar, Türkiye'nin ortadan ikiye bölünemeyeceğini ancak Türkiye'nin canının acıdığını kaydetti ve Türkiye'nin canının acıtılmasından kurtulması gerektiğini dile getirdi. Bu durumun bazı kesimler tarafından meseleyi farklı ideolojik temellerde bir çatışma zeminine taşıdıklarını belirten Ağar, bunun nedeni olarak da siyasetin önemli ölçüde güçsüzleştirilmesi olduğunu ifade etti. Ağar konuşmasını şöyle sürdürdü: "Toplum içerisindeki farklılıkları gizlemeye başladığınız ya da bir doğru herkes için doğrudur diye düşünmeye başladığınız vakit bu tamamen dayatmacı bir takım rejimlerin yansıması biçiminde gelişmektedir. Bugün içinde baktığımız zaman toplumdaki kaynakların paylaşımı konusunda siyasetin bir ağırlığının olmadığını görülmektedir. Siyaset bu noktada verilen kararların sessiz takipçisi biçiminde meseleyi taşıyabilmeye çalışmaktadır". "DP OYUNA DAHİL OLMAYANLARIN TEMSİLCİSİ" "DP oyuna dahil olamayanların temsilcisidir" diyen Mehmet Ağar, "Bu konudaki istikrarlı tumunumuz ısrarla devam edecektir. Bugün fabrikalarıyla, iş yerleriyle, çalışanlarıyla, ürettikleriyle bu oyunun içinde olanlar vardır ve biz oldukça memnunuz bu durumdan. Ama yarın onun karşısına da, sizin karşınıza da oyunun içinde olma iddiası ile olanlar çıkacaktır. Bu noktada onlara mani olmak gibi bir düşünceniz olduğunda o zaman karşısınızda yine DP olacaktır" diye konuştu. "BİR KESİM DİNİN MUHAFIZLIĞINI, BİR KESİM CUMHURİYETİN MUHAFIZLIĞINI ALMAYA ÇALIŞARAK SİYASET YAPMAYA ÇALIŞIYOR" 80 sonrasında, siyasette dar bir grubun ülke çıkarlarına en iyi şekilde kararları vereceği bir düşünce tarzının hakim olduğu bir sürecin yaşandığı belirten Ağar, "Bu süreç içinde Özal, Demirel gibi tecrübeli siyasetçiler buldukları aralıklardan siyaseti bir takım alanlar üzerine inşaat etmeye çalışmışsa da, daha sonra gördüğümüz noktada siyaset yine kendi dar alanında hapis olduğunda, bazı değerlerin bekçiliğine soyunan bazı kurumlar tarafından yapılmaya çalışılmaktadır. Bugün bir kesim dinin muhafızlığını, bir kesim cumhuriyetin muhafızlığını almaya çalışarak, bunun üzerinden siyaset yapmaya çalışmaktadırlar" "BU OYUN SÜRDÜRÜLEMEZ. SON GÜN 22 TEMMUZ AKŞAMI" "Muhafızlıklar"la "Bu oyunun sürdürülemez olduğunu söylemek istiyorum" diyen Ağar, "Bir kesim eşlerinin başörtsünü bir imtiyaz olarak görüp bunu siyasetin kullanım alanı içerisine taşırken, bir kesimin de onun imtiyazların önünü kestiği için imtiyaz talep edenlerin oyunlarını oynacağı son günün 22 temmuz akşamı olduğunu düşünüyoruz" dedi. "TÜRKİYE ÖNEMLİ ÖLÇÜDE REFORMLARA AÇTIR" Modernleşme sürecini en sağlıklı taşıyan geleneğin merkez sağ geleneğinin olduğunu dile getiren Ağar, "Bugün karşılaşılan tıkanıklık sürecinin aşılacağı tabiidir. Türkiye kendine güveni olan bir ülkedir, avrupalı bir ülkedir. Doğunun batıya açıldığı önemli bir gücüdür. Türkiye laik demokratik parlementir sistemi konusundak tecrübesini artırarak ve güçlendirerek yola devam etmekte tam kabiliyeti olan bir ülkedir. Bugünün dünyasının gelişen şartlarına oturmuş olduğu yapısal gücü ve bu yapısal gücü destekleyen politik anlamda önemli bir silahlı kuvvetleririn olması nedeniyle Türkiye'nin geleceğinin bugünden daha iyi olacağı düşüncesini taşımak hepimizin temel bir hakkıdır. Ancak Türkiye önemli ölçüde reformlara açtır" şeklinde konuştu. "HİÇ BİR DEMOKRATİK ÜLKEDE SEÇİM İSTİKRARI BOZUCU BİR UNSUR OLMAZ" Türkiye'nin geleceğinde önemli problemler olabileceği öngörüsüyle sürekli erken seçim isteğinde bulunduklarını dile getiren Ağar, erken seçimin istikrarı bozacağı düşüncesina katılmadığını belirtti. Ağar konu ile ilgili olarak, "Hiç bir demokratik ülkede seçim istikrarı bozucu bir unsur olmaz. Her demokratik ülkede seçim istikrarı kuvvetlendirici bir unsur olarak karşımızdadır. Bugün zamanında seçim yapılamamasının istikrar açısından ne ölçüde ülkenin karşısına problem çıkardığı hepimiz tarafından görülmektedir" diye ifade etti. "TÜRKİYE'NİN DEMOKRASİ DIŞINDA HİÇ BİR ÇARE İLE YOLA DEVAM EDEBİLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR" Seçimin problemlerin çözümü açısından yegane bir güç olduğunu dile getiren DP Genel Başkanı Ağar, "Demokrasi hepimizin temel ve vazgeçilmez zeminidir. Türkiye'nin demokrasi dışında hiç bir çare ile yola devam edebilmesi mümkün değildir" dedi. SOKAKLARIN SÖZÜ İLE SİYASET Türkiye'nin kendi iç çatışma alanlarını ortadan kaldıran bir muktedir yönetimine sahip olması gerektiğini kaydeden Ağar, "Sokakların sözü ile siyaset belirleyemezsiniz. Sokakların arkasına takılan değil sokakları arkasına takan bir siyasetin inşaasını yapmak mecburiyetinde olduğumunuzu biliyoruz" diye sözlerini sürd. "MESELE SADECE İKİ PARTİNİN BİR ARAYA GELEREK SİYASİ ÇIKAR ELDE ETME AMACININ ÇOK ÖTESİNDE" Ağar konuşmasının sonunda şunları kaydetti: "Güçlü, verimli, bölgesel ve küresel anlamda yeni bir vizyonla sağlıklı işbirliği temeline taşıyacağımız bir iktidar yapma en temel meselemizdir. ABD, AB ve Rusya ilişkilerimiz de böyle olacak. 21. yüzyılda ıska geçmeyen bir Türkiye'yi var etme çabası içerisindeyiz mesele sadece iki partinin bir araya gelerek siyasi çıkar elde etme amacının çok ötesinde". DHA
<< Önceki Haber TÜSİAD, Ağar ve Mumcu'yu ağırladı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER