Terörle arana mesafe koy

22 Temmuz seçimlerinin ardından Demokratik Toplum Partisi'nin Meclis'te temsil edilmesi Türkiye ve Avrupa'da iyimser rüzgârlar estirdi.

Terörle arana mesafe koy

DTP'nin meşru zeminde demokratik sürece katkı sağlayacağı yönündeki değerlendirmeler ön plana çıktı. Ancak, geçen üç aylık sürede DTP'nin siyasî performansı ve terörle arasına net bir çizgi çekmemesi, hayal kırıklığına yol açtı. En son Diyarbakır'daki DTP Kongresi'nde yayımlanan bildirgede terör örgütü PKK'nın lideri Abdullah Öcalan'dan 'halk önderi' şeklinde bahsedilmesi, bardağı taşıran son damla oldu. Daha önce 'terörle aranıza mesafe koyun' uyarısı yapan Avrupa da gelişmeye sert tepki gösterdi. Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkan Yardımcısı Hannes Swoboda, DTP'nin bu çıkışını provokasyon olarak nitelerken, İtalya'nın Ankara Büyükelçisi Carlo Marsili de, DTP'nin PKK terörünü kınamayarak Avrupa'yı hayal kırıklığına uğrattığını ve büyük bir fırsatı kaçırdığını söyledi. Avrupa Parlamentosu üyesi Cem Özdemir de DTP'nin Diyarbakır'daki olumsuz çıkışı ile kendi derin devletine teslim olduğunun anlaşıldığını vurguladı. DTP'nin Öcalan'a yönelik taleplerini şiddetle eleştiren Swoboda, "Bu durum siyasî çözüme de Meclis'e de ilgi duymadıklarını gösteriyor." dedi. Meselenin Öcalan'ın serbest bırakılması değil, DTP'nin sorunu Meclis çalışmalarına katılarak çözmeye çalışması olduğunun altını çizen sosyalist lider, "Meseleyi Öcalan'a indirgemeleri talihsizlik." ifadelerini kullandı. DTP'nin Meclis dışından başkan seçmesine tepki gösteren sosyalist lider, "Dışarıdan başkan seçerek Meclis'i ciddiye almadıklarını gösteriyorlar." dedi. Türkiye'nin yeni bir uzlaşıya ihtiyacı olduğunu vurgulayan Swoboda'ya göre DTP bununla ilgilenmiyor. Belki de DTP içinde savaş yanlısı grup hakimiyeti ele aldı. AP'nin Türk kökenli Yeşiller üyesi Cem Özdemir de DTP'nin çıkışlarına sert eleştiride bulundu. Öcalan'ın serbest bırakılmasını talep etmeyi 'gerçek dışı bir yaklaşım ve meseleyi yokuşa iten bir tavır' olarak niteleyen Özdemir, "DTP vekilleri kendi derin devletine, kendi şahinlerine teslim oldu. DTP ne yazık ki İmralı dışında bir kimlik oluşturmada başarılı olamadı. Hatta geriye gittiler.'' şeklinde konuştu. Türkiye'de demokratikleşme derinleşmedikçe İmralı'nın siyaset üzerindeki etkisinin arttığını da vurgulayan AP'li vekil, şöyle devam etti: "Öcalan'ın "serok" (önder) olmasını Kürtleri seven hiç kimse istemez. Öcalan'a yapılacak en büyük kötülük Kürtler arasındaki çoğulculuğu artırmaktı. Bu insanları siyasete zorlamaktı. Öcalan yakalandığında büyük bir fırsat yakalanmıştı; ancak o fırsatın zayi olduğunu üzülerek görüyorum.'' Özdemir, seçimlerden sonra Öcalan'ın DTP'nin gidişatından memnun olmadığının bilindiğini hatırlatarak, 'DTP'ye bağımsız kimlik bulma konusunda yardımcı olunmadığını, Öcalan'ın bu kadar ön plana çıkmasının sadece bazı Kürtlerin değil, bazı Türklerin de işine geldiğini' kaydetti. DTP'nin Öcalan çağrısını, 'büyük bir stratejik hata' olarak nitelendiren Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk de büyük bir hayal kırıklığı yaşadığını vurguladı. "Bu, anlaşılması, mantıkla izah edilmesi zor bir çağrı. Yanlış zamanda yanlış bir talep. DTP'nin yapması gereken Türk halkına PKK ile ne kadar farklı olduğunu göstermekti.'' diyen Lagendijk, şöyle konuştu: "Anlaşılan PKK, DTP'yi marjinalize etmek için büyük baskı yapıyor ve şahin kanadın parti içinde kontrolü ele geçirdiğini gösteriyor. Meseleye siyasi, barışçıl bir çözüm arayanların mağlubiyeti bu.'' AP'li vekil, DTP'nin bu çağrısının partinin ileriye değil, geriye baktığının, geçmişte saplanıp kaldığının göstergesi olduğunu kaydetti. İtalya'nın Ankara Büyükelçisi Carlo Marsili ise Today's Zaman'a yaptığı açıklamada, DTP'nin PKK terörünü kınamayarak Avrupa'yı hayal kırıklığına uğrattığını ve büyük bir fırsatı kaçırdığını söyledi. Ankara'daki AB üyesi ülkelerin büyükelçilerinin 23 Ekim'de yaptıkları toplantıda DTP Başkanı Ahmet Türk'ten, "PKK'nın terörist saldırılarını hiçbir ön şart öne sürmeden ve hiçbir çekince belirtmeksizin kınamasını'' istediklerini hatırlatan Büyükelçi Marsili, "Fakat buna net bir karşılık alamadık ve açıkçası kendi adıma, ben hayal kırıklığına uğradım.'' dedi. Bu hayal kırıklığını üç gün sonra Roma'da katıldığı İtalya Meclisi Dışişleri Komisyonu toplantısında dile getirdiğini ifade eden Carlo Marsili, "Çok yazık olduğunu; çünkü bunun DTP tarafından kaçırılmış çok önemli bir fırsat olduğunu anlattım.'' şeklinde konuştu. İtalyan büyükelçi, DTP'nin son seçimlerde Meclis'e girmeyi başarmasının ülkesinin basınında çok olumlu karşılandığını; çünkü bu partiye destek veren kitlenin Meclis'te temsil edilmesinin, Meclis dışında olmasından daha yararlı olacağını düşündüklerini de kaydederek, "Bekleyip göreceğiz; ama ısrar ettiğimiz bir nokta var. O da DTP'nin PKK terörünü kınaması gerektiğidir.'' ifadelerini kullandı. Selçuk Gültaşlı - ZAMAN
<< Önceki Haber Terörle arana mesafe koy Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER