Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı, Terörle Mücadele Yüksek Kurulu Başkanı Cemil Çiçek, ''Terör, dış politikanın parçasıdır. Türkiye'ye, bölgeye yönelik politik hedefleri olan uluslararası çevreler, terörü bir alet olarak kullanıyorlar. O niyetler tümüyle ortadan kalkmadan, 'terör tümüyle bitecektir' demek çok iddialı bir laf olur'' dedi. Cemil Çiçek, AK Parti'nin aylık yayın organı ''Türkiye Bülteni'' dergisine verdiği röportajda, terörle mücadele süreci ile ilgili açıklamalarda bulundu. Terörün yaklaşık 40 yıldır Türkiye'nin gündeminde olduğunu belirten Çiçek, ''Zaman zaman Türkiye ilk defa bu işle karşılaşıyormuş gibi, bizim iktidarımızla ilgili değerlendirmeler yapılıyor. 'AK Parti iktidara geldi, terör hortladı' diyorlar. Sanki daha önce yokmuş gibi... Halbuki Türkiye 40 yıldan beri terör olaylarıyla iç içe yaşıyor'' ifadelerini kullandı. 12 Eylül'ün nedenlerinden birisi olarak terör olaylarını gösteren Çiçek, 1980'den sonra da Türkiye'nin etnik terörle karşılaştığını ifade etti. -17 EKİM ÖNCESİ VE SONRASI- ''Terör, bir devlet sorunudur'' diyen Cemil Çiçek, Cumhuriyet hükümetlerinin, bu sorunun çözümü için gayret sarf ettiklerini belirtti. Çiçek, şunları kaydetti: ''Terörle mücadele partiler üstü, milli bir konudur. Terör, dış destekli bir olgudur. Arkasında dış destek olmayan hiçbir terör örgütünün uzun süre varlığını sürdürmesi mümkün değildir. 17 Ekim tezkere sürecini ve sonrasını anlayabilmek için bunların bilinmesi gerekir. 17 Ekim tarihine kadar Türkiye'de terör konusunda dışa dönük bir faaliyet hiç gösterilmedi. Bu, AK Parti Hükümeti'nin en önemli başarılarından biridir. Çünkü terör suçları sınırı aşan suçlardır. Bu örgütlerin kampları bir yerdedir, lojistik destekleri bir yerden, eğitim destekleri başka yerden sağlanır. Dünyanın muhtelif yerlerinde ajansları var. Siyasi kaynakların bir kısmı başka yerde yaşamaktadır. Bunların hepsi bir araya geldiğinde ortaya bir terör örgütü çıkıyor. Onun için dış irtibatlarının kesilmesi son derece önemlidir. Türkiye, bugüne kadar bu irtibatları kesemediği için veya o kaynakları ikna edemediği için Türkiye'nin haklı mücadelesi o ülkelerde, o çevrelerde tepkiyle karşılanmıştır. Bu mücadele, insan hakları ihlalleri olarak algılanmıştır. Terörle ilgili beklentilerin çok yukarı çıkmaması gerekir. 'Biz yaptık, bitti. Artık bundan sonra olmaz' diye bir olay yok. Çünkü terör, dış politikanın parçasıdır. Türkiye'ye, bölgeye yönelik politik hedefleri olan uluslararası çevreler, terörü bir alet olarak kullanıyorlar. O niyetler tümüyle ortadan kalkmadan, 'terör tümüyle bitecektir' demek çok iddialı bir laf olur. Biz de hükümet olarak bunu demiyoruz. Çünkü bu gerçekçi olmaz.'' -''SINIR ÖTESİ OPERASYONDA GEÇ KALINMADI''- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 5 Kasım 2007 tarihinde ABD Başkanı George W. Bush ile yaptığı görüşmeye de değinen Çiçek, bu görüşmenin hem Türk-Amerikan ilişkileri, hem de terörle mücadele açısından çok olumlu ve faydalı bir görüşme olduğunu kaydetti. Operasyonlar sonucunda Türkiye'nin dünyaya terörle mücadelede haklılığını ilk defa kabul ettirdiğini belirten Cemil Çiçek, bölücü terör örgütünün Türkiye'de ayrışma, çatışma ve kargaşa çıkartmak istediğini ancak Türk milletinin sağduyusunun bunların hepsinin üstesinden geldiğini vurguladı. ''Sınır ötesi operasyonda geç kalındığı'' yönündeki eleştirileri de değerlendiren Çiçek, şunları ifade etti: ''Bunlar çok afaki ve bu mücadelenin boyutlarını bilmeden, sırf muhalefet olsun diye yapılan açıklamalardır. Türkiye, bu noktada geç kalmadı. Geçmişte yapılan ayrıntılı çalışmaların yeniden ele alınması gerekiyordu. Çünkü terörle mücadele statik değil, dinamik bir mücadeledir. Bırakın 6 ay önceki planı, dün gözden geçirdiğimiz bilgileri bugün harekattan 5 dakika önce yeniden incelemeniz gerekir. Siz bir başka ülkenin topraklarında bu operasyonu yapacaksınız. Hem kendi insanınız, hem de orada terörle ilgisi olmayan sivil insanlar açısından hata yapma lüksünüz yok. Türkiye, bu hesaplamaları çok iyi yaptığı için bugün dışarıda en ufak bir itiraz olmadı. Sınır ötesi operasyonlar, ihtiyaç duyulması halinde devam edecektir. Terörle mücadelede en büyük güvencemiz, milletimizin birlik ve beraberlik konusundaki kuvvetli iradesidir.'' aa