Topbaş,
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde
Sağlık A.Ş'nin çalışmalarına ilişkin bilgi vermek amacıyla düzenlenen toplantıda, basın mensuplarının çeşitli konulardaki sorularını yanıtladı.
''DEVAM ETMEK İSTİYORUM''
Topbaş, yerel seçimlerde
aday olup olmayacağı yönündeki soruya da ''Adayım. Devam etmek istiyorum. Ancak bunun kararını partim verecek'' karşılığını verdi.
Bu makamların halkın makamı olduğunu ve temsilen bu görevde bulunduğunu ifade eden Topbaş, ''Bunun şan ve şöhretinden istifade etmek yerine
hizmet adına buradayız. Başlayan hizmetlerin devamı söz konusu. Her gelen, bir öncekinin yaptığı işlere devam etmek yerine, kendisini ön plana çıkaracak işler yapıyor. 'Büyükşehir çalışıyor' gibi sözlerle insanlara çalışıyor hissi veriyor. Ben iş yapıyorum. Kendi kişisel hayatınızda kararınızı kendiniz verirsiniz ama siyasi hayatta sizin kararınız yetmiyor. Duruşunuz, güvenilirliğiniz, gayretiniz karara etkili. Kişisel olarak ben adayım. Kararı, partim ve İstanbullular verecek'' dedi
Topbaş,
adaylık konusunda birtakım isimlerin adım atmak istemesinin normal olduğunu, demokratik bir
ülkede bunların hepsine saygı duyduğunu söyledi.
Topbaş, bir gazetecinin
Merkez Bankasının İstanbul'a taşınmasına bazı çevrelerin karşı çıktığını hatırlatarak, ''Sizin bu konudaki görüşünüz nedir?
Nüfus artışı nedeniyle İstanbul'a vize
uygulaması yapılması tartışmaları yapılırken,
Merkez Bankasının da İstanbul'a taşınması nüfus artışını artırmayacak mı?'' yönündeki sorusuna, ''Bazı itirazlar veya yorumlar var. Onlara katılmıyorum. 'Ankara'yı boşaltmak, merkezlikten çıkarmaktan, baş
kenti İstanbul'a taşımak' gibi yanlış bir anlayış, gerilerde kaldı. Bu itirazlara katılmıyorum. İstanbul'a gelmesinin doğru bir adım olduğunu düşünüyorum'' dedi.
Batıda her şehre yeni yeni fonksiyonlar verildiğini, yargı, sağlık gibi ihtisaslaşmış şehirler bulunduğunu dile getiren Topbaş, bu tür şehirlerin kentleri cazip hale getirdiğini, göçü önlediğini,
ekonomik canlılık da sağladığını kaydetti. Topbaş, Kırıkkale'deki
silah fabrikasının o kente nasıl bir etki yaptığının herkes tarafından bilindiğini belirterek, şunları söyledi:
''Dünyayı takip ediyoruz, inceliyoruz. Kendi kendimize oluşturduğumuz duvarları yıkmamız gerekiyor. Dünya çok farklı bir boyutta. Sınırlar neredeyse kalktı. Biz İstanbul'u dünya ile yarışa sokacağımızdan bahsettik. Geçmişte 3 büyük imparatorluk döneminde İstanbul dünya merkeziydi.
Osmanlı döneminde dünyanın süper gücüydü. Bankerler,
finans merkezi olduğu için İstanbul'daydı. Bunun için İstanbul'un artık bir sanayi kenti yerine, daha nitelikli iş gücü ihtiyacına
cevap veren bir kongre,
fuar, moda, sanat, eğitim, sağlık ve finans kenti olmasını söylemiştik. İstanbul'a geçmişte var olan finans merkezi fonksiyonu yeniden kazandırılacak. Bu fırsat var. Bu
Türkiye,
bölge ve dünya için önemli. Coğrafi konumu itibariyle küresel sermayenin özellikle takip ettiği bir kent.
Moskova ve Duabi de finans merkezi olma konusunda çok ciddi adımlar atıyor. İstanbul'un böyle bir şansı ve olgusunu bir tarafa bırakıp, 'Merkez Bankası nasıl İstanbul'a gelir?' düşüncesini belediye başkanı olarak doğru bulmuyorum.''
Topbaş, dünyaca ünlü büyük firmaların
yönetim merkezlerinin İstanbul'da oluşmasını arzu ettiğini de belirterek, ''İstanbul, dünya şirketlerinin yönetim merkezleri olabilecek konumda. Bulunduğu konum itibarıyla bir günün
mesai saatleri içinde günün öğleden öncesi dünyanın bir yarısıyla, öğleden sonra diğer yarısıyla görüşebilme fırsatı var. Böyle bir noktada İstanbul'un değerlendirilmesi gerekiyor'' dedi.
BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN ARZUSU
Topbaş, Merkez Bankasının İstanbul'a taşınmasını
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın arzu ettiğini, bu konuda Başbakan ile paralel düşündüklerini kaydetti.
Geride kalmış fikirlerle, tutuculukla, dünyanın bir yere gitmediğini geçmişte gördüklerini ifade eden Topbaş, ''Merkez Bankasının yerini Başbakan açıklayacak.
Asya yakasında olmasını özellikle istediler. Çünkü, 'İstanbul'un ağırlıklı hareketliliği
Avrupa yakasındayken, Asya yakasının geçmişte biraz
ihmal edildiğini, Boğaz geçişlerindeki yoğunluğu da kısmen azaltıcı ve bölgenin güçlenmesini arzu ettiğini' söyledi. Şu anda turizmden Asya yakası yüzde 3 pay almakta. Böylece Asya yakası da turizmden hak ettiği payı alacaktır'' diye konuştu.
Topbaş, İstanbul'un nüfusunun
görev süresi içinde 1 milyon arttığını ve
yaşam şartlarının göçü cazip olmaktan çıkardığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Paris'te yaşayamazsınız. Çünkü orada barınmak pahalı ve zor. İstanbul da giderek bu noktaya gelmekte. Gayrimenkuller giderek pahalılaşıyor. Buna paralel olarak Anadolu'nun kalkınmasında ciddi adımlar atıldığını da görüyoruz. İnanıyorum ki, yakın tarihte insanlar kendi bölgelerini daha
tercih edici noktaya gelecek. Türkiye'nin ulusal planlarının yüzde 55'i bitirildi. Bittiği ve planlı bir ülke olduğu zaman göçlerin de dengeli hale geleceğine inanıyorum.''
İstanbul'da binaların yüzde 70'e yakınının imara aykırı olduğunu ifade eden Topbaş, ancak kentteki kötü yapıların yerel yönetim ya da merkezi hükümet tarafından yenilenmesinin mümkün olmadığını belirtti. Topbaş, bir örnek uygulama ortaya koymak için
Zeytinburnu Sümer Mahallesi'ndeki dönüşüm çalışmasını da
Mart ayında bir
tanıtım toplantısıyla başlatacaklarını bildirdi.
AA