Ziyaretinde, Gül'e,
Devlet Bakanı ve Baş
bakan Yardımcısı Mehmet Ali
Şahin,
AK Parti Genel Başkan Yardımcıları
Necati Çetinkaya, Nükhet Göksel Hotar,
Hayati Yazıcı, AK Parti
TBMM Grup
Başkanvekili Sadullah Ergin eşlik etti.
Abdullah Gül'ü
Türk-İş'e gelişinde Türk-İş Genel Sekreteri
Mustafa Kumlu ve Genel
Mali Sekreteri
Ergün Atalay karşıladı.
Gül, görüşme öncesinde yaptığı açıklamada, 11. cumhurbaşkanlığı için dün TBMM'ye
adaylık başvurusunda bulunduğunu ve bazı
siyasi partilerle yararlı görüşmeler yaptığını anımsattı. Gül, bu görüşmelerde, seçilmesi halinde nasıl bir
cumhurbaşkanı olacağını anlattığını ve ardından basın toplantısıyla kamuoyuyla görüşlerini paylaştığını anımsattı.
Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde siyasi kimliğinden sıyrılacağını ve tarafsız olacağını bütün vatandaşları kucaklayacağını, herkese eşit mesafede olacağını söylediğini belirten Gül, ''Dolayısıyla sadece siyasi partilerle değil,
toplumun bütün kesimleriyle de yakın ilişki içinde olmam gerekmektedir ve hepsini kucaklamam gerekmektedir'' dedi.
''KAYGIYA TEREDDÜTE GEREK YOK''
Toplumu temsil eden
sivil toplum örgütleri arasında çalışanların temsilcisi en büyük kuruluş olan Türk-İş'i ziyaret ettiğini ifade eden Gül, ''Bugün
siyasetin dışındaki en büyük organizasyon olan Türk-İş'i ziyaret ederek, cumhurbaşkanlığı adaylığımla ilgili görüşlerimi paylaşmak istedim. Kendilerinden manevi
destek alma ve fikirlerimi anlatmak istedim'' diye konuştu.
Gül, şöyle devam etti:
''Şayet cumhurbaşkanı seçilirsem anayasamızın gösterdiği istikamette ülkemizi, milletimizi,
halkımızı yüceltmek için elimden gelen bütün gayreti sarf edeceğim.
Anayasamızın temel ilkeleri daima rehberim olacaktır. Bu konuda, herhangi bir kaygı, tereddüt ve şüphe olmaması gerekir. 15 senedir siyasetin içerisindeyim. Yeri geldi
bakanlık yaptım, yeri geldi başbakanlık yaptım, yeri geldi dışişleri bakanlığı yaptım.
Türkiye'nin en önemli dosyalarına sahip oldum. Türkiye'nin en önemli meseleleriyle uğraştım. Bütün bu süre içerisinde nasıl bir kişilik olduğum zaten kamuoyu tarafından, bu süre içinde görev almış herkes tarafından en iyi şekilde bilinmektedir.''
Anayasa'nın çalışanların haklarının korunması ve çalışma şartlarının iyileştirilmesini de emrettiğini hatırlatan Gül, cumhurbaşkanı olması halinde bu konuları kollamak ve kurumlar arasındaki uyumu sağlamanın, yardımcı olmanın, katkı sağlamanın cumhurbaşkanının görevi olacağını söyledi.
Gül, ''Hep beraber, el birliği içinde hem ülkemizi kalkındırmak, ülkemizdeki bütün bireylerin insanların refahını yükseltmek bizim görevimiz olacaktır. Türkiye'nin görevi olacaktır. Şüphesiz ki bunlar hükümetlerin icraatlardır. Ama cumhurbaşkanı seçilirsem bunların temini için uyumun sağlanması, kolaylaştırıcı faaliyetlerde bulunmak benim görevim olacaktır'' dedi.
Gül'ün, Türk-İş'i ziyareti yaklaşık 40 dakika sürdü.
Başbakan Yardımcısı Mehmet
Ali Şahin, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Necati Çetinkaya, Nükhet Göksel Hotar ve AK Parti TBMM Grup Başkanvekili
Sadullah Ergin eşlik etti. Gül'ün ziyareti yaklaşık 30 dakika sürdü.
Abdullah Gül, ziyaretin ardından yaptığı açıklamada, cumhurbaşkanlığı makamının sadece siyasi partileri değil, tüm toplumu kucakladığını bu nedenle toplumu temsil eden tüm kurumları ziyaret ettiğini söyledi.
Hak-İş'deki ziyaretinde Türk-İş ziyaretinde olduğu gibi cumhurbaşkanı seçilmesi halinde nasıl hareket edeceğini anlattığını kaydeden Gül, şöyle konuştu:
''Anayasanın temel ilkeleri gayet açıktır. Türkiye, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Aynı zamanda anayasamızda çalışanların haklarının gözetilmesi çalışanların refahının yükseltilmesi, çalışma şartlarının düzeltilmesi bütün bu konularla ilgili yin
e devlete görev verilmektedir. Bütün bu konular şüphesiz ki siyasi mülahazaların çok ötesinde konulardır. Bütün bu konularla yakından ilgilenmek, bu konulara yakın alaka duymak durumunda olacağım cumhurbaşkanı seçilirsem. Bu konularla ilgili şüphesiz ki hükümetler icraatlarını yapacaklardır. Tüm bu konuları Sayın başkan ve değerli arkadaşlarıyla paylaştım.''
Başta Türk-İş olmak üzere Hak-İş ve diğer tüm sendikalarla gerek
Dışişleri Bakanlığı döneminde gerekse AB ile ilgili konuları yürütürken yakın
işbirliği içinde olduğunu ve desteklerini aldığını kaydeden Gül, Türkiye'deki reformları güçlü biçimde desteklediklerini vurguladı. Gül, ''Böyle bir çalışma beraberliğimizde var. Bundan da cesaret alarak bugün tekrar kendileriyle bir araya geldim ve sizlere de izah ettiğim düşüncelerimi paylaştım'' diye konuştu.
Gül, açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Eski TBMM başkanlarından
Hüsamettin Cindoruk'un ''
referandum kararı nedeniyle
Meclisin cumhurbaşkanı seçemeyeceği'' yönündeki görüşünün hatırlatılması üzerine Gül, şunları söyledi:
''Bilmiyorum ama hukukçular bu konudaki görüşlerini söyleyeceklerdir. Biliyorsunuz ki TBMM millet adına, milleti temsil eden en yüce makamdır ve TBMM bununla ilgili takvimi açıklamıştır. Bu takvim şu anda devam etmektedir. Bu çerçeve içerisinde ben dün de izah ettiğim gibi Anayasa'dan aldığım güç, kuvvet ve anayasanın bana birey olarak verdiği yetkiden hareket ederek adaylığımı koydum. Birçok milletvekili arkadaşımızın bana güvenerek adaylığımı desteklemiş olmalarından büyük memnuniyet, mutluluk duydum.''
Abdullah Gül, ''Bu söylediğinizle ilgili konu benim dışımda bir konudur. Bunu hukukçular konuşur ve ilgili kişiler veya kurumlar, varsa böyle bir problem onlar buna
cevap verirler'' dedi.
CHP'NİN AÇIKLAMASI
Gül, bir başka gazetecinin, CHP'den dün yapılan açıklamada kendisine yönelik ağır
eleştiriler bulunduğunu, ''cumhuriyete karşı olduğunun'' ifade edildiğini hatırlatarak, yanıtının ne olacağını sorması üzerine, şunları söyledi:
''Bunlarla ilgili ben daha önce hepsine cevap verdim. Benimle ilgili söylenen sözler, bunların hiçbirisi doğru değildir. Benimle ilgili verilen bazı ilanlar vardır. Bunlarla ilgili zaten
mahkeme kararları açıklanmıştır, karar almıştır. Benim bu konularla hiçbir ilgim söz konusu değildir. Şunu unutmayın ki Türkiye'nin en zor döneminde 5 yıl içinde önce başbakanlık yaptım. Türkiye'nin bir savaş ortamı içerisinde en kritik durumda bu görevdeydim daha sonra dışişleri bakanlığı yaptım, Terörle Mücadele Üst Kurulu Başkanlığı yaptım. Türkiye'nin milli çıkarlarını savunan pozisyonda oldum. İçeride ve dışarıda bunlarla uğraştım. Ben çok şeffaf bir insanım. 1991'den beri siyasetin içerisindeyim. Benimle ilgili her şey, herkes tarafından da bilinmektedir. Bu söylenen şeylere o değerli arkadaşlarımın da inanmadığını biliyorum ama siyaseten bunlar söyleniyor. Kendi bilecekleri bir iştir. Ben şayet cumhurbaşkanı seçilirsem yine CHP gibi köklü bir siyasi partiyi de şüphesiz ki onların fikirlerini, düşüncelerini her zaman dikkate almak durumunda olurum. Söyleyeceğim şey budur.''
Bir başka gazetecinin, ''Size yönelik en büyük eleştiri eşinizin başörtülü olması'' ifadesi üzerine Gül, ''Bir dakika bir şey söylemek isterim. Biz Türkiye'de yaşıyoruz. Anayasamızda
insan hakları kurallarını sakın unutmayın. Herkesin bireysel tercihleri vardır. Dolayısıyla
cumhurbaşkanı adayı benim bu ülkede'' diye konuştu.
Gül'e HÜRSİAD'dan da destek geldi
Hür
Sanayici ve İşadamları Derneği (HÜRSİAD) Başkanı Ömer Kadayıfçı,
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı adayı olmasını olumlu bulduklarını belirtti.
Kadayıfçı, yaptığı yazılı açıklamada, AK Parti'nin Cumhurbaşkanı adayı olarak Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ismini açıklamasının iş dünyasında da olumlu tepkiler aldığını belirterek, Türkiye'ye hayırlı olmasını diledi.
Bu süreçte MHP'nin yaklaşımını takdirle karşıladıklarını dile getiren Kadayıfçı, Türkiye'nin
seçimleri bir an önce geride bırakıp ülkenin daha önemli gündemleriyle ilgilenmesi gerektiğini vurguladı. Kadayıfçı, ''
Cumhurbaşkanlığı seçimi tarihsel bir dönüm noktası gibi gösterilmemeli. 22 Temmuz seçimlerinde Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde yaşananları tasvip etmediğini halk gösterdi. Türkiye'nin önemli gündemleri var.
İşsizlik,
terör, cari açık gibi önemli konular var'' dedi.
Kadayıfçı, Cumhurbaşkanı seçiminin bu kez kaosa dönüşmemesi gerektiğine işaret ederek, şunları dile getirdi:''Ülkemizin, yeniden bir Cumhurbaşkanlığı seçimi krizi ile karşı karşıya kalmasını istememekteyiz. Abdullah Gül, Türkiye'de
Başbakanlık ve
Dışişleri Bakanlığı yapmış, değerli bir siyaset adamıdır. Biz iş adamları olarak, AK Parti'nin Sayın Gül'ün Cumhurbaşkanlığı adaylığına ilişkin kararını saygı ile karşılıyoruz.''
Cumhurbaşkanının tüm kesimleri temsil etmesi ve tarafsızlığının önemli olduğunu vurgulayan Kadayıfçı, Abdullah Gül'ün seçilmesi durumunda görev süresince siyasetten uzak, tüm kesimleri kucaklayan, Anayasal çizgide hareket eden, hukukun üstünlüğünü koruyacak ve Türkiye'yi daha ileriye taşıyacak bir çizgi izlemesini umduklarını ifade etti.
Gül, DİSK'i de ziyaret etti
Cumhurbaşkanı adayı,
Kayseri Milletvekili Abdullah Gül, ''Cumhurbaşkanı olursam ilkelerim gayet açıktır. Anayasamızın temel kurallarıdır. Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti benim de muhakkak ki ilkelerim olacaktır. Bunların savunucusu ve bunlardan taraf olacağım, bunları güçlendirmek için uğraşacağım'' dedi.
Gül, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi'yi Genel İş Sendikası Genel Merkezi'nde ziyaret etti. Yaklaşık yarım saat süren görüşmenin ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Gül, bugün toplumun büyük kesimini temsil eden sivil toplum örgütlerini ziyaret ettiğini anımsattı.
Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde sadece siyasi partiler değil toplumun bütün kesimlerini kucaklaması gerektiğini dile getiren Gül, ''Bütün Türk milletinin cumhurbaşkanı olmam gerekir. Bu süreçte sadece siyasi partilerin desteğini almak, sadece onlarla istişare etmek değil, böyle önemli sivil toplum örgütlerimizle de istişare yapmanın ve onların desteğini almanın çok önemli olduğunu düşünüyorum'' dedi.
Demokratikleşme sürecinde yapılan reformlarda en büyük katkı veren sivil toplum örgütlerinden birisinin DİSK olduğunu kaydeden Gül, cumhurbaşkanı seçilmesi halinde yakın bir iş birliği içinde olmayı arzu ettiğini, DİSK yöneticilerine ilettiğini söyledi.
Çalışanların refahının ve çalışma şartlarının iyileştirilmesinin Anayasa tarafından devlete verilen bir görev olduğunu belirten Gül, cumhurbaşkanı seçilmesi halinde bu konuların kendisinin ilgileneceği konular arasında bulunacağını ifade etti.
Gül, şöyle devam etti:''Cumhurbaşkanı olursam ilkelerim gayet açıktır, Anayasamızın temel kurallarıdır. Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti benim de muhakkak ki ilkelerim olacaktır. Bunların savunucusu ve bunlardan taraf olacağım, bunları güçlendirmek için uğraşacağım.''
Abdullah Gül'e ziyaretinde, Devlet Bakanı
Beşir Atalay ve AK Parti TBMM Grup Başkanvekili Sadullah Ergin de eşlik etti.
DİSK'ten Gül'e destek
DİSK Genel Başkanı Çelebi ise Bakan Gül'ü Cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili kendileri ile görüşlerini paylaştığı için teşekkür etti. Çelebi, "Meclis'in bütünselliği içinde bir mutabakat sağlanmış olsaydı, bu çok daha yararlı sonuçlar doğurabilirdi'' dedi.
Çelebi, önceki dönemdeki TBMM'deki temsil oranları açısından görüşlerini daha önce aktardıklarını dile getirerek, "Şimdi yeni bir süreç başladı, bir irade ortaya çıktı ve bu iradenin karşısında da başka bir irade bulunuyor.
Gönül arzu ederdi ki bu ağırlıklı noktanın mutabakatı içinde bir süreç başlamış olsaydı, tıpkı Meclis Başkanlığında olduğu gibi, çok daha olumlu gelişmeleri birlikte yaşamış olurduk'' diye konuştu.
Çelebi, Dışişleri Bakanı Gül'üm dünkü açıklamasında, toplumun tümünü kucaklama konusunda aynı duyarlılığı gösterme yaklaşımının önemli olduğuna değinerek, "Tespitler önemlidir. Bu konudaki kaygıların da doğru okunmasını, algılanmasını istiyoruz." dedi.
Çelebi, cumhurbaşkanını seçecek olan makamın Meclis olduğunu anımsatarak, "Meclis'teki siyasi partilerin iradesidir, oradan çıkacaktır ama bizim bu konudaki duyarlılığımız, Cumhuriyet'in temel değerleri,
laiklik,
demokrasi, sosyal hukuk devleti konusundaki yaklaşımlardan ödün verilmeden, sonuna kadar devam edilmesi, bu çabaların farklı görüşlere de tahammül edilmesi konusundaki yaklaşımlar daha net ortaya çıkmalıdır.'' diye konuştu.
DEMOKRASİ DIŞI YOLLARIN EN BÜYÜK BEDELİNİ DİSK ÖDEDİ
Çelebi, demokrasi dışı yol ve yöntemlerin en çok bedelini ödeyen örgütün DİSK olduğunu belirterek, demokrasinin sonuna kadar uygulanması ve bu iradeye saygı gösterilmesi gerektiğini söyledi. Çelebi, Cumhurbaşkanının kim olacağına karar verecek makamın TBMM olduğunu belirterek, "Meclis'in bütünselliği içinde bir mutabakat sağlanmış olsaydı, bu çok daha yararlı sonuçlar doğurabilirdi. Çünkü, Türkiye'nin gerçekten önünde zorlu süreçleri var. Biz şimdiden kendisine başarılar diliyoruz. Seçilmesi halinde, kamuoyu önünde bu söylediklerinin takipçisi olacağız." açıklamasında bulundu.
AJANSLAR