Türkiye'de ilişkiler normalleşiyor

Son dönemde asker-sivil ilişkilerinde yaşanan gelişmeleri 'normalleşme' olarak değerlendiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genelkurmay'ın bu çerçevede Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanması gerektiğini söyledi.

Türkiye'de ilişkiler normalleşiyor

Önceki gün gittiği Somali dönüşünde beraberindeki gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplandıran Kılıçdaroğlu, hükümetin askeri yıpratmadan bu yönde adım atmasını önerdi. Işık Koşaner'in itiraflarını 'samimi özeleştiri' olarak nitelendiren CHP lideri, YAŞ öncesi 4 komutanın istifa etmesini de "Tasfiye görüntüsü yok." şeklinde yorumladı. Sivil anayasa konusunda 'engelleyen parti' konumunda olmayacaklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, yeni yasama dönemine ilişkin önceliklerinin ise 'tutuklu milletvekilleri' olduğunu kaydetti. Bayramın ikinci gününü Somali'de geçiren CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'ye dönüş yolunda beraberindeki gazetecilere gündemi değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, asker-sivil ilişkilerinden eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner'in itiraflarına, yeni anayasa çalışmalarından terör sorununa kadar birçok soruya cevap verdi. Kılıçdaroğlu'nun değerlendirmeleri şöyle: Asker sivil ilişkilerinde yaşanan son gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Ben bu gelişmeleri, asker-sivil ilişkilerinde normalleşme olarak yorumluyorum. 27 Nisan bildirisi ilanihaye orada kalacak değildi. Genelkurmay'ın Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanması konusunda ilk adımı CHP atar mı? 35. maddeyle ilgili de teklif verdik, ne oldu? İktidar yapsın bunları. Ellerinde yetki var, KHK yetkisi var. Ama askerle ilgili düzenleme yaparken de düşman gibi davranmamak lazım. 'İyi yaptınız, vurun askere' demek de doğru değil. Koşaner'in ses kayıtlarını sadece illegal dinleme yönünden yorumlamanız eleştirildi. İçeriği önemli değil mi? Ses kayıtlarındaki ifadeler, karşılıklı yakınmadır. 'Eksikler nedir?' noktasında bir değerlendirme. İnsani boyutuna bakmak lazım. Bürokrasilerde bu tür samimi özeleştiriler olabilir. Bir Genelkurmay Başkanı bunu yetkililerle paylaşmış. Yetkililer belli; biri Cumhurbaşkanı, diğeri Başbakan. Peki bu duydukları karşısında yetkililer ne yaptı? Dinleme nereden kaynaklanıyor sizce? İktidara yakın bir grup dinlemeleri yapıp servis yapıyor. Bana gelen bazı bilgiler var, sıkıntı oluşturmasın diye söylemiyorum. Görüntü kasetleri de buna dahil. Bu ayıbı iktidarın ortadan kaldırması lazım. Dinleme mağduru bir Başbakan'ın böyle şeyler yapmaması lazım. Bu dinlemeler, Genelkurmay içindeki bir grup tarafından yapılıyor olabilir mi? O da olabilir. Dinlemelerde, hedef alınan kitle üzerinde bir itibarsızlaştırma anlayışı var. Siyasetteki dinlemeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? MHP'deki dinlemelerde farklı şeyler var. 'Partinin baraj altında kalması' gibi. Deniz Bey'le ilgili olayın sebebini bilmiyorum. Başbakan, bu konuda MİT'e talimat verdiğini söylemişti. Ama bildiğim kadarıyla talimat falan verilmedi. 'ASKERÎ ATAMALARDA TASFİYE GÖRÜNTÜSÜ YOK' Işık Paşa'nın istifasını nasıl yorumluyorsunuz? Bulunduğu konumda kalması kendi kurumuna zarar verecekse ayrılması daha doğrudur. Kalması istenmiştir, bildiğim kadarıyla. Asker şunu düşünmüş olabilir: 'İstifaların getireceği sonuçlar nelerdir?' Onlar düşünülerek oturup karar verilmiştir. Bir tasfiye görüntüsü var mı sizce? Tasfiye görüntüsü yok. Yeni Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'i nasıl değerlendiriyorsunuz? Ben Genelkurmay Başkanı olarak görmek isterim. Görevini yapacak. Bir kişiye bağlı Genelkurmay Başkanı görüntüsü vermek şık değil. Öyle bir şey yok zaten. Daha çok yeni. '1 EKİM'DE ÖNCELİĞİMİZ TUTUKLU MİLLETVEKİLLERİ' 1 Ekim'de yeni yasama dönemi başlayacak. Önceliğinizdeki konular nelerdir? Bizim önceliğimiz tutuklu milletvekilleri. İktidarın ve TBMM Başkanı'nın ise önceliği anayasa. Bizim önceliğimiz olan konuda komisyon kurmaya gerek yok. (Tutuklu vekillerin tahliyesi için) yasaya gerek yok. Milletvekilleri bu konuyu çözülebilir. Ama genel tutukluluk süresiyle ilgili yasal düzenleme gerekiyor. Ben yetkili mahkeme yargıçlarının tutuklu vekilleri serbest bırakacaklarına inanmıyorum. O dava, karşılıklı bir inada dönüştü. İktidar partisi, bu sorunu çözmek için söz verdi. Bunun takipçisi olacağız. TBMM Başkanı Çiçek'in yeni anayasa konusundaki çalışmalarını nasıl buluyorsunuz? Çiçek doğru yol izliyor. Önyargısız bir masa kurulacak, uzlaşma komisyonunda her şey tartışılacak. Gerekirse parlamento dışı partiler de katılabilir bence. Orada anlaşırlar, uzlaşırlar; anayasa değişikliği gerçekleşir. Yeni anayasa konusunda umutlu musunuz? AKP'nin bu konudaki yaklaşımı çok samimi değil. Biz engelleyen parti değiliz. Ama bir yönetmelik gibi anayasa istemiyoruz. Terör konusundaki son gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Terör bütün Türkiye'nin sorunudur. Biz de bu konuda 'ortak akıl heyeti olsun' diyoruz. Tabii kolay değil bu. Tek PKK yok, birden fazla unsurlar var. Önemli rant var. İnsan kaçakçılığından uyuşturucuya kadar gelir elde eden insanlar var. Çözüm kolay değil ama siyaset kurumu masaya oturursa samimi bir iş yapmış olur. Bayram sonrası terör tırmanacak gibi gözüküyor. BDP'liler 1 Ekim'de TBMM'ye gelmeyi planlıyorlar. Nasıl karşılıyorsunuz? Olumlu karşılıyoruz. 'HAVUZLU VİLLAMA ALICI ÇIKMIYOR' Geçen yıl mal varlığı tartışması vardı. Havuzlu villanız ne durumda? Alıcı çıkmıyor. Çıksa satacağım. Ama zaten sitede bütün evlerin tek bir ortak havuzu var. Oraya da bizim vekiller zorla ortak ettiler. Gittik bankadan kredi çektik. Deniz Feneri dosyası son günlerde gündemde. Sizin iddialarınız üzerine Adalet Bakanı Sadullah Ergin 'Dosyayı nasıl inceledi?' sorusunu gündeme getirdi. Ne diyorsunuz? Ben dosyayı görmedim. Görsem niye sorayım zaten. Biz bu konuyla ilgili ne sorsak ısrarla yanıt verilmiyor. Deniz Feneri savcılarının mahkeme kararı üzerinde tahrifat yaptıkları iddiası önemsiz mi? O söylendiği gibi değil. Erzurum savcıları da üzerini kapatarak faks çekmişlerdi. Bunu CHP olarak biz ortaya çıkarmıştık. Başka örnekler de var. Erzincan soruşturması sırasında Erzurum savcılarından dosya alınmadı mı? Hayır. Bu bir ilk. Keşke çıkıp savcılar da konuşsa. Ben Başbakan'a sorumu tekrar ediyorum. Köstebek kim? Bu işin içinde bir kamu görevlisi var mı? 'CUMHURBAŞKANLIĞI ADAYLIĞINI DÜŞÜNMÜYORUM' Cumhurbaşkanı ile ilişkiler nasıl, 29 Ekim Resepsiyonu'na gidecek misiniz? Bakarız nedir ne değildir. Daha belli değil. Geçen yıldan bu yana bir şey değişmedi. Cumhurbaşkanı davet ederse gitmeniz gerekmez mi? Zamanı gelince değerlendiririz. Cumhurbaşkanı'nın görev süresi tartışılıyor. Sizin bu konudaki görüşünüz nedir? Cumhurbaşkanı görev süresi 5 yıldır. Milletvekilliği 4 yıla düştüğü gibi. Cumhurbaşkanlığına siz aday olmayı düşünür müsünüz? Hayır, öyle bir düşüncem yok. Siyasi parti başkanlarının aday olması çok doğru gelmiyor bana. Peki Tayyip Bey aday olursa? Düşüncemiz değişmez, ama saygı duyacağız. Her yurttaş aday olabilir. O da olabilir. Şike tartışmaları hakkında ne diyorsunuz? Spor konusunda yorum yapmam. Ama 'süreç çok iyi yönetiliyor' dersek doğru olmaz. MUSTAFA ÜNAL - ZAMAN
<< Önceki Haber Türkiye'de ilişkiler normalleşiyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER