Türkiye'den Filistin'e açık destek

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin geleceğini Avrupa'da gördüğünü ve AB ile en kısa zamanda bütünleşme iradesine sahip olduğunu söyledi.

Türkiye'den Filistin'e açık destek

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin geleceğini Avrupa'da gördüğünü ve AB ile en kısa zamanda bütünleşme iradesine sahip olduğunu söyledi. Davutoğlu'nun, Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle ile Conrad Otel'deki görüşmesinin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda konuşan Davutoğlu, bu ziyaretin bir özelliği bulunduğunu, 12 Haziran seçimleri sonrasında Türkiye'yi ilk ziyaret eden dışişleri bakanının Westerwelle olduğunu kaydederek, ''Bu da Türkiye ve Almanya arasındaki ilişkileri yansıtan, beklenen bir gelişmedir. Birkaç gün önce telefonla konuştuğumuzda kendisiyle değerlendirmemiz gereken birçok konu olduğunu konusunda mutabık kalmıştık'' dedi. Türkiye ile Almanya arasındaki ikili ilişkilerin herhangi bir iki devlet arasındaki ilişkilerden çok farklı olduğunu ifade eden Davutoğlu, şunları söyledi: ''Sadece hükümetlerimiz arasında yoğun temaslar yok. Halklarımız iç içe geçmiş durumda. Gerek Almanya'da yaşayan Türk vatandaşları, gerekse artık gittikçe sayıları artan, sabit olarak Türkiye'ye yerleşen Alman vatandaşları, iki ülke arasındaki ilişkilerin ne kadar yoğun olduğunu açıkça gösteriyor. Biz bu ilişkilerin kapsamını daha da genişletme konusunda kararlıyız. Üst düzey görüşmelerimiz artarak devam edecek. Geçen sene Almanya Cumhurbaşkanı ülkemizi ziyaret etmişti. Bu sene de Cumhurbaşkanımızın Almanya ziyaretleri söz konusu. Başbakanımızın, Almanya Başbakanı ile karşılıklı ziyaretleri var. Biz de dışişleri bakanıyla bütün uluslararası formlarda görüşüyoruz. Çünkü ortak gündemimiz çok kapsamlı.'' -TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİ- Bugün de ikili ilişkileri ele aldıklarını aktaran Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti: ''Türkiye-AB ilişkileri üzerinde durduk. Ben Westerwelle ile çok açık bir şekilde Türkiye'deki seçimler sonrasındaki en önemli gündem maddemizin AB ile ilişkiler olduğunu paylaştım. Çünkü Türkiye-AB ilişkileri artık yeni bir stratejik bakış açısı gerektiriyor. Türkiye açısından bakıldığında bu stratejik bakış açısı çok açıktır. Türkiye geleceğini Avrupa'da görüyor ve AB ile en kısa zamanda bütünleşme iradesine sahip. Herhangi bir müzakere süreci ilişkileriyle ilgili olmayan konuların gündeme getirilmesine karşı çıkıyor ve bir an önce müzakere fasılların açılmasını ve 2004'te iki tarafça alınan stratejik kararın hayata geçirilmesini istiyor.'' Davutoğlu, Türkiye'nin Kıbrıs sorununa kapsamlı çözüm bulmak için ve diğer konularda üzerine düşenleri sonuna kadar yaptığını vurgulayarak, şunları kaydetti: ''Maalesef birçok konuda beklemediğimiz çifte standartla karşılaştık. Son olarak vize konusunda da başka ülkelere uygulanandan daha farklı bir tutum Türkiye'ye karşı sergilendi. Biz istiyoruz ki tarih boyunca Avrupa'nın bir parçası olmuş Türkiye, gelecekte de AB'nin parçası ve en önemli unsurlarından biri olsun. Bu noktada Almanya Dışişleri Bakanının verdiği desteğe teşekkür ediyorum. Kendisi her zaman Türkiye'nin AB'ye üyeliği konusunda çok net bir tutum takındı. Biz bu net tutumun Almanya'da önümüzdeki dönemde daha açık bir şekilde dile getirilmesine büyük önem veriyoruz. Çünkü önümüzdeki aylarda takınılacak açık ve kararlı tutum, Türkiye-AB arasındaki ilişkilerin geleceğini belirleyecektir. Türkiye bu konudaki kararlılığını her fırsatta göstermiştir. Bundan sonra da göstermeye devam edecektir.'' -FİLİSTİN- Görüşmede ayrıca, bölgesel konuları değerlendirdiklerini, Ortadoğu'daki gelişmeleri görüştüklerini belirten Davutoğlu, şöyle konuştu: ''Arap-İsrail sorunu konusunda ve son dönemde Filistin konusunda kapsamlı bir değerlendirme yaptık. Filistin Devlet Başkanı Abbas'ın BM'deki inisiyatifi konusunu ele aldık. Biz Filistin'in kendi devletini kurma ve uluslararası bütün normlarca belirlenmiş sınırlarında kendi devletlerini kurma haklarına sahip olduklarını her zaman ifade ettik. Ve açık bir şekilde tekrar ifade ediyorum, bu konu BM gündemine geldiğinde de Türkiye, Filistin devletinin tanınmasına açık destek verecektir. Gönül ister ki, bu destek öncesinde de barış süreci tekrar başlasın. Yeni birleşik Filistin devleti hükümeti tanınsın. Ve bütün bu tek taraflı adımlara ihtiyaç kalmayacak şekilde bir müzakere süreci otursun. Ama bir taraftan yerleşimlerin devam ettiği, barış sürecinin İsrail tarafından akamete uğratıldığı bir dönemde Filistinlilerin haklı taleplerini gündeme getirmesini normal görmek gerekir. Bizim bu konudaki kanaatimizi paylaştım.'' Davutoğlu, bundan sonra da Almanya ve Türkiye'nin bu konuları istişare edeceğini, Suriye ve Libya başta olmak üzere bölgedeki Arap dünyasındaki değişim sürecini ele aldıklarını aktardı. -ARAP HALKLARI- Bu konudaki görüşlerini de Westerwelle ile paylaştığını bildiren Davutoğlu, ''Biz barışçıl bir dönüşüm süreci içinde Arap halklarının haklı taleplerinin gerçekleştiği bir dönemin başlaması gerektiğini düşünüyoruz. Arap halkları bu konudaki taleplerini dile getirdiler, getiriyorlar. Biz de Türkiye olarak, bu taleplerin barışçıl bir yöntemle, barışçıl bir süreçle hayata geçirilmesine büyük önem veriyoruz. Bundan sonra da bu konudaki tutumumuzu sürdüreceğiz'' diye konuştu. Davutoğlu, 15 Temmuz'da Libya Temas Kurulu Toplantısı'nın Türkiye'de yapılacağını, bu toplantı öncesinde de istişarelere devam edeceklerini kaydetti. Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, Türkiye'nin AB üyeliğinde söz konusu olanın vaatler ya da bir tarih verilmesi olmadığını belirterek, ''Burada önemli olan göz göze aynı düzeyde bakışmamız, birbirimize karşı adil ve saygın bir şekilde muamele etmemizdir. Ben Türkiye'nin AB'ye tam üyelik müzakerelerinin belli kriterlere göre hızlandırılması taraftarıyım'' dedi. Westerwelle, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Conrad Otel'deki görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'de yapılan genel seçimlerden kısa bir süre sonra Davutoğlu ile bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Konuk bakan Westerwelle, genel seçimlerin ardından Türkiye'yi ziyaret etmesinin, dostu ve mevkidaşı Davutoğlu ile bu görüşmeyi yapmasının, sadece kişisel bağlantılarından değil, Almanya'nın da Türkiye ile stratejik ve yoğun bir iş birliğini öncelikli olarak ele almasından kaynaklandığını belirtti. ''Türkiye, küresel, özellikle de bölgesel sorunların halledilmesinde stratejik bir anahtar ülkedir'' diyen Westerwelle, Türkiye'nin aynı zamanda Almanya için iyi bir partner ve dost olduğunu kaydetti. Westerwelle, Davutoğlu ile yaptığı telefon görüşmesinde kendisini seçim başarısından dolayı kutladığını ifade ederek, son derece etkileyici bir seçim sonucu alındığını vurguladı. Bunun da sadece politika alanında değil, kişisel olarak da iyi iş birliği yaptıklarının bir göstergesi olduğunu dile getiren Westerwelle, şunları kaydetti: ''Dışişleri bakanı olarak Türkiye'yi ziyaretim son derece hareketli bir döneme rastlıyor. Türkiye'nin bölgesel çerçevesi tarihsel bir dönüşüm içinde ve burada Türkiye kilit bir rol oynuyor. Bu, Avrupa'da da adil ve saygılı bir şekilde Türkiye'nin tam üyelik sürecinin müzakere edilmesi için gerekli nedendir. Burada söz konusu olan vaatler değildir, bir tarih verilmesi değildir. Burada önemli olan göz göze aynı düzeyde bakışmamız, birbirimize karşı adil ve saygın bir şekilde muamele etmemizdir.'' Westerwelle, Türkiye'de sadece ekonomik alanda değil, diğer alanlarda da son yıllarda önemli ilerlemelerin kaydedildiğini belirterek, bugün 4 bin 500 Alman işletmenin Türkiye'de çalıştığını ve milyonlarca Türk kökenli vatandaşın Almanya'da yaşadığını, çalıştığını ve Almanya'nın refahına katkıda bulunduğunu dile getirdi. -''TÜRKİYE'NİN PERSPEKTİFİNİN AVRUPA'DA KALMASINI İSTİYORUZ''- Tüm bunların, Türkiye ile Almanya'nın yakın ilişkilerinin ve dostluğunun yoğunluğunun, stratejik ilişkilerin derinliğinin en önemli nedenlerinden olduğunu ifade eden Westerwelle, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Bu açıdan ben Türkiye'nin AB'ye tam üyelik müzakerelerinin belli kriterlere göre hızlandırılması taraftarıyım. Neredeyse bir yıldan beri yeni bir fasıl açılmamıştır. Bu doğru bir gelişme değildir. Bunun değişmesi için ikimizin de birlikte çalışması gerekir. Özellikle rekabet faslı, açılmaya hazır bir fasıldır. Ben mevcut sorunların giderilmesi ve tartışılmasının destekçisi olacağım. Biz şahsen Türkiye'nin perspektifinin Avrupa'da kalmasını istiyoruz. Bu konuda hem Avrupa'nın hem de bizim ülkemizin muazzam bir çıkarı vardır. Bölgesel çerçevesi açısından Türkiye ile köprü kurmak istiyoruz. Bunlar Avrupa kıtasının ve AB'nin stratejik çıkarlarıdır.'' -SURİYE VE LİBYA'DAKİ OLAYLAR- Konuk bakan Westerwelle, görüşmelerinde Suriye ve Libya'daki durumu da tartıştıklarını aktararak, şöyle devam etti: ''Suriye'de Başkan Esad artık baskı ve şiddet olaylarına son vermeli ve reformları başlatmalıdır. Halkın meşru beklentilerine cevap verilmelidir. Ben bu konuda Türkiye'nin örneğin Suriye'den gelen mültecilere yardım ediş şeklini ve bu konuda sağladığı insani yardımı da örnek bir davranış olarak görüyor ve takdir ediyorum. Libya'da siyasi çözümün mümkün hale getirilmesi iki tarafın çıkarına. Libya'da diktatör Kaddafi kendi halkına karşı yürüttüğü savaşa son vermeli ve eylemlerinden dolayı hesap verebilmelidir. Ancak askeri boyutunun sınırlarını da gayet iyi bildiğimiz için siyasi bir çözüme yönelmemiz gerekiyor. Özellikle masum sivil halk için bunu böyle yapmamız gerekiyor. Çünkü en çok acı çekenler onlar.'' Türk-Alman ilişkilerinin çok iyi düzeyde olduğunun, bunun sadece iş ilişkilerinden ya da dışişleri bakanları arasındaki dostluk ilişkilerinden ibaret olmadığının altını çizen Westerwelle, ''İkili ilişkilerimiz de bizim birlikte neye sahip olduğumuzun göstergesi ve bunu böyle muhafaza etmek benim görevim olacaktır'' dedi. Westerwelle, Almanlar ile Türkler arasında gençlerin mübadele edilmesini devam ettirmek istediklerini belirterek, ''Bir Türk-Alman gençlik hareketi ikimizin de desteklediğimiz bir konu. Ülkelerimiz arasında, gençler arasında bir köprü kurulması son derece önemlidir'' diye konuştu. Görüşmede, Türkiye'de Türk-Alman Üniversitesinin kurulması konusunu da ele aldıklarını aktaran Westerwelle, son Ankara ziyaretinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da bu konuda şahsi desteğini vermesini büyük bir memnuniyetle karşıladığını belirterek, Başbakan Erdoğan'a teşekkürlerini iletti. Westerwelle, yeniden Türkiye'de ve dünyanın en güzel kentlerinden biri olarak nitelediği İstanbul'da konuk olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
<< Önceki Haber Türkiye'den Filistin'e açık destek Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER