CHP VURUŞA VURUŞA TÜRKİYE'Yİ SEÇİME GÖTÜRÜYOR Cumhuriyet Halk Partisi'nin yemin krizi, Ankara'nın en önemli gündemi şu anda. CHP içinde yemin etmemekte direnen bir damar var. Ve bu damar partinin üzerine adeta bir karabasan gibi çökmüş durumda. Genel başkan Kılıçdaroğlu'na yemin etmeme yönünde karar aldıran ve bunu bütün partiye dayatmasına sebep olan bu damar, Ergenekon'un savunucularından oluşuyor. Ergenekon'un bir tertip olduğunu söyleyip duran, bu soruşturmanın yalandan yapıldığını iddia eden ve bütün bu sürecin aslında Ak Parti'nin bir tezgahı olduğunu savunan bu damar, göz göre göre CHP'yi uçuruma sürüklüyor. Bütün amaç yeni ve sivil bir anayasa yapılmasını önlemek. Meclis Başkanlığı seçimi sırasında meclis kulisinde CHP'li Süheyl Batum ile sohbet ettim. Onun yemin etmemeyi hangi gerekçelere dayandırdığını dinledim ve ona sorular sordum. Açıkçası; Ergenekon'un nasıl bir planlama yaptığını çözdüm. Öyle şeyler anlatıyor ki Batum; kendini bir fasit dairenin içine hapsetmiş ve bütün çıkışları kapatmış, içerde dönüp duran bir fikir sarmalıyla konuştuğunuzu düşünüyorsunuz. Yayına davet ettim, “gelin televizyonda bunları konuşalım” dedim. “Samanyolu'na çıkmam” dedi. “Sayın Kılıçdaroğlu 3 kere çıktı, siz niye çıkmıyorsunuz” diye sordum. “Olsun, sana saygım var ama Samanyolu'na çıkmam” dedi. Benim de Süheyl Batum'un Samanyolu'na çıkmamasına saygım var. Ancak Süheyl Batum'un ezberini bozacak, onun içinde dönüp durduğu fikir sarmalını çürütecek sorular soran gazetecilere karşı tahammülsüzlüğünü, geçen akşam bir televizyon programında bütün Türkiye gördü. Batum sorulara cevap veremeyince, 3 çok önemli gazeteciye “Akp sizi salmış” diyerek hakaret etti. Batum ile sohbetten; aslında Haberal ve Balbay'ı çok da düşündüğü ve önemsediği izlenimi edinmedim. Batum şu kurguyu kurmuş. Başbakan; Balbay ve Haberal'ı rehin almış ve yeni bir anayasa yapılmasına CHP'yi razı etmek için onları rehin tutuyormuş. Dolayısıyla Başbakan kendi istediği bir yeni anayasanın yapılmasına karşılık CHP'ye iki vekille şantaj yapıyormuş. Başbakan; “benim istediğim anayasayı yapmayı kabul ederseniz, arkadaşlarınızı serbest bıraktırırım” diyesiymiş. Fakat bu pazarlığı CHP asla kabul etmeyecekmiş. İşte yemin krizinin baş aktörü olan Süheyl Batum'un yazdığı senaryo bu. Batum'a göre Başbakan, iki vekili rehin alıp CHP'ye istediğini yaptırmaya çalışıyormuş. Batum'a şu soruyu sordum: “Acaba CHP 12 Haziran'da iktidar olsaydı ve Balbay ile Haberal'ı mahkeme yine serbest bırakmasaydı kimi sorumlu tutacaktınız ?” Cevap şaşırtmadı. “Yine Başbakanı sorumlu tutacaktık” dedi. Çünkü Haberal ve Balbay'ı tutuklatan Başbakanmış. Batum; “pes etmeyeceğiz gerekirse 4 yıl yemin etmeyeceğiz” dedi. Anlıyoruz ki; CHP'yi kullanan Ergenekon için, Balbay da, Haberal da birer figüran. Anlıyoruz ki; işin büyük fotoğrafında; bu yeni dönemde yeni bir anayasa yaptırmamak var. Bunun için CHP'ye yemin ettirmeyip kriz çıkaran güç, şimdi ne pahasına olursa olsun bu krizi sürdürüp, CHP'nin vekilliklerinin parlamentodan düşürülmesi için bastıracak. Plan; böylece bir ara seçime de gidilse, o seçim sonrası oluşacak yeni parlamento zemininde yapılacak bir anayasayı sakatlamaya çalışmak. Bu krizin asıl amacı; Haberal ya da Balbay değil, yeni ve sivil bir anayasayı engellemek. Seçim öncesi Ak Parti'nin bir anayasa yapacak çoğunlukla parlamentoya gelmesini engellemek için ellerinden gelen her şeyi yapanlar, şimdi ülkeyi siyasi krize sürükleyip aynı amaca ulaşmaya çalışıyor. Batum'un “Başbakan iki arkadaşımızı rehin aldı” sözlerini tersten okursak, Ergenekon Türkiye'de yeni anayasa yaptırmamak için bu iki kişiyi kullanıyor. Gerçek CHP'li olmayan Haberal'ı kullanarak, gerçek CHP'li olmayan Batum gibi akıllarla CHP'nin varabileceği hiçbir yer yok. Ama maalesef Kılıçdaroğlu; şimdi Ergenekon'un aklıyla yola devam edip, vuruşa vuruşa çekilme ve Türkiye'yi yeni bir genel seçime götürme stratejisi izliyor. CHP için bu yol çıkmaz sokak. Bu krizi Ergenekon'un aklı değil, ancak partideki sağduyulu isimler çözebilir. ABDULLAH ABDULKADİROĞLU - SAMANYOLU HABER [email protected]