Bağımsız Tunceli Milletvekili Kamer Genç, 21
Ekim'de yapılan
halk oylamasında, Ana
yasa değişiklik paketinin kabul edilmesinin ardından, ''
cumhurbaşkanı seçim sürecinin başlatılması'' istemiyle Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) başvurmuştu. YSK,
Kamer Genç'in istemini 1'e karşı 6 üyenin oyuyla reddetmişti.
YSK kararında,
Anayasanın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkındaki 5678 sayılı Kanun'un
TBMM'de kabul edilerek,
Cumhurbaşkanlığınca halkoyuna sunulmak üzere, kurula gönderildiği hatırlatıldı.
Anayasa ve yasaların kendisine verdiği
yetki çerçevesinde YSK'nın
halk oylaması takvimini kabul ederek,
oy verme günü olarak 21 Ekim 2007 Pazar gününü belirlediği ifade edilen kararda, bu arada, 5697 sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un kabul edilerek, halk oyuna sunulacak ilk
kanun metninden, 6. madde ve geçici 18. ile 19. maddelerin çıkartıldığı kaydedildi.
YSK'nın, halk oylamasına sunulan metinde değişiklik yapılmış olmasının halk oylamasının ertelenmesine gerekçe olmayacağı yönünde daha önce karar verdiği de anımsatılarak, şunlar kaydedildi:
''Ayrıca, 5678 sayılı Kanunun 7. maddesindeki, 'Kanun halk oylamasına sunulması halinde tümüyle oylanır' hükmüne göre, 5678 sayılı Kanun tümüyle halk oylamasına sunulmuş olup, madde madde oylamanın söz konusu olmadığı, oy verenlerin de kanunun tümüne 'Evet' ya da '
Hayır' oyu kullanacakları kabul edilmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere, 5678 sayılı Yasa tümüyle halk oylamasına sunulmuş olup, geçerli oyların durumuna göre
referandum sonucunda 'Evet' oyu çıkarak,
Anayasa değişikliği Türk halkı tarafından kabul edilmiş olduğundan, ayrıca 28
Ağustos 2007 tarihinde yürürlükteki mevzuata göre Cumhurbaşkanı seçilmiş olduğundan ve yeni değişiklikler bu konuda
düzenleme içermediğinden yapılacak bir işlem bulunmadığından istemin reddine karar verilmesi gerekmiştir.''
BAŞPINAR'IN KARŞI OY GEREKÇESİ
YSK'nın, ret yönünde verdiği karara
muhalif kalan, YSK
Başkanvekili Ahmet Başpınar, karşı oy yazısında, Anayasa, yasa, tüzük ve yönetmelik gibi düzenlemelerin;
kural koyan, kaide getiren düzenlemeler olarak tanımlandığını,genel, soyut kurallar içeren, objektif hukuk aleminde yeni bir durum ihdas eden var olan durumu düzenleyen veya değiştiren ya da kaldıran tasarruflar olduğunu kaydetti.
Hukuk aleminde yapılan değişikliklerin, doğurmuş olduğu objektif ve genel hukuki duruma etki edeceğini, ileride doğacak sonuçları ortadan kaldıracağını ve var olan durumlara da son vereceğini ifade eden Başpınar, bu durumun
Anayasa Mahkemesi ve
Danıştay kararlarıyla da kabul edildiğini belirtti.
Eski yasa zamanında uygulaması başlayan ve devam etmekte olan işlerde, eski yasa hükümlerinin uygulanmasına devam edilebilmesinin, yeni yasada bunu öngören açık bir düzenleme bulunmasına bağlı olduğunu vurgulayan Başpınar, karşı oy yazısında şu görüşlere yer verdi:
''Bu nedenle, objektif hukuksal sonuçlar doğuran kural işlemlerden olan yasaların yürürlüğe girmeleriyle artık getirdikleri düzenlemenin öngördüğü hukuksal düzen geçerli olacağından, yeni düzenlemede açıkça korunmadıkları sürece, önceki yasada öngörülen hakların, ileriye yönelik etkisinin hukuken korunmaya devam etmesi mümkün değildir. Vatandaşlık, memuriyet, seçim statüsünde yapılan değişiklikler eski statüden doğan hukuki durumlar üzerine de tesir eder.
Nitekim Avukatlık Yasası ile getirilen staj mecburiyeti, böyle bir hüküm yokken baroya kaydedilen ve fiilen avukatlığa başlamış olanlara da uygulanarak bunlar barodan çıkarılmışı avukatlık sadece hukuk
mezunlarına tanınan bir hak olunca, evvelce medreseden mezun olanlar avukatlık haklarından mahrum bırakılmışlardır. Aynı şekilde Emniyet Teşkilatı, siyasi partilere yapılacak hazine yardımına ilişkin ve Karayolu Taşıma Yasalarında meydana gelen değişikliklerde kazanılmış hak kabul edilmemiştir.''
''YENİ USULE GÖRE SEÇİMİNİN YAPILMASI GEREKECEKTİR''
Anayasa değişikliğinin yürürlüğe girmesiyle, cumhurbaşkanlığına
aday gösterilme,
görev süresi ve seçilme şeklinin değiştiğini belirten Başpınar, ''Artık eski statü sona ermiş, hukuki durum değişmiş olduğundan, Cumhurbaşkanlığı sıfatı sona ermiş olacağından, getirilen yeni usule göre Cumhurbaşkanı seçiminin yapılması gerekecektir'' görüşünü dile getirdi.
Başpınar, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini sağlamak için seçim sürecinin yeniden başlatılarak, seçim takviminin belirlenmesi gerekti için çoğunluk kararına karşı olduğunu belirterek, karşı oy yazısında şunları kaydetti:
''Bu durumda Cumhurbaşkanlığı sıfatını kazanmış olmak, hak ettiği maaşlar ve emeklilik yönünden kazanılmış haklar söz konusu olacak, ancak Cumhurbaşkanlığı sıfatının devamına yeni getirilen statü itibariyle olanak bulunmamaktadır. Cumhurbaşkanının
yeni Anayasa kurallarına göre aday gösterilmesi ve halk tarafından seçilmesi gerekmektedir. Zira TBMM tarafından seçilen Cumhurbaşkanının görev süresini tamamlayacağı yolunda eski statüyü koruyan bir hüküm getirilmemiştir.''
AA