Yazıcıoğlu Hükümeti eleştirdi

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Hrant Dink cinayetinin ardından yine Hükümeti suçladı.

Yazıcıoğlu Hükümeti eleştirdi

Yazıcıoğlu, Hükümetin olayların üzerine gitmede çözüm üretemediğini, işlerin karmaşık hale geldiğini, çözüm üreteceği yerde bir muhalefet partisi gibi davrandığını söyledi. Gümüşhane'ye gitmek üzere Trabzon'a gelen Yazıcıoğlu, Trabzon havalimanında basın toplantısı düzenledi. BBP Lideri Yazıcıoğlu, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in cinayetinin hemen arkasından ortaya çıkan manzara bu cinayetin üzerinden Türkiye için yeni siyasi projeler üretildiği, hükümetin olayların üzerine gitmek yerine çok aciz kaldığını iddia edip Başbakan Erdoğan'a seslenerek, 'Ya görevinizi yapın ya da izzet-i ikbal ile çekilin.' dedi. Türkiye ve dünya gündemini son günlerde yakından ilgilendiren Hrant Dink cinayetine değinen Yazıcıoğlu, "Cenaze namazından hemen önce başlatılan 'Hepimiz Ermeniyiz, hepimiz Kürtüz' sloganları ve arkasından Kürt'üz kısmını çıkardıktan sonra 'Hepimiz Ermeniyiz, hepimiz Hrant'ız slogan ve pankartlarıyla yürüyüş düzenlendi. Bunu sadece empati yapmak ve sembolik olarak yapılan bir davranış olarak kabul etmemiz mümkün değildir. Eğer gerçekten sembolik olarak yapılmış olsaydı, bu pankartları bu kadar özenle hazırlamış olanlar, zamanlamayı bu kadar isabetli düşünmüş olanlar, herhalde şu kadarını da hesap edebilirlerdi: Burası Türkiye olduğuna göre 'hepimiz Hrant'ız diyerek o kişinin yerine kor, 'Hepimiz Ermeniyiz' diyerek o kişinin mensup olduğu dini ifade eder. Arkasında da 'Hepimiz Türküz' demek suretiyle bir bütünlük arzusunu ortaya koyabilirlerdi. Ama böyle yapmadılar. İlle söylemeleri gerekiyorsa 'Hepimiz Ermeniyiz' dedikten sonra 'Hepimiz Türküz' de diyebilirlerdi. Bunu demediler." dedi. Yazıcoğlu, şimdiye kadar Türkiye'de birçok cinayetin işlendiğini, teröre binlerce, onbinlerce kurban verdiklerini, asala örgütü tarafından diplomatlarımızın şehit edildiğini ifade ederek şöyle konuştu: "Ama bu olayların hiçbirisinde bu zevat böyle bir empati yapmadı. Böyle bir sembolik davranış içinde bulunmadı. Dolayısıyla bunu sıradan bir davranış olarak görmemiz mümkün değil. Bu olay açıkça bir tahriktir. Bunun karşısında insanlarımızın 'Evet, ben de Türk'üm, ben Türk milletiyim. Bundan sonrasında da gururla Türk olduğumu ifade edeceğim,' deme ihtiyacını ortaya koydular." Yazıcıoğlu, her gün şehitler verdiklerini, 'Biz Ermeni'yiz' diyenlerin hepsini şehit cenazesinin arkasına davet ettiğini kaydederek, "Orada 'Hepimiz Mehmet'iz, hepimiz Türk'üz' desinler, ondan sonra o sloganı sembolik söylediklerine, sadece empati yapmak için, ölenin yerine kendilerini koymak için ifade ettiklerine inanacağım. Onun dışında inanmamız söz konusu değildir. Bu eylemin arkasından başlatılan kampanyaya baktığımızda önce devlete karşı bir düşmanlık, arkasından milliyetçiliği, sonra da Trabzon'u suçlu sandalyesine oturtarak yargılamaya kalkmaları planlı eylemi anlıyoruz. Halbuki bu eylem henüz yargı aşamasındadır. Bu eylemin faillerini ortaya çıkartmak, niyetlerinin anlaşılmasını sağlamak ve gerçekten doğru kararların alınabilmesini sağlamak için yargı sürecini etkilemeden soruşturma aşamasındaki bilgi kirliliğine sebep olmadan, mahkemeleri yönlendirmeden gerçeklerin ortaya çıkmasına yardımcı olmak gerekirdi. Maalesef bugün gelinen noktada neyin, niçin ve kim tarafından neden yapıldığı, neden bu kadar herşey karmaşık hale getiriliyor anlamak mümkün değil. Bu durum sadece bizim gibi bir ülkeye mahsus olsa gerek." dedi. Başbakan Erdoğan'a da yüklenen Yazıcıoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Sayın Başbakan'ın bu olay üzerinden siyasi sonuç çıkartma gayretlerini de esefle karşılıyorum. Kendileri çok yakın bir zamanda ayına yıldızına kurban olduğu afişler bastırmıştı. Şimdi milliyetçiliğin kafatasçılık olduğunu, miliyetçilikle suçun aynı anda anlaşılması gerektiğini, ve arkasından cinayetle doğrudan milliyetçilik düşüncesini itham etmeyi son zamanlarda bir alışkanlık haline getirdi. Buradan siyasi bir sonuç elde etme gayretine düştü. Buradan kendisine bir kere daha seslenmek istiyorum. Bu cinayetin işleneceğini birileri öğrenmiş olduğuna göre, arkasından bu soruşturmalar sırasında cinayet soruşturması bu kadar karmaşık hale getirildiğine göre iktidar ne işe yarar, hükümet ne yapar? İçişleri Bakanı ve Başbakan ne işe yarar? Şimdi hem Başbakan olacaksınız, hem de bu kadar karmakarışık, herşeyi arap saçına dönüştürüp, herşeyi eline yüzüne bulaştırıp, hiçbir şeyi doğru dürüst sonuçlandırmayacaksın. İstanbul sokağa çıkılamayacak hale gelecek; gasp, kapkaç, sokak ortasında turistlerin ırzına geçilmesi sıradan işler haline gelecek, sonra İstanbul'un ortasında cinayet işlenecek, arkasından bu kadar herşey karmaşık hale gelecek, siz bir muhalefet lideri gibi hiç bu işlerle alakası yok gibi, sonra derin devlet tartışması başlatacaksınız, bu işi minimize etmek vs gibi şeyler söyleyeceksiniz. Siz bostan korkuluğu musunuz, ne işe yararsınız? "Kurumlar arasında dengesizlik varsa bu işi hükümetin çözmesi gerektiğini de vurgulayan Yazıcıoğlu, "Kurumlar çürümüşse kim düzeltecek? İşlemeyen yasaları kim yapacak? Kanunlar yetersizse kim çıkartacak? Sizi bu millet, Anayasa değiştirecek çoğunlukta bostan korkuluğu diye orada durun diye mi gönderdi?. Böyle nezaketi, zerafeti istismar etmeye kalkışmayacaksınız. Herkes haddini bilip, görevini yapacak. Görevinizi yapmayacaksınız, sonra bir yığın komplolar, birilerinin üzerinde şaibeler döndüreceksiniz, bundan sonra arkasından kanun çıkartması gereken, kurumları düzeltmesi gereken, kurumların doğru dürüst işlemesini sağlayacak konumda olması gereken birisi olarak çıkacaksınız, hiç bunlarla ilişkiniz yokmuş gibi konuşmaya devam edeceksiniz. Öyle yağma yok. Ya görevinizi yapacaksınız ya da izzet-i ikbal ile çekileceksiniz, yerinize oturacaksınız. Bu olay başka bir ülkede olsaydı o koltukta bir Başbakan oturamazdı, bir İçişleri Bakanı oturamazdı." Cihan
<< Önceki Haber Yazıcıoğlu Hükümeti eleştirdi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER