Topçu, partisinin helikopter kazasının meydana geldiği Kahramanmaraş'ın
Göksun ilçesindeki Kanlıçukur mevkisinde düzenlediği 1. Hasret Kurultayı'nda yaptığı konuşmada,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirdi.
Kazanın olduğu günden bugüne kadar geçen süreyi ''şahadet süreci'' olarak adlandırdığını belirten Topçu, kazanın üzerinden 4,5 ay geçmesine rağmen millet vicdanının olaya ilişkin ikna olmamış bir biçimde beklediğini vurguladı.
Topçu, ''İşte onun için yüz binler burada hukuk üzerinden milletin geleceğini arıyor. Onun için buradayız işte. Sayın Başbakan bizzatı size sesleniyorum, mahşeri vicdan önünde açık bulunan bu
dosya netice itibarıyla kapanmadı, kapatamadınız'' dedi.
Başbakanı olaya ilişkin ''
hesap vermemek ve hesap sormamakla'' suçlayan Topçu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Şimdi mahşeri vicdanın kanaati bir şeyde netleşti, net bir hale geldi. İyi dinle burayı sayın Başbakan, net bir halde şu an. Mahşeri vicdan, '
Yazıcıoğlu var ya kayırana karşıydı, ayırana karşıydı, soyana karşıydı, soydurana karşıydı, sattırana karşıydı, bölene karşıydı, böldürene de karşıydı' diyor. Şimdi millet böyle diyor sayın Başbakan.
Şimdi bir kere daha özetliyeyim.
Muhsin Yazıcıoğlu, o Şarkışla'nın kavruk yüzlü
Anadolu insanının devlete uzanan eli, o
yiğit ses var ya, çalana karşıydı, çaldırana karşıydı, bölene, karşıydı, satana karşıydı. Tabii ki birileri de, bu işleri yapanlar da bunun gereğini yaptılar. Ne diyorsun sayın başbakan, ne diyorsun milletin vicdanındaki bu sese...
Demokrasilerde
yönetim erki, siyasetin elindedir. Ve bu millet görülmemiş bir şekilde, bu ülkeyi yönetesin diye
yetki verdi. İktidara gelene kadar o çok kullandığın jargonda, hep Ömer'in adaletinden vesaireden bahsettin.
Millet baktı ki şu durduğun noktada,
Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının hukuku hiç adaletle bir türlü denk gelmedi. Sen bu noktada sınıfta kaldın sayın Başbakan. Çünkü sen hem konuştuğun jargonun altında kaldın hem de demokrasiyle seçilmiş gelmiş olarak demokrasinin gereğini yapmadın.''
Topçu, demokraside yönetenlerin hesap sorduğunu ve hesap verdiğini ifade ederek, Başbakana yönelik eleştirilerini şöyle sürdürdü:
''Sen Yazıcıoğlu'nun şahadetini, arkadaşlarıyla olan şahadetini ne adam gibi sorguladın, ne de adam gibi sordun. Makamına geldim anlattım ama anlaşılan o ki aradan şu kadar sürede
iktidar olmanın gereğini yapamadın. Ne hesap sordun, ne de bu millete bu hadiseyle alakalı hesap verdin.''
-HELİKOPTERİN TAKİP EDİLDİĞİ ŞÜPHESİ-
Adını vermediği bir basın kuruluşunun helikopter düşmeden önce ve düştükten sonra
merhum Yazıcıoğlu ve arkadaşlarını sürekli telefonla aradığını kaydeden Topçu, şunları anlattı:
''Sen tabii bunu bilmiyorsun. Çünkü senin bir şeyden haberin yok. Sen 40 bin kişinin katilleriyle el sıkışıyorsun, Muhsin Yazıcıoğlu'nun arkadaşları bunları arıyor, buluyor. Evet şimdi bir kere daha soruyorum. Sayın Başbakan hiç merakına mucip oldu mu? Bu basın kuruluşu kazanın önünde, kazanın arkasında sabit telefonlardan niye aradı helikopteri acaba bir takip falan mı yapıyorlardı. Yani millet böyle diyor sayın Başbakan.''
Başbakanın kazada sorumluluğu olanlar hakkında bir işlem yapmadığını öne süren Topçu, kendilerinin konuyu yargıya taşıdığını belirtti.
Topçu, ''Şimdi var sen düşün. Biz bu konuyu çok güvendiğimiz adalete de aktardık. Şimdi bu iş şerefli savcılarımızın elinde. senin koruduğun kurumlarda çalışanlar, senin koruduğun falanca
firma, senin koruduğun falanca medya hepsi şerefli savcılarımızın elinde hesap verecek. Zaten onların hepsi mahkemeden sonra milletimizin engin ve derin vicdanında boğulacak, sen de bununla birlikte boğulacaksın. Bütün bunlarda bizim takibimizde'' dedi.
Başbakanın siyasi yetkisinin, siyasi gücünün, iktidar gücünün görüldüğü kadarıyla kazaya ilişkin karanlık noktaları aydınlatmaya yetmediğini iddia eden Topçu, kendilerinin bunu gördüklerini söyledi.
BBP Genel Başkanı Topçu, konuşmasının sonunda Yazıcıoğlu'ndan bahsederken duygulandı. Gözlerinin yaşardığı ve konuşmakta güçlük yaşadığı gözlenen Topçu, sözlerini tamamlayamadan körsüden inmek zorunda kaldı.
Daha sonra kürsüye çıkan Muhsin Yazıcıoğlu'nun eşi
Gülefer Yazıcıoğlu ise ''Muhsin Başkan ülkesini, milletini, devletini ve sizleri kendi canından, ailesinden çok daha fazla severdi. Durmadan, yorulmadan bir kere daha 'of' demeden bütün enerjisini ülkesi ve milleti için harcardı'' diye konuştu