CHP-MHP KAVGASI KAPIDA
Referandumun hemen ertesi günü 13 Eylül'de, 2011 genel
seçimlerine nasıl bir atmosferde gideceğimiz belli oldu.
Referandumdan istedikleri sonuç çıkmayan muhalefet partileri, taktiklerini belirledi ve işleme koydu.
MHP; eski, kavgacı, karşıdakini suçlayıcı, intikam kokan söylemlerle yola devam kararı aldı ve yürüyor.
“Evet” oyu verenler için, “
Türkiye'yi karanlık bir döneme soktular” bile dedi Bahçeli.
CHP'nin eskiden izlediği; milli iradeyle çatışma yolunu kendine kurtuluş yolu olarak seçen bir MHP'den, millet yavaş yavaş elini eteğini çekecek gibi görünüyor.
Referandum sonrası asıl sürprizi CHP yaptı.
Kemal Kılıçdaroğlu bir taraftan yüzde 42 “hayır” oylarına sahip çıkarken, diğer yandan yüzde 58 “
evet” oylarından da kapabildiğini kapmak için yeni bir strateji geliştirdi.
Bu strateji; Ak Partiyle çatışmadan, Türkiye'nin kronik problemi haline gelmiş konuları Ak Parti'nin elinden alıp çözmeye çalışma yöntemi.
Hemen yeni bir anayasa bunun başında geldi.
Başörtüsü meselesiyle ilgili dillendirdikleri çözüm sürecini hızlandırıp “biz çözeriz” söylemini, modeller üreterek hayata geçirmeye kalktılar.
Demokrasinin önünü açacak yolları tartışmaya başladılar.
Bugüne kadar hep çözümlerin önünde set olan CHP'nin, bir anda böyle bir formatta toplumun karşısına çıkması, herkesi hem şaşırttı hem de ihtiyatlı yaklaşıma sebep oldu.
İşin açıkçası aslında toplumun çok büyük bir bölümü, CHP'nin başörtüsü meselesiyle ilgili milleti tatmin edecek adam akıllı bir formül sunabileceğini düşünmüyordu.
Öyle de oldu.
Çıka çıka karşımıza İran modeli, Pakistan modeli gibi doğan görünümlü şahinler çıktı.
“Türkiye İran olmasın” diyenler şimdi iktidara gelmek için İran modeline sarıldı.
Ama Kılıçdaroğlu'nun fiyakasını, önce parti içindeki kurtlular bozdu.
Başörtüsü yasağının failleri ve ikna odalarının kurucuları olan CHP'nin bayan milletvekilleri, Kılıçdaroğlu'nun iktidara yürüme formülünü iki paralık etti.
Deyim yerindeyse bir çuval inciri berbat ettiler.
Kılıçdaroğlu başörtüsünü çözeceğiz falan diye milleti oyalarken, laikliğin elden gittiği paniğine kapılan CHP'liler feryadı bastı.
“Laiklik olmadan
demokrasi olmaz”, “laikliği savunurken nasıl bu noktalara geldik” diye Kılıçdaroğlu'nu sıkıştırmaya başlayan partideki eski kafalar, bütün oyunu deşifre etti.
Sonunda Kılıçdaroğlu da
parti meclisi toplantısında, içerden gelen sesleri susturmak için planladığı oyunu
itiraf etmek zorunda kaldı.
Basına kapalı toplantıda Kılıçdaroğlu; önce anayasa meselesine girdi ve Anayasa'nın bir haftada değiştirilemeyeceğini kendisinin de bildiğini, bu öneriyi siyasi manevra olarak yaptığını söyledi.
Kılıçdaroğlu; hemen yeni anayasa çıkışıyla Ak Parti'nin maskesini düşürmek istemiş.
Kaçan olmamak için böyle bir manevra yapmış.
Gelelim yüzde 42 “hayır” oyuna.
Kılıçdaroğlu
referandumda alınan yüzde 42'lik oyun tamamının kendilerine ait olduğunu iddia edip, MHP'nin hedefi olmamak için bunu açıktan söylemediklerini anlattı.
Kılıçdaroğlu; MHP'yi uyandırmayalım
baraj altından çıkmaya çalışmasınlar diye düşünüyormuş.
Ve başörtüsü;
Kılıçdaroğlu bunu da bilinçli gündeme getirmediğini, sorulunca
cevap vermek durumunda kaldığını söyledi.
Partide yeni bir
rüzgar estiren Kılıçdaroğlu “başörtüsü ne olacak” diye soranlara “hiçbirşey olmayacak” dese ne rüzgar kalırdı ne
fırtına.
O da verdi gazı millete.
“Çözeceğiz” dedi.
Nasıl diye soranlara “orasını karıştırmayın” dedi.
Gel gelelim kendini uyanık sanan Kılıçdaroğlu, Tayyip Erdoğan'a tosladı.
Ne yeni anayasa manevrası tuttu, ne başörtüsü çözümü.
Hükümeti sıkıştırmayı planlayan Kılıçdaroğlu, şimdi kendi sıkıştı kaldı.
Başbakan hiçbir topa atlamadı, hep Kılıçdaroğlu'nu öne sürdü.
“Bugüne kadar siz engel oldunuz, hadi ilk hamleyi sen yap” dedi.
Ava giderken avlanan Kılıçdaroğlu'nu bir de parti içindeki kurtlular, laiklik maiklik diye sıkıştırmaya başlayınca CHP'nin 2011 umutları suya düşmeye başladı.
Kısacası CHP'nin Ak Parti'yi kündeye getirme planı elinde patladı.
Ak Parti muhalefetin minderinden sıyrıldı, genel seçime giderken önüne çıkabilecek başka engellere rağmen daha kararlı ve kendine güvenle yürüyecek.
O engelleme planlarını uygulamaya yakın anlatırız.
Şimdi 2011 öncesi CHP-MHP kapışması başlayacak.
Bir zamanlar “2 CHP'ye 1 MHP'ye” diye kardeş payı yapanlar şimdi “hep bana hep bana” diyecek.
MHP; referandumdaki tavrı sebebiyle milliyetçi muhafazakar tabanında ciddi oranda oyu Ak Parti'ye kaptırdı bile.
Şimdi CHP; ulusalcılaşan MHP'den kalan oyları kendine getirtmeye çalışacak.
MHP ise baraj altında kalmamak için iyice hırçınlaşacak.
Hadi bakalım; kim tutar sizi.
Seçim öncesi şöyle
ağız tadıyla bir kanki kavgası seyredelim.
ABDULLAH ABDULKADİROĞLU - SAMANYOLU HABER
[email protected]
twitter.com/aabdulkadiroglu