Bahçeli, partisinin
TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, ''kanama geçiren devlet sisteminin, ağır yara alan hukuk anlayışının, ölümcül virüs bulaşan düzen algısının ve yönsüzlüğün dibine batan
iktidar yapısının'', karşılaşılan sıkıntıların temel başlıklarından yalnızca bir bölümü olduğunu söyledi.
Kamu İhale Kurumu'na yapılan operasyonların, yolsuzluk damarının ve
ihaleye fesat karıştıran vurguncuların siyasi iktidara kadar uzandığını gösterdiğini savunan Bahçeli, ''Bozgunculuğun,
nimet bilmezliğin ve düzensizliğin ibresi hep aynı yeri göstermektedir. Kabul ve tasdik edeceğiniz üzere burada da Adalet ve Kalkınma Partisi'nden başkası yoktur ve olmayacaktır'' diye konuştu.
''İnkar edilemeyecek bir biçimde ortadadır ki Adalet ve Kalkınma Partisi, devlet yönetimindeki keyfiliğin ve başıbozukluğun ismidir'' diyen Bahçeli, şöyle devam etti:
''Yalanın, dolanın, hortumculuğun ve sahtekarlığın lisanslı ve sicili kabarık elebaşısıdır. Yıkımın, dağılmanın ve bölünmenin oyun kurucusudur.
İmralı Adası'na milletimizin haysiyetini, Kandil'e izzet-i nefisini ve küresel güçlere yakasını kaptıran sorumsuzluk,
ihanet ve vebaldir ve hukuksuzluğun, vicdansızlığın, gönülleri kırmanın 'one minute'çü kurnazlığıdır.
Özellikle, Türk devlet geleneğinde, geçmişin muhteşem sayfalarında
adaletin bugün bile gıpta edeceğimiz birçok misallerine ve yansımalarına şahit olmak mümkündür. Mahkemenin kadıya mülk olmayacağını, üstünlüğün ve ayrıcalığın ancak ve ancak takvada bulunacağına iman ettik. Yüceler yücesi Peygamber efendimizin, 'bir günlük adalet, altmış yıllık ibadetten faziletlidir' sözünü hiç aklımızdan ve hatırımızdan çıkarmadık. İsminin başında adalet olan iktidar partisi, hukuk devletinin tüm icaplarını ve gereklerini berhava etmekte, tüm
itiraz ve uyarılara rağmen rafa kaldırmaktadır.''
MİT kanunda değişiklik yapan kanun
''MİT mensuplarının kurtarılması ve korunması amacıyla alelacele bir yasal değişikliğe gidilmiştir'' ifadesini kullanan Bahçeli, ''Kararlılıkla ifade ediyorum ki bu yasal adım, anti-demokratiktir, siyasi ilkelliğin ve kabile mensubiyetinin bir görüntüsüdür. Adalet ve Kalkınma Partisi tribünlerindeki
demokratikleşme tezahüratlarının,
özgürlük tempolarının ve hakkaniyet sloganlarının kuru gürültüden ibaret olduğu bir kez daha anlaşılmıştır. Deyim yerindeyse yavuz hırsız ev sahibini bastırmıştır'' şeklinde konuştu.
AK Parti Hükümetinin, bu yasayla maç oynanırken
kural değiştirdiğini, değişiklik teklifine
Cuma günü karar verip, Salı'ya komisyona getirdiğini ve birkaç gün içinde de yasalaştığını ifade eden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Böylece karşısına dikilen pürüzleri şimdilik
teker teker bertaraf etmiştir. Ancak karşı hukuki mücadele yolları da henüz tükenmemiştir. İşin daha da manidar yanı ise büyük resim tutkunu Sayın Cumhurbaşkanı hızını alamayıp sanki arkasından yetişen varmışcasına değişikliği anında onaylamıştır. Anlaşılacağı üzere, AKP ile
Çankaya arasında kurulan darağacında adaletin boynuna yağlı ilmek bir kez daha geçirilmiştir ama bu defa canı alınmış ve cesedi de 'Üstünlerin hukukuna son veriyoruz' yaygarası yapanların eşiğinde kalmıştır. Sayın Gül'ün, Adalet ve Kalkınma Partisine yelken olmasının, adaletsizliği düşünmeden ciro etmesinin ve adrese teslim uygulamayla hukuku yerle bir etmesinin en başta bulunduğu makamla bağdaşır bir yanı olmadığı aşikardır.
Kim ne derse desin, Adalet ve Kalkınma Partisi, süren bir
soruşturma sürecine müdahil olmuş, kirli çamaşırlarının serilmemesi amacıyla panik halinde, işleyen yargısal sürece
kilit vurmuştur. Böylesi akla ziyan bir uygulamaya ancak diktatörlükle yönetilen rejimlerde tesadüf etmemiz mümkündür.''
''Hakimiyetini kurmakla ve olgunlaştırmakla meşguldür''
''Bize göre Adalet ve Kalkınma Partisi, hukukun üstünlüğünü ve gücünü değil, kendi oluşturduğu imtiyazlıların hakimiyetini kurmakla ve olgunlaştırmakla meşguldür'' diyen Bahçeli, tüm gerçeklerin bastırılamayacak kadar meydanda olduğunu ileri sürdü.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''hiçbir zaman seçilmişleri, atanmışlara kul etmeyiz'' sözüne de değinen Bahçeli, şöyle konuştu:
''Bu sözler, boşlukta kalmış ve inandırıcılığın bereketli alanından tamamen uzak bir yere düşmüştür. Sandıktan çıkmış değerli vekilleri, Meclis'e buyur etme konusunda niçin aynı hassasiyeti ve azimkar tavrı göstermezsiniz, gösteremezsiniz? Sizin gözünüzde, mesela partimizin
İstanbul Milletvekili Sayın
Engin Alan seçilmiş değil midir? Özel yetkiyle donattığınız, özel görevle taltif ettiğiniz gayri meşru işlerinizi yaptıracağınız görevlilerin, karıştıkları veya iştirak ettikleri iddia olunan suçlardan dolayı mahkemeye çağrılmaları sizce hukuk dışıdır, fakat milletin oylarıyla seçilmişleri
hapis hayatına çivilemek meşrudur. Bize bunu mu söylemeye çalışıyorsunuz? Şunu bilin ki gayri meşruluk, gayri millilik ve gayri ahlakilik ancak Adalet ve Kalkınma Partisini sıfatıdır.''
AA