MHP lideri
Devlet Bahçeli, partisinin
TBMM'deki grubunda yaptığı konuşmada, ÖYM'lerde değişiklik ile ilgili görüşlerini ifade etti.
MHP lideri Devlet Bahçeli, 'Özel Yetkili Mahkelemer muhafazası sağlanmalı' dedi.
Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, karnelerini alan öğrencilerin gönül huzuruyla geçirecekleri bir tatili hak ettiklerini söyledi.
Eğitim
sistemindeki sorunlar gün geçtikçe arttığını ve içerisinden çıkılmaz bir hal aldığını öne süren Bahçeli, ''Sınıflar kalabalık, öğretmen sayısı kifayetsiz, eğitim kalitesiz, sistem karmaşık, kafalar karışık durumdadır'' diye konuştu.
12 Haziran 2011'de yapılan milletvekilliği genel seçiminin üzerinden geçen bir yılı değerlendirmek istediğini belirten Bahçeli, ''58, 59, 60. AKP hükümetleriyle geçen israf edilmiş ve boşa geçirilmiş yılların ardından kurulan 61. Hükümet'in, bir yıllık süre içinde posası çıkmış, boyaları dökülmüş ve kaportası göçmüştür. 61. Adalet ve Kalkınma Partisi Hükümeti ile geçen son bir yıla baktığımızda gerçekten de heba edilmiş ve hüsrana uğramış bir
Türkiye manzarası ve ortamına herkes rahatlıkla şahitlik edebilecektir'' görüşünü ifade etti.
''Hükümetin niyeti, ilkeleri ve hedefleri başından beri şaibeli ve şüphelidir'' ifadesini kullanan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Her şeyden önce 61. Hükümetin ülkemizin asıl sorun ve gündeminden tamamen kopuk ve bir haber olarak yola çıktığı, teşhis ve isabet zafiyetiyle yola koyulduğu bugün bir kez daha anlaşılmıştır. Bizim, yalnızca bu bile 61. Hükümete güven duymamamız için yeter sebep olmuştur.
Gelişmeler göstermiştir ki
Başbakan Erdoğan'ın başkanlığında kurulan 61. Hükümet'in
terörle mücadele etme, terörün belini kırma ve bölücülüğü silmeye dönük irade ve inancı baştan beri bulunmamaktadır. Bunun için AKP zihniyeti, bölücü terörün
seri cinayetleri karşısında eli kolu bağlanmış bir şekilde hareketsiz kalmış, nafile ve iç boş diklenmelerden başka hiçbir şey yapmamıştır. Başbakan Erdoğan ve hükümetinin terör ve bölücülüğe gözünü yumması hainlerin umudu ve motivasyon kaynağı haline gelmiş ve
PKK, arkası arkasına saldırılarını icra ederek vatan evlatlarının kanını dökmüştür.
AKP iktidarları döneminde
terör olayları 2002'ye göre 10 kat, şehit sayısı da 15 kat artmıştır. Ve ne hazindir ki 10 Haziran 2012 gününe kadar Türk milletinin 1004 evladı Hakk'a ulaşmıştır. Başbakan Erdoğan temsilcileri vasıtasıyla Oslo'da PKK ile masaya otururken şehitler toprağa düşmüştür.''
Bahçeli, ''Bu kafa yapısının şimdi kalkıp bizi morg önünde
nöbet tutmakla itham etmesi, yapışık ikizi BDP'yle aynı çizgiye getirme seviyesizliği ibretlik bir manzarayı ortaya çıkarmıştır'' dedi.
''Unutulmasın ki her söze verilecek bir cevabımız ve dile getirilen her iftiraya söyleyecek bir lafımız vardır'' diyen Bahçeli, şöyle devam etti:
''Ancak biz, önce söze bakarız söz müdür diye, sonra söyleyene bakarız adam mıdır diye. Yine de Başbakan Erdoğan'a hatırlatmak isterim ki doğrudur, biz morgdaki aziz ruhlar için tıpkı hiç bitmeyecek vatan görevi gibi nöbet tutuyoruz ve tutmaya da devam edeceğiz. Biz şehitlerin başında beklerken, sen
İmralı'da gece bekçiliğine soyunmuştun. Biz morg önlerinde Fatiha okurken, sen bölünme nöbetinde sabaha kadar teyakkuzda durmuştun. Biz bayrağa sarılı kahramanları kucaklarken, sen bölücü şerefsizlerle münavebeli nöbete girmiştin. Senin morga gelmesine sebep olduklarını biz dualarla, gözyaşlarıyla, tekbirlerle ve tam bir sahiplenmeyle son yolculuklarına uğurluyoruz. Sayın Başbakan unutma ki şehitlerimizi ellerimizde, gönüllerimizde yüceltiyoruz, geride kalanların acılarını ve yürek sızılarını her şeyimizle paylaşıyoruz. Biz İmralı canisinin hak ettiği cezasını çekmesi için tek başımıza çırpınırken, sen ve partin gökkuşağı koalisyonuyla bir olup yağlı urganın ipini kesmiştin.
Başbakan ve hükümeti ağzıyla kuş tutsa itibar edecek durumumuz kalmamıştır. Çünkü, Türkiye'nin bugünkü açmazının, felaketlerinin ve feci bölücü terör hadiselerinin yegane sorumlusu Recep
Tayyip Erdoğan ve zihniyetidir.
12 Haziran Milletvekilliği Genel Seçiminden bugüne kadar Adalet ve Kalkınma Partisi Hükümeti ile geçen zaman diliminde,
Dersim isyancılarından devlet adına özür dilenmiştir. Milli bayramlar tahrip edilmiş, Cumhuriyet'in temel direkleri baltalanmış, İstanbul'un fethi dahi
yabancı ülkelerde PKK ile yapılan mutabakatlar deşifre olmuş, karşılıklı temenni ve dilekler ifşa edilmiştir.
Türk Silahlı Kuvvetleri terör yuvası,
Genelkurmay Başkanları
terörist suçlamasıyla cezaevine atılmıştır.''
Özel yetkili mahkemeler
''12
Eylül 2010 referandumuyla üstünlerin hukukuna son verildiğini iddia eden Başbakan, hukukun boğazına AKP kemendini geçirmiş, adrese teslim düzenlemelerle
adaleti zayıflatmıştır'' ifadesini kullanan Bahçeli, üçüncü yargı paketinin içerisine, özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasının veya yetkilerinin daraltılmasının konulacağının anlaşıldığını söyledi.
Bahçeli, 2004 yılında hukuk sistemine dahil edilen bu mahkemelere çeki düzen verilmesinin faydalı olacağını ifade ederek, ''Bugüne kadar özel yetkili mahkemelerin adaleti zamanında, tam ve hızlı olarak uyguladığı vaki olmamıştır. Tutuksuz yargılanması gerekenler yıllardır cezaevinde tutulmuş, tutukluluk halleri fiili mahkumiyetlere dönüşmüştür'' şeklinde konuştu.
Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan'ın, özel yetkili mahkemelere yönelik olarak ''beni alın'' sözleri ve ''devlet içind
e devlet olduklarına'' değinmesinin AK Parti'nin hukuku aslında ne hale getirdiğini de gözler önüne serdiğini öne süren Bahçeli, ''Bütün bunlara rağmen özel yetkili mahkemelerin muhafazası sağlanmalı ama adaleti geciktirmelerine de müsaade verilmemelidir'' görüşünü savundu.