Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
İşsizlik rakamları
Ocak ayında işsizlik yüzde 10,2 olarak gerçekleşti. Bazıları işsizliğin arttığı gibi bir izlenim oluşturma gayretinde. İşsizlik oranları geçmiş yılların aynı aylarıyla kıyaslanır. Yeni
teşvik sisteminin işsizlikle mücadelemize önemli katkı sağlanmasını bekliyoruz.
Büyük ölçekli ve stratejik yatırımları daha güçlü şekilde
destekliyoruz. İl bazlı teşvik sistemine geçiş yaptık. İllerimizin konumları tamamen bilimsel verilerle tespit edilmiştir. Hiçbir siyasi kayırma yoktur. İllerimizin yerleri statik değildir, yükselebilir veya değişebilir.
Tunceli neden 6. bölgede değil de 5. bölgede diye ortalığa velveye veriyor. Hiçbir ilimizin yeri politik mülahazalarla belirlenmemiş, tamamen bilimsel istatistiki verilerle hareket edilmiştir.
Suriye olayları
Çin'de ve Suudi Arabistan'da Suriye'deki gelişmeler gündeme geldi. Ateşkes ilan edildiğinde geçmişteki tecrübelerimizden dolayı temkinli yaklaştık. Son gelişmeler de bizi haklı çıkardı. Sivil
halka yönelik saldırılar devam ediyor. BM
Güvenlik Konseyi'nin aldığı
Annan planı'na destek kararı da çok önemli.
Gazetecilerimiz hala Suriyelilerin elinde
esir konumundadır. Hala bırakılmadılar, bunun cevabını vermeliler. Suriye yönetimi şu anda zamana oynamaktadır. Uluslararası kamuoyunun dikkatini Suriye'ye çekmeye devam edeceğiz.
CHP aynaya baksın
Kongrelerimiz büyük bir vakarla
demokrasi şöleni şeklinde gerçekleşiyor. Bizim kongrelerimize makam hırsı,
öfke çatışma değil, havalarda uçuşan sandalyeler damgasını vurmuyor. Siyaset kurumu yıllar boyunca yıpratılmış örselenmiştir. Biz ancak hayırda yarışırız. Siyaseti bir
hizmet aracı değil, bir
rant aracı olarak benimseyenlerin il kongrelerinde neler yaşandığını görüyoruz.
Kendi il belediyelerinde birbirlerini yolsuzlukla itham edenler bunu perdelemek için bize çamur atıyorlar. CHP'liller yolsuzluk görmek istiyorsa aynaya baksın.
Sağlık Reformu
Sağlıkta Cumhurşyet tarihinde görülmemiş bir devrim gerçekleştirdik. her şeyimiz yüzde yüz tamam mı?
Hayır elbette eksiklerimiz vardır. Ama bunlarıda tamamlamak için çabalıyoruz. Sağlıkta 'artık bana insanca muamele ediliyor' dönemini yaşıyoruz. Paletli ambulanslar, helikopter ambulanslarla sayesinde dağ köylerinden hastalarımızı artık alabiliyoruz. Bunlar 'önce insan' diyerek yola çıktık ya, işte bun politikalar bu şiarımızın en önemli kanıtıdır. Birileri laf üretir biz ise iş üretiriz. Farkımız burada.
Tüp geçide girme boğulursun
Adalette biz şu anda fiziki altyapıda çok önemli adımlar attık. Adalet sarayları herkese dudak uçuklatıyor. Ya insaf, bunları görmüyor musun? Eğer yolsuzlukların olduğu bir ikltidar olsa bu saydıklarımız nasıl yapılır? Ortak olduğunu
iktidarlarda neler yaptınız? Bir söyleyin... Hayatında sen hiç hızlı terene bindin mi? Boğazın altında
tüp geçit yapılıyor. Girme boğulursun, dikkat et.
İzmir'de raylı sistem projesini bitirin diye
Ulaştırma Bakanlığı büyük katkı verdi. Bunları görmüyor musun? Gördes Barajını bitirdik, İzmir'e su verdik. Susuz kalmıştın susuz... Biz, CHP'li belediye demedik orada bizim halkımız var dedik koştuk. Yolsuzklukların olduğu bir iktidarda bunlar nasıl oldu?
Yolsuzlukların olduğu iktidarda borçlanmada bu noktaya gelemezdik. Bu güçlü iktidarın işidir. Şimdi
Ziraat Bankası da
Halk Bankası da iyi bir konumda. Bunlar nasıl oldu? Yolsuzluk olan bir iktidar olsaydı bu bankalar batmaz mıydı? Bunların çaldıkları karalar Allah'ın izniyle bize bulaşmayacak. Yolsuzluğa bulaşan olursa da yanımızda barındırmayız.
Burada size 21
Nisan 1920'de
Gazi Mustafa Kemal'in
TBMM'nin açılması çalışmaları nedeniyle attığı telgrafı paylaşmak istiyorum. "G
ayet acildir. Allah'ın yardımıyla Nisan'ın 23'ünde
Cuma günü, Cuma namazını müteakip TBMM açılacaktır. Vatanın istikbali gibi en önemli hayati vazifeleri yerine getirecek olan Meclis'in açılışını Cuma 'ya rastlatmak vesilisiyle bu günün bereketinden güç kazanılacaktır."
Millet iradesinin üstünde hiçbir irade yoktur
TBMM
İstiklal Savaşımızın başarı ile sevk etmiş, milletimizin o zor günlerinde hem yüreği hem aklı olmuştur.
23 Nisan arifesinde bir kez daha şunu ifade etmek istiyorum. Hiçbir kurum, hiçbir kişi TBMM'nin üstünde değildir. Millet iradesinin üstünde hiçbir irade yoktur. 28
Şubat'ta kendi iradesini millet iradesinin üzerinde görenler bu millete en büyük kötülüğü yapmıştır.
AK Parti'nin gerçekleştirdiği reformlar sayesinde kimsenin yaptıkları yanına kalmayacaktır.
Anamuhalefetin Genel Başkanı diyor ki, AK Parti darbelerden ne zarar gördü? Sen bir defa siyasi tarih bilmiyorsun. Bir defa darbelerden benim milletim zarar görmüştür. Bir defa AK Parti'nni Genel Başkanı oralardan gelen direktiflerle hapise atılmıştır. Ben o cezaevine o talimatlarla girdim.
Türkiye'de demokrasi güç kazanmıştır. üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü önemli olandır. Bir kez daha tekrarlıyorum, bütün
sivil ve askeri makamların başvuracağı merci TBMM'dir.
28 Şubat'ın karanlık günlerinde hep birlikte oturduk konuşurduk. Yumruklarımızı sıkardık. Kamudaki memur, başörtülü
genç kızlar, Anadolu'daki işadamları hep sabrettiler. Hakkımızda jet hızıyla karar veren yargıya sabrettik. Bugün ise sabrın selamete erdiği gündür. Bugün
adaletin tecelli ettiği demokrasinin de güç kazandığı gündür. Türkiye'nin gençlerine sesleniyorum. Biz demokrasiye milli iradeye nasıl sahip çıktıysak sizler de sahip çıkacaksınız. Bundan sonra Milli İrade'ye kast edenler er ya da geç
sanık sandalyesine oturacaklarını bileceklerdir.
Daha önce de ifade ettim, biz intikam değil adalet peşindeyiz. Biz hesaplaşma ve intikam duyguları içinde değiliz.
İntikam kelimesiyle çamur atmak isteyenler var. Bunu yapanlar büyük ikiyüzlülük yapıyorlar. Kılıçdaroğlu, sayın Cumhurbaşkanını itham etmek istiyor. Dün sayın Cumhurbalşkanı gerekli cevabı verdi. Ben MGK'ya katılmadım dedi.
Çamur siyaseti görmek isteyenler Kılıçdaroğlu'na yapsın.
Kılıçdaroğlu ben de 28 Şubat
mağduruyum diyor. Sayın Kılıçdaroğlu, mağdur değilsin, 28 Şubatçılar tarafından göreve tekrar atanan bürokratsın. Kılıçdaroğlu son dönemde yasaklanan kitaplardaki o duaların ayet olmadığını bilmiyor. Siz Kur'an süs olarak duvara asarsanız Kunut dualarının ayet olduğunu zannedersiniz.
Ben CHP'nin geçmişini hatırlatınca küplere biniyor. Genel Başkan yeni ama zihniyet eski. Kılıçdaroğlu'nu daha fazla terletmeyeyim o bize lazım diyorum ama malesef kendisi öyle ifadeler kullanıyor ki es geçmek mümkün değil. Kılıçdaroğlu'nu
Kutlu Doğum Haftasında dinledim. 4+4+4 için
Anayasa Mahkemesi'ne gitmeyecek dedim.
Böyle bir Genel Başkan'la CHP'ye Allh
sabır versin diyorum. CHP'nin geçmişini aklayacak diye yine sular altında kaldı. Ben dedim bu sular seni aşar diye. Kitapların neden yasaklandığını anlatmaya çalışıyor.