Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan,
Suriye'de Esed güçlerinin saldırılarında 10 bine aşkın insanın öldüğünü, 100 bin civarında insanın yaralandığını vurguladı. BM
Güvenlik Konseyi'nin Suriye kararının 2 daimi üyenin vetosuna takılmasını eleştiren Başbakan Erdoğan, "Suriye'de kan gövdeyi götürüyor. İnsanlar boğazı kesilerek öldürüyor. Futbol maçı izlemiyoruz." dedi.
Uluslararası
Nüfus ve Kalkınma
Konferansı (ICPD)
eylem programının uygulanmasına ilişkin 2012 Uluslararası Parlamenterler Konferansı kapanış oturumu
Hilton Otel'de gerçekleştirildi. Konferansın kapanış oturumuna Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan'ın yanı sıra
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma
Şahin ve farklı
ülkelerden çok sayıda parlamenter katıldı.
Konferansta konuşan Başbakan Erdoğan,
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'nun Doğu
Avrupa ve Orta
Asya Bölge Ofisi'ne ev sahipliği yapmakta olan
Türkiye'nin bu alandaki çalışmalara büyük değer verdiğini söyledi. Erdoğan, konferans dolayısıyla kabul edilen
bildiri ve Eylem Planı'nı önemli referans
belge olarak gördüklerini belirtti.
Konferansın gündeminde önemli yer tutan 'Bin Yıl Kalkınma Hefeleri'nin gerçekleştirilmesi için sadece 3 yıl kaldığını ifade eden Erdoğan, ancak bu günden bir çok ülke için 'Bin Yıl Kalkınma Hedefleri'ni yakalamanın imkansız olduğunun görüldüğünü bildirdi.
Tarihin bilinen dönemlerine bakıldığında, eşitsizliğin, adaletsizliğin, yoksulluğun, göç,
terör, savaş olarak dünyaya bir çok acılar yaşattığını hatırlatan Erdoğan, "Bugün birçok ülke, gelişmiş
insan hakları, ileri standartlarda
demokrasi ve yüksek
refah seviyesiyle yaşarken, maalesef farkına varmadan, sınırlarına
sanal duvarlar çekebiliyor. Kendisi için, kendi halkı için, evrensel insani değerleri, demokrasiyi ve refahı bir hak olarak gören ülkeler, yanı başlarında, ya da yakın coğrafyalarda yaşanan trajedileri, adeta bir gerilim filmi izler gibi sadece izlemekle yetinebiliyor. Hatta, kendi topraklarında evrensel insani değerleri yücelten, başka milletleri insan hakları ihlalleri konusunda eleştiren nice ülke, siyasi, diplomatik,
ekonomik bahanelerle, başka ülkelerde yaşanan zulme sessiz ve tepkisiz kalabiliyor." şeklinde konuştu.
"DÜNYADA HER YIL 101 MİLYON ÇOCUK İLKOKUL ÇAĞINA ULAŞAMIYOR"
Dünyada her yıl 5 yaş altında çocuğun hayatını kaybettiğini, 101 milyon çocuğun ise ilkokul çağına bile gelmediğini bildiren Başbakan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Temiz suya ulaşma imkanı bulunmayan, açlıkla mücadele eden, eğitim hakkı elinden alınmış çocukların sayısı azımsanamayacak düzeyde kalmaya devam ediyor. Türkiye olarak, çocuklar konusunda da büyük bir hassasiyet içindeyiz. Türkiye,
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesini ilk imzalayan ülkelerden biridir. Ayrıca, Çocuk Koruma Kanununu kabul etmiş, çocuklarımızla ilgili hukuki temeldeki eksikliklerin giderilmesi için önemli bir yol kat etmiş durumdayız."
Daha müreffeh bir dünya oluşturulmasının temel şartının sağlıklı işleyen bir demokrasi ve kuvvetli siyasi irade olduğunu bildiren Erdoğan bu konuda netice alınması için siyasi liderlere ve parlamenterlere büyük görev düştüğü uyarısında bulundu. Siyasi düzeyde gösterilecek kararlılığını, bugünkü sıkıntıların üstesinden gelinmesi noktasında belirleyici olacağını ifade eden Erdoğan sözlerini şöyle tamamladı: "Uluslararası toplumun yükselen, sorumlu ve yapıcı bir üyesi olarak, Türkiye'nin bundan böyle de yoksulların, güçsüzlerin, dışlanmışların yanında tüm imkanlarıyla yer almaya, tecrübesini ve ekmeğini paylaşmaya devam edeceğini burada açık ve net biçimde ifade etmek istiyorum."
Türkiye olarak ülkeyi her anlamda büyütürken
bölgesel küresel ferah ve istikrar adına da yoğun ve samimi bir mücadele yürüttüklerini dile getiren Başbakan Erdoğan, sadece demokratik ve laik bir ülke olmanın yeterli olmayacağını aynı zamanda sosyal bir devlet olunması gerektiğini dile getirdi. Erdoğan, "Çünkü sosyal olamıyorsanız, ülkenizde yaşayan fakir fukarayı garip gurebayı arayıp bulamıyorsanız, idareci olarak sorumluluğunuzun farkında değilsiniz demektir. Sadece ülkeniz değil, dünyada olanları da arayıp bulamıyorsanız oralara da elinizi uzatamıyorsanız siz bir siyasetçi olduğunuzun farkında değilsiniz demektir." diye konuştu.
'BM, BİR AN ÖNCE KENDİNİ REFORME ETMELİ'
BM'nin karar mekanizmasının işleyişine eleştiride bulunan Başbakan Erdoğan, BM'nin bir an önce kendini reforme etmesi gerektiğini vurguladı. Sadece 5 artı 1 ile daimi üyelerle sınırlı ve kısıtlı bir BM'nin adil kararlar alacağına inanmadığını ifade eden Başbakan Erdoğan, geçici üye olarak yer alan ülkelerin hiçbir anlam ifade etmediğini dile getirdi.
Suriye'de yaşananları hatırlatan Başbakan Erdoğan, Suriye'de kanın gövdeyi götürdüğünü, 10 bine aşkın
ölüm ve 100 bine aşkın yaralı bulunmasına rağmen BM Güvenlik Konseyi'nin aldığı kararın iki daimi üye tarafından veto edildiğini aktaran Başbakan Erdoğan, "Bu adımı atamıyorsunuz. Buna
seyirci mi kalacağız. Biz
futbol maçı seyretmiyoruz beyler. Bir dramı, bir tarejediyi maalesef izlemek zorunda kalıyoruz. Ve burada çocuklar öldürülüyor. Burada savunmasız kadınlar öldürülüyor. Yaşlı insanlar öldürülüyor ve boğazları kesilerek öldürülen insanlar var burada. Bunu mu izleyeceğiz, bunu mu seyredeceğiz. Buna kimse 'Ben duymadım' diyemez. Duyarsız kalamaz. Elini uzatmak durumundadır. Buna mecburuz." dedi.
'SEZERYAN'DA KÜRTAJ DA BİR CİNAYETTİR'
"Çocukları çok severim" diyen Başbakan Erdoğan, 3 çocuk talebini
yabancı parlamenterlere de açıkladı. Genç, dinamik bir nüfusa ihtiyaç olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, bu çalışmanın sürdürüldüğünü dile getirdi. Erdoğan, "Türkiye, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesini ilk imzalayan ülkelerden biridir. Ayrıca, Çocuk Koruma Kanununu kabul etmiş, çocuklarımızla ilgili hukuki temeldeki eksikliklerin giderilmesi için önemli bir yol kat etmiş durumdayız."
Sezeryanla
doğuma karşı olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan şunları söyledi: "Ve bunu bir
cinayet olarak görüyorum. İki,
kürtajı bir cinayet olarak görüyorum. Buna kimsenin müsaade etme hakkı olmamalıdır. Ha anne karnında bir çocuğu öldürürsünüz, ha doğduktan sonra öldürürsünüz hiçbir farkı yok. Buna karşı çok daha duyarlı olmaya mecburuz. Buna karşı el birliği içerisinde olmaya mecburuz." diye konuştu.
(CİHAN)