CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu, 28
Şubat soruşturması kapsamında düzenlenen operasyonları hakkında ''Bu süreç cadı avına dönecek. Savcılar Başbakan'ın talimatını uyguluyorlar'' dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''
Bosna Hersek'e verdiğimiz önem sadece CHP açısından değil
Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün siyasal partileri
Bosna-Hersek' class='textetiket' title='Bosna Hersek haberleri'>Bosna Hersek politikası konusunda ortak görüştedirler'' dedi.
Kılıçdaroğlu, iki günlük Bosna Hersek ziyareti kapsamında, Türkiye'nin
Saraybosna Büyükelçiliği'ni ziyaret etti, Büyükelçi Ahmet Yıldız'dan ülkedeki gelişmelerle ilgili bilgi aldı.
Beraberindeki heyetle birlikte daha sonra Türk
Kültür Merkezi'ne geçen Kılıçdaroğlu, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını
yanıtladı.
Kılıçdaroğlu, ''Bosna Hersek ziyaretiyle birlikte CHP'nin yeni bir
Balkan açılımı başlatıp başlatmadığına ilişkin'' sorusu üzerine, CHP'nin sadece Bosna Hersek ve
Balkanlar için değil önümüzdeki günlerde diğer ülkelere de ziyaretler başlatacağını bildirdi.
Bosna Hersek ziyaretinin ardından İstanbul'da uluslararası bir toplantı başlatacaklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Arap baharını, özgürlükleri ve
demokrasiyi, sosyal demokrat açıdan o bölgelerdeki gelişmeleri görüşeceğiz, konuşacağız. Kanaat önderleri, bakanlar, gazeteciler ve politikacılar gelecek. CHP'nin Bosna Hersek'e gelmesi ilk değil daha önce
Hikmet Çetin, Deniz
Baykal da geldi. Ben üçüncü olarak geliyorum. Burası Türkiye için çok önemli bir yer, tarihi kültürel bağlarımız var. Sosyal demokrat anlayışta olan CHP'nin buraya gelmesi üniversitede konuşma yapması önemli. Pek çok tarafla da görüşeceğiz, konuşacağız. Bosna Hersek'e verdiğimiz önem sadece CHP açısından değil Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün siyasal partileri Bosna Hersek politikası konusunda ortak görüştedirler. Hep beraber Türkiye'nin ulusal çıkarlarının korunması konusunda ortak görüştedirler, ortak hareket ediyorlar.''
-''28 Şubat kapsamında fişlendiği'' iddiası-
Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin ''28 Şubat kapsamında fişlendiğini iddia etmesi ve bugün Başbakanlığın cevabının bazı gazetelerde yer aldığını'' hatırlatarak buna ilişkin görüşünü sorması üzerine, şunları kaydetti:
''Başbakanlığın Danıştay'a gönderdiği savunmada, 2004 yılına kadar
Başbakanlık Takip Kurulu'na kadar gelen bütün şikayetlerin, ihbarların herhangi bir kayda girmediği bildiriliyor. Başbakanlık diyor ki; biz bunları 2004 yılında ilk kez kayda aldık. Yani
fişlemeyi AKP iktidarı yapıyor, bunu da kendisi Danıştay'a gönderdiği bir yazıda
itiraf ediyor. Dolayısıyla baktığımız zaman fişleme süreci 2004 yılında resmen Başbakanlığın arşivine girerek belgelendirilmesi, bizim demokrasi anlayışımız açısından onaylayacağımız bir durum değildir.
Hem fişlemeden şikayet edeceksin, hem 'fişleme yapanları yargılayacağım' diye yola çıkacaksın ancak geldiğimiz noktada görüyoruz ki fişlemeyi yapan AKP iktidarıdır. Bu üzüntü verici bir durum olay. Danıştay'da kendisini savunuyor Başbakanlık, 'biz fişlemeyi yaptık' diye. Eğer demokrasi konusunda samimiyseniz, Başbakanlığın Danıştay'a vereceği yanıt bir cümleden ibaret olacaktı; 'Geçmişte Başbakanlık Takip Kurulu bu tür olayları gerçekleştirmiştir. Ama biz bunları tasvip etmiyoruz. Yapılan uygulamalar yanlıştır, bu uygulamalara da katılmıyoruz' demesi lazımdı. Tam tersine yapılan fişlemeyi savunuyor. İki yüzlü politikanın ömrü kısalıyor. Gerçeği onların yazılarından, açıklamalarından öğrenmiş oluyoruz.''