Davutoğlu, 48.
Münih Güvenlik Konferansında düzenlenen "Yeni Orta
doğu'nun İnşası" konulu panelde yaptığı konuşmada, Arap
ülkelerinde yaşanan gelişmelerin tarihin
doğal bir süreci olduğunu, gelecekte de doğal bir süreç olarak kalacağını,
Ortadoğu sorununun çözümü için
İsrail ile
Arap ülkeleri arasında barış sağlanması gerektiğini belirterek, "Bölgede Soğuk
Savaş dönemini sona erdirmek istiyoruz" dedi.
Uluslararası alanda yaşanan 3 önemli deprem olduğunu, bunlardan birincisinin 1990'lı yıllarda
Soğuk Savaş döneminin sona erdirilmesi, ikincisinin 11
Eylül saldırıları, üçüncüsünün de Ortadoğu'daki değişim olduğunu ifade eden Davutoğlu, Türkiye'nin gelişmelere her zaman ülkelerin
halklarının açısından baktığını söyledi.
Ortadoğu ve Arap ülkelerindeki gelişmelerde yönetimlerin Batı ya da Doğu yanlısı olduğuna bakılmaması gerektiğini kaydeden Davutoğlu, eski düzenlerin geçmişte kalması ve aynı değerlerin tüm ülkeler tarafından paylaşılması gerektiğini, dün BM
Güvenlik Konseyi'nin
Suriye konusunda aldığı kararda eski anlayışların yeniden ortaya çıktığını, bu nedenle Suriye halkına
yardım edemediklerini belirtti.
Tunus'ta iyi bir hükümet kurulmasından memnuniyet duyduklarını, Mısır'daki gelişmeler konusunda da
ümitli olduklarını ifade eden Davutoğlu, komşularıyla nükleer
silah konusunda da görüştüklerini söyledi.
Davutoğlu,
İran'a nasıl davranılması gerektiği şeklindeki bir soruya karşılık da İran'la görüşme yapılması, bu ülkeye
yaptırımlar uygulanması ya da
askeri müdahale gibi 3 seçenekle karşı karşıya olduklarını belirterek, en kötü seçeneğin askeri müdahale olacağını kaydetti.
İran yönetimiyle geçen aylarda sıkça görüşen bir kişi olarak
teknik konularda büyük görüş ayrılıklarının bulunmadığına inandığını ifade eden Davutoğlu, asıl sorunun karşılıklı güvensizlik olduğunu söyledi.
Taraflar arasında karşılıklı olarak güven sağlandığı takdirde sorunun çok kısa bir süre içinde çözülebileceğini belirten Davutoğlu, Türkiye'nin geçen yıl bunun için yoğun şekilde çaba harcadığını, bunun başarılması durumunda İran'a yönelik baskının azalacağını ve İran'ın
uranyum zenginleştirme çalışmalarını azaltabileceğini ifade etti.
Güven ve siyasi irade olmadan sorunun çözülemeyeceğini, yeniden bir araya gelerek soruna somut bir çözüm getirmeyi ümit ettiklerini kaydeden Davutoğlu, "Askeri müdahale
bölge için bir felaket olur" dedi.
Davutoğlu, kendisinin ve
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sıkça Suriye'ye giderek Devlet Başkanı Beşşar
Esad ile görüştüklerini, kendisinin bir koltuktan kalkmadan 7 saat boyunca Esad ile görüştüğünü, sonuçta başarısız kalınca
Arap Birliği ile Suriye'ye karşı bir karar tasarısı üzerinde çalıştıklarını hatırlatan Davutoğlu, sonuçta karar tasarısının
Rusya ve Çin Halk Cumhuriyeti tarafından veto edildiğine işaret etti.
Komşu ülke olarak Suriye'deki halkın korunması konusunda ahlaki sorumlulukları olduğunu belirten Davutoğlu, baskıdan kaçan insanları korumak için gerektiği takdirde tüm Suriye halkını Türkiye'ye kabul edebileceklerini, bunun Esad yönetimine de güçlü bir sinyal olacağını kaydetti.
Konferansta gelecek yıl hangi ülkenin konuşulacağının sorulması üzerine de Davutoğlu, tarihin akışını anlayan her ülkenin ayakta kalacağını ifade etti.
Davutoğlu, bu arada uzun konuşmaması için kendisine müdahale etmek isteyen moderatöre de "Biliyorsunuz 1 dakikanın Türkiye'de geleneği vardır" şeklinde espri yaptı.
Davutoğlu ayrıca, NATO bünyesinde Suriye'ye müdahale etme konusunda görüştükleri şeklinde ortaya çıkan haberin de doğru olmadığını söyledi.