Gül görüşmede 5 ana
mesaj verdi. Köşk'e çıkan heyette, Ak Parti'den Mehmet Ali
Şahin,
CHP'den
Atilla Kart, MHP'den
Faruk Bal,
Tunca Toskay ve
Oktay Öztürk ile, BDP'den
Sırrı Süreyya Önder ve
Altan Tan hazır bulundu. Diğer 5 üye ise mazeretler bildirerek görüşmeye katılmadı. Gelişmeleri yakından takip ettiğini kaydeden Gül, “Süreci sonuna kadar destekliyorum ve desteklemeye devam edeceğim” diye konuştu.
PARTİLİ CUMHURBAŞKANI: Köklü değişikliklerin bir anda gündeme getirilmesi yanlış. Toplumsal mutabakatla değerlendirilmeli.
ANAYASA: 2007'deki deneme yanlıştı. Tek parti mührüyle anayasa olmaz.
Anayasa partilerin ortak mührünü taşımalı.
LAİKLİK VURGUSU: Yeni anayasa demokratik, laik ve hukukun üstünlüğüne dayalı olmalı.
DİNLEMEDİLER: Özel Yetkili Mahkemeler kurulurken kaygılarımı ilettim ama dinletemedim.
LİDERLERE ELEŞTİRİ: Keşke liderler bir araya gelip üslup konusunda mutabakat sağlasalardı. Üslup konusunda sıkıntı var.
Türkiye'de ilk kez
iktidar ve muhalefetin bu denli geniş katılımla masaya oturduğunu ve bunun önemli bir fırsat olduğunu dile getiren CHP'li Kart, şuları söyledi: “Ancak bu süreçte de birtakım ciddi kaygılarımız var. Toplumda nefret ve ayrışma, gerginlik ortamı yükseliyor. Yeni anayasa mutlaka uzlaşma ile yapılmalı. ‘Uzlaşma olmasa da olur, ittifaklarla gideriz' denilirse,
toplum kutuplaştırılmış olur. Uzlaşma olmadan, yüzde 60 yüzde 85 destekle anayasa yapılsa ne olur? Toplumu bölerek anayasa yapılmaz.”
BDP'li Tan ise son KCK tutuklamalarına dikkati çekerek, dışarıdaki anti demokratik ortamın uzlaşmayı sıkıntıya soktuğunu kaydetti. Özel yetkili mahkemelerin kararlarını eleştiren Tan,
Kürt sorununun çözülmesi gerekliliğine vurgu yaparak zaman kaybedilmesinin Türkiye'nin aleyhine olduğunu belirtti. Tan'ın, “Kürt sorununun çözülmesi” yönündeki görüşü için, olaya imparatorluk gözüyle de bakılması uyarısında bulunan Gül, “Bugün belki bir imparatorluk değiliz ama imparatorluğun pek çok unsuru var içimizde. Bu gözününde bulundurularak çalışma yapılmalı” dedi.
MHP'li Bal da, Osmanlı'da ne zaman anayasa girişimi olmuşsa imparatorluğun
toprak kaybına uğradığı uyarısında bulundu. Bal, herkesin kabulleneceği ve çözüme dönük anayasa yapılması gerektiğini belirtti. Gül, “Faruk Bey iyi özetledi” değerlendirmesini yaptı. Gül şu değerlendirmelerde bulundu:
LAİKLİK UYARISI: Yeni anayasa demokratik, laik ve hukukun üstünlüğüne dayalı olmalı. Türkiye'nin bu noktaya gelmesi önemli. Bunun aksine öne çıkan bir düşünce yok. Partiler bu noktada mutabıklar ki bu da çok önemli.
ORTAK MÜHÜR: Tek parti mührüyle anayasa olmaz, anayasa partilerin ortak mührünü taşımalı. Anayasanın en geniş uzlaşmayla yapılması önemli. 2007'de seçimlerinden sonra da denendi, ama orada tek parti anayasa yapmak istedi. Bu yanlıştı. (Ak Parti'nin, Prof. Dr.
Ergun Özbudun başkanlığındaki heyete, 2007'de hazırlattığı anayasa taslağıyı kastediyor.) Şimdi çalışmaları yürüyen yeni anayasa konusunda toplumsal beklenti çok yüksek. Buna
cevap vermek gerekir, o nedenle sizin sorumluluğunuz daha da arttı, bu sorumluluğun gereği yerine getirilmezse, toplumun siyasetçiye güveni kalmaz. Bundan sonra da 20-30 yıl daha da siyasetçi de bunu gündeme getiremez. Teferruata takılmadan, genel hükümler arasında uzlaşı aranmalı.
LİDERLER KEŞKE BİR ARAYA GELSELER: Yeni anayasa sürecine liderlerin sahip çıkması çok önemli. Ancak bu konuda sıkıntı olduğu görülüyor. Keşke liderler bir araya gelip üslup konusunda mutabakat sağlasalardı. Üslup konusunda sıkıntı var. Süreçle ilgili liderler bilgilendirilmeli, hatta bazı konularda ikna edilmeli.
PARTİLİ CUMHURBAŞKANI: Köklü değişikliklerin, önemli başlıkların bir anda gündeme getirilmesi yanlış. Toplumsal mutabakat ve ortak akılla değerlendirilmeli, toplumun bütün kesimlerinin görüşü alınmalı, artısı eksisiyle, uzmanların görüşü alınarak, geçmiş tecrübeler de dikkate alınarak, gündeme getirilmeli. AB sürecinde de bu böyle oldu. AB ile çok yetkin uzmanlar bir araya geldiler, önemli çalışmalar yaptılar, AB'ye başvuru süreci böyle kabul edildi.
DİNLETEMEDİM: Başbakan ve
Başbakan Yardımcısı olduğum dönemlerde Özel Yetkili Mahkemeler'in kuruluşu süreci yaşanıyordu. Bu sürecin içinde bulundum. Özel Yetkili Mahkemeler kurulurken kaygılarımı ifade ettim ama o zaman yetkili ağızlar gerekli olduğunu ifade ettiler. Bazı konularda bugünkü konjonktüre göre adım atarsanız, 10 yıl sonra farklı anlamlara gelebiliyor. Kişisel olarak karşı olduğumu ifade ettim ama sonuçta bu hayata geçirildi, etkili olamadım, dinletemedim.
CHP LİDERİNE GİDECEKLER
Komisyon 18 Haziran'da CHP lideri
Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşecek.
Milliyet