Demirtaş, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, ölen 4 madenci ile doğal gazdan zehirlenen 5 kişiye Allah'tan rahmet diledi. Uludere olayının üzerinden 98 gün geçtiğini anımsatan Demirtaş, ''Uludere'yi 'kapattık, örttük' diyenlere bir kez daha sesleniyorum; İki elimiz yakanızda. Sorumlular ortaya çıkacak'' dedi. Şimdiye kadar tek bir yetkilinin ifadesi alınmadığını, soruşturmanın hala gizli olduğunu belirten Demirtaş, şunları söyledi: ''Neyi kimden gizliyorsunuz? Tek bir doyurucu açıklama yapılmadı. Tek bir özür yok. Hükümet hasır altı etmeye çalışıyor. TBMM İnsan Hakları Komisyonu rapor hazırlayacak, Genelkurmay Başkanlığı'ndan bir aydır rapor bekliyor. 50 metrelik yolu bir aydır kat edemediniz mi? Daha önceki yıllarda, birileri 'darbe yapalım' deyince parlamentoya çok daha hızlı ulaşabiliyordunuz. Bunun hesabı sorulmalıdır. Bunun hesabını soramayan Komisyon Başkanı 'görevimi yapamıyorum' demeli, onurunu korumalı ve istifa etmelidir.'' Türkiye'de cezaevlerinde küçücük hücrelerde 40 kişinin kaldığını, bu uygulamaların 12 Eylül darbe dönemlerini hatırlattığını öne süren Demirtaş, ''Cezaevleri şu anda işkencehanedir. 140 bin tutuklu ve hükümlü her gün işkence görüyor. Bu, Hükümet, Adalet Bakanlığı adına utançtır. 1500 kişi açlık grevinde. Bir çoğu ölüm sınırına dayanmış durumda ama hükümetin böyle bir gündemi yok'' diye konuştu. 'Hükümet açıklasın, tartışalım' ''Yeni strateji'' tartışmalarının başlatıldığını anımsatan Demirtaş, Hükümet'in bunu sahiplenmediğini, arkasında durmadığı ifade ederek, ''Varsa hükümetin bir stratejisi açıklasın, tartışalım'' dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''terörle mücadele, siyasi uzantılarla müzakere'' sözünü anımsatan Demirtaş, Kürt sorununun çözümüne ilişkin Cumhuriyet tarihinde 70'den fazla plan proje hazırlandığını ifade etti. Buna ilişkin gazete kupürlerinden örnekler veren Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Biz paketlerden bıktık, siz bu paketleri açıklamaktan bıkmadınız. Devletin Kürt halkıyla ilişkisi psikopata bağlanmış durumda. 'Ya benimsin ya kara toprağın' misali ne Kürt sorununu çözüyor ne Kürtler'i rahat bırakıyor. Son paket de bunun bir devamı. Kürt sorununu çözme niyetiniz mi var, samimi misiniz, bu konuyu konuşarak mı çözmek istiyorsunuz, buyurun kapımız açık. Gerçekten de siyasi bir çözüm projeniz varsa, yeni bir süreç başlatmak istiyorsanız müzakerenin koşullarını, zeminini birlikte oluşturalım. Şu anda bu zemin, koşul yok. Çünkü 2,5 yıl yürüttüğünüz bir müzakere vardı, bu niye koptu, niye kesintiye uğradı, bunları kamuoyuna açıklamadınız. Yeni bir müzakere başlayacaksa eskisinden kopuk nasıl olacak? Bu müzakereler yokmuş gibi davranamayız. Müzakerelerin zeminini ve koşullarını oluşturmak üzere Hükümet ile görüşmeye hazırız. Bir ön şart olarak ifade etmiyorum ama yapacağımız görüşme canlı yayınlansın. Kim ne istiyor, neye karşı çıkıyor, Türkiye bunu bilsin. Nerede tıkanmış, bunlar bilinsin. Canlı yayın olmayacaksa ne konuşulmuş ne tartışılmış halkımızla bunları paylaşırız. Müzakere yapmak isteyen samimi olur, müzakerenin koşullarının oluşmasına destek verir ve biz de bu sürecin gelişmesi için katkı sunarız ama öyle şartlı şurtlu değil. 'Bir yandan asarım, kesirim, terörle mücadele ederim, bir yandan da konuşurum' diyorsan, kendini kandırırsın.'' 'Biz kimsenin uzantısı değiliz' İşin bütün aktörlerinin ve muhataplarının müzakere sürecine dahil edilmesi gerektiğini dile getiren Demirtaş, ''Bizimle müzakere yürütmek istiyorlarsa önce hakaret dilinden vazgeçsinler. Biz kimsenin uzantısı değiliz. Halktan aldığımız yetki ve talimat dışında kimseden yetki ve talimat almayız. Bizimle bu sıfatla görüşebilirseniz, biz kimseyi temsil etmiyoruz. Biz samimi şekilde sürece katkı sunmaya hazırız'' diye konuştu. Demirtaş, Diyarbakır Valisi'nin, başlatılan bir imza kampanyasını yasaklamasını eleştirerek, ''Başbakan'ın yapması gereken şey o valiye Diyarbakır'ı yasaklamak ve merkeze çekmek olmalıydı. Antalya'da da aynı imza kampanyası yapılıyor. İki validen biri yanlış yapıyor'' dedi. Tarihin en büyük doğal gaz zammının yapıldığını ifade eden Demirtaş, ''Elektrik ve doğal gaza zam gelmişse peş peşe zam gelecek demektir'' diye konuştu.