Erdoğan cumhurbaşkanı olursa AK Parti'yi...

Özal ve Demirel Çankaya'ya çıkınca, parti içi çekişmeler merkez sağın iki büyük partisine yaramamıştı. İktidarı kaybedip yok oldular. Peki AK Parti'nin akıbeti ne olacak?

Erdoğan cumhurbaşkanı olursa AK Parti'yi...

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın gözü uzun süredir Numan Kurtulmuş'un üzerindeydi. Hasta ziyareti kısa olur; ancak ameliyattan sonra (25 Şubat 2012) Üsküdar Kısıklı'ya geçmiş olsun ziyaretine giden Kurtulmuş'la Erdoğan tam 2 saat konuştu. AK Parti ve HAS Parti'nin adı hiç geçmedi. Ülkenin iç ve dış meseleleri üzerine bir beyin fırtınasıydı yaptıkları. Erdoğan, görüşmeden memnuniyetini yakın arkadaşlarına, “Numan Bey'le pek çok noktada aynı düşünüyoruz” sözleri ile anlattı. Kurtulmuş, bütün açıklığı ile fikirlerini dile getirmişti. Görüşmenin bir yerinde AK Parti'nin 10 yıllık icraatlarından bahsetti ve “Ancak yeni bir inşaya gerek var” diye devam etti. Erdoğan o anda bir tepki vermedi. Bir süre düşündükten sonra “Haklısınız” dedi. Tayyip Erdoğan, son görüşmelerinde Kurtulmuş'u partisine davet etti. Kurtulmuş düşünmek için süre istedi. Birkaç gün sonra Numan Bey'in yeğeninin düğününde Başbakan nikâh şahidiydi. Beklenmedik bir olay oldu. Bütün davetlilerin ve gazetecilerin önünde Başbakan Erdoğan, Numan Bey'in eşi Sevgi Hanım'a döndü ve Kurtulmuş'u göstererek, “Bak Sevgi Hanım. Benim oya, kadroya ihtiyacım yok; ama bu adama ihtiyacım var. İkna et, partiye gelsin” dedi. 13 Temmuz'da Başbakanlık Konutu'ndaki buluşma ile birleşme süreci resmen başladı. AK Parti'ye geçme kararı alan HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, geçiş sürecinin perde arkası ile birlikte gelecek planlarını anlattı. Kurtulmuş, sosyal ve ekonomik konular ile dış politika konularında Türkiye'nin önünü açmak için güçlerini birleştirdiklerini söyledi. AK Parti 10 yıllık iktidarında önemli hamleler yaptı. Numan Kurtulmuş'a göre, bu dönemde statükonun vidaları gevşedi; ancak vesayet tam olarak bitirilemedi. Darbe anayasası ve kurumları olduğu gibi duruyor. Kurtulmuş, yapısal reform adımlarının devam etmesi gerektiğini söylüyor: “MGK hükümete bağlı bir danışma organı hâline getirilmeli. Bütün kurumlar şeffaf ve denetlenebilir olmalı. 1980 Anayasası'nın kalıntıları temizlenmeli.” Türkiye'nin yeni demokratik reform anayasasını yapmak zorunda olduğunu kaydediyor Kurtulmuş. Toplumun beklentisi de bu yönde. Mevcut partilerin ikişer temsilci verdiği anayasa uzlaşma komisyonu ile bir reform anayasası yapmak mümkün görünmüyor. Takvim de sıkışık. 1 Ekim'de Meclis açıldıktan sonra seçimlerin erkene alınması ile ilgili anayasa değişikliği gündemi işgal edecek. Sonra da bütçe görüşmeleri başlayacak. Ülke mahalli seçimler, cumhurbaşkanlığı seçimleri ve genel seçimlere kilitlenecek. Kurtulmuş, ‘Parlamento ile olmazsa buyurun referandum' denecek bir yolun bulunabileceğine inanıyor. Halk 12 Eylül 2010'da anayasa değişiklik paketine yüzde 58'le destek verdi. Kurtulmuş'un başında bulunduğu HAS Parti, diğer muhalefet partilerinin aksine bu paketi destekledi ve olumlu karşılık aldı. En önemli ve çözüm bekleyen problemlerden biri yine terör ve Kürt meselesi. “Bu sorunu çözmezsek dış politikada proaktif olamayız” diyor. Bölge sorunlarının çözümünde bölge ülkeleri ile işbirliğinin önemine değiniyor ve bir memnuniyetini ifade ediyor: “Bir yıl önce Suriye krizinin çözümü için Türkiye, Mısır, Suudi Arabistan ve İran dörtlüsünün bir masa etrafında oturmasını teklif ettik. Mısır Devlet Başkanı Muhammed Mursi bu yönde çabalar sarf ediyor.” Kurtulmuş, İsrail'le 2010'dan sonra bozulan ilişkilerin de düzeltilebileceği görüşünde. Ajandasında yine ağırlıklı olarak sosyal sorunlar ve ekonomi yer alıyor. Arkadaşları ile sorunların çözümü üzerine ayrıntılı çalışmalar yaptıklarını açıklıyor. Turgut Özal sonrası ANAP ve Süleyman Demirel sonrası DYP'nin durumu ortada. İki parti de siyasi mevta oldu. Karizmatik güçlü liderlerin yokluğu hissedildi. Sonradan gelenler Özal ve Demirel'in yerini dolduramadı, siyasi miraslarını harcadı. Statükoya teslim oldular. Çankaya'dan partiye müdahaleler ise ters tepti. Özellikle Özal, Yılmaz hükümeti ile büyük sıkıntılar yaşadı, yalnız kaldı, yıprandı. Tayyip Erdoğan 2014'te cumhurbaşkanı seçilirse AK Parti'yi benzer bir akıbet bekliyor mu? Elbette bu soruyu kendine en çok soran ve cevap arayan kişi Tayyip Erdoğan. DYP ve ANAP dönemini inceliyor. İki liderin yaptığı hataları yapmak istemiyor. Numan Kurtulmuş hamlesi bu arayışın sonucu. Bazı AK partililer rahatsız olsa da ‘hücre yenilenmesi yapacağız' diyerek değişimden yana tavrını koydu. Tartışmaların önünü kesti. Kurtulmuş, Erdoğan'la partinin geleceğine ilişkin hiçbir pazarlık yapmadığının özellikle altını çiziyor. “Bizim mücadelemiz halka hizmettir. AK parti ile benzer politikalarımız vardı. Reform adımlarını da hep destekledik” diyor. Katılımın başbakanın dile getirdiği hücre yenilenmesine yardımcı olacağını belirtiyor. Numan Kurtulmuş, içeride ve dışarıda adı siyaset senaryoları içinde en çok not edilen isimlerin başında geliyor. Yurtdışından diplomatlar ve gözlemciler onun fikirlerini öğrenmek için sık sık kapısını aşındırıyor. AK Parti'ye geçişi ile ilgili de tepkiler alıyor. Siyaset mühendislerinin süreçleri baltalama girişimleri olabileceğine dikkat çekiyor. Cemaatle AK Parti'nin arasının açılmak istendiğini belirtiyor. Bu tuzağa düşmeyeceklerinin altını çiziyor. Fethullah Gülen'in Türkiye'ye yaptığı hizmetlerden övgü ile söz ediyor. Bu ülkede muhafazakârların değişimin dinamiği olduğunu söylüyor. Reformları ve yeni anayasayı öne alıyor. “Sorun çözücü, yeni bir dilin inşasına ihtiyaç var” diyor. Kurtulmuş, Saadet Partisi ile yolları ayırdıktan sonra Kasım 2010'da HAS Parti'yi kurdu. Erbakan'la ipleri kopardı. Erdoğan da benzer bir süreç yaşamıştı. Fazilet Partisi'nin kapatılmasından sonra Millî Görüşçüler, Recai Kutan başkanlığında Saadet Partisi ile yoluna devam ederken, o yenilikçilerin lideri olarak ortaya çıktı. 14 Ağustos 2001'de AK Parti'yi kurdu, ilk seçimlerde iktidar oldu, oylarını artırarak iki seçim başarısına daha imza attı. Şimdi iki liderin yolları aynı partide kesişti. Nereden bakılırsa bakılsın önemli sonuçları olacak bir gelişme. 30 Eylül'deki kurultay sonrası parti yönetimi ve kabinede önemli değişiklikler bekleniyor. Üç dönem milletvekili olan isimler geri planda kalacak. 2014'te Erdoğan, Çankaya'ya aday olur ve seçilirse Kurtulmuş, AK Parti'nin politikalarına yön verecek isimlerden biri olacak. Siyasetteki gerçek, önemli sınavlarından birini verecek. Türk siyasi tarihinde darbe ve dışarıdan müdahale olmadan bir değişimi kendi içinde gerçekleştirmeye çalışıyor AK Parti. Kurtulmuş ve arkadaşları on yılda yıpranan ve ilk günkü hızından uzaklaşan iktidar partisine bir aşı aynı zamanda. Bakalım Kurtulmuş'la bu aşı tutacak mı? İDRİS GÜRSOY - AKSİYON
<< Önceki Haber Erdoğan cumhurbaşkanı olursa AK Parti'yi... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER