AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Suriçi Grubu Derneği'nin Barcelo Eresin Topkapı Otel'de düzenlediği 'İstanbul Toplantıları' konulu programa katıldı. Kurtulmuş burada yaptığı konuşmada, 28 Şubat sürecinden dış politikaya, yeni anayasadan terör meselesine kadar bir çok konuda açıklamalarda bulundu. Numan Kurtulmuş, milletin askeri vesayetin karşısında kimi görürse ona oy verdiğini savundu. Kurtulmuş, 1960 Darbesi, 12 Mart Muhtırası ve 12 Eylül Darbesi'nde bunun aynen gerçekleştiği tespitinde bulundu. Kurtulmuş, muhtıra olarak nitelediği 27 Nisan bildirisi sonrasında da AK Parti hakkında kapatma davası açıldığını ve cumhurbaşkanı seçtirmemek için baskı yapıldığını belirtti. Numan Kurtulmuş bunun karşılığında da halkın AK Partiye yüzde 47 oy verdiğini hatırlattı. 'CHP SEÇİME TEK BAŞINA DA GİRSE, YÜZDE 25 YÜZDE 30 OY ALIR' Kurtulmuş, halkın askeri vesayetin sivil uzantısı olarak gördüğü Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) karşısında kim varsa ona oy verdiğini öne sürdü. Yeni CHP sözüne en çok kendisinin inandığını ifade eden Kurtulmuş, "Keşke CHP askeri vesayetten medet uman alışkanlıklarını bir tarafa bıraksa, keşke halkın değerleriyle çelişir görüntüsünü bir tarafa bıraksa. Bütün bunları bırakıp yeni CHP olsa Türkiye siyaseti de başka bir noktaya gidecek. Ama ne yazık ki eski CHP'nin alışkanlıkları buna müsaade etmiyor. Sayın Kılıçdaroğlu zaman zaman bu denemeleri yaptı. Ama o eski sistemin unsurları tarafından nasıl sözlerinin hapsedildiğini kendisine görüyor" diye konuştu. CHP'yi eleştirmeye devam eden Numan Kurtulmuş, "CHP bu haliyle devam etmesi halinde, bütün partileri kapatıp CHP'yi tek başına seçime soksanız bu millet yüzde 25'ten, yüzde 30'dan fazla oy vermez" dedi. '28 ŞUBAT ZULMÜYLE EZANIN TÜRKÇE OKUNMASI ZULMÜ ARASINDA FARK YOKTUR' Türkiye'de uzun yıllar boyu şekil üzerinden siyaset yürütüldüğünü dile getiren Kurtulmuş, "28 Şubat sürecinde üniversitelerde 18-20 yaşlardaki gençlerden hınç alınmasının sebebi sadece o gençleri üniversiteye sokmamak değildir. Onun sebebi, bizim adam olmamız için kendi medeniyetimize ait hiçbir simgenin kamusal alanda görünmemesinden kaynaklanan bir ihtiyaçtır. Tesadüfen oluşmuş bir şey değildir. Üç tane adamın aklına gelmiş de 'Şu üç tane çocuğu okula sokmayalım' dedikleri için 28 Şubat'taki o zulmü yapmış değillerdir. 28 Şubat'taki zulümle 18 yıl ezanın Türkçe okunması zulmü arasında hiçbir fark yoktur mantık olarak" dedi. CİHAN