Türkiye'nin ilk milli tankı Altay'ın tanıtım toplantısında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'de yaşananlarla ilgili net konuştu. Erdoğan, 'Bizim ne komşumuz olan ne bölgemizde olan herhangi bir ülkede hasmane tutumumuz yok. Biz barışın istikrarın sadece bir ülke için değil tüm bölge için hayati öneme sahip olduğuna inanıyoruz. Ancak bizim iyi niyetimizi bizim sağ duylu sabırlı yaklaşımımızı hiç kimse çekingenlik olarak algılamasın. Bizim de sabrımızın bir sınırı var. Kurulan tuzaklardan haberdarız. Bizi çekmek istedikleri bataklığa girmeyiz. Gereken karşılığı vermekte bir an bile tereddüt etmeyiz.' diye konuştu. İŞTE ERDOĞAN'IN AÇIKLAMALARININ SATIR BAŞLARI Bu proje dünya savunma liginde üst basamaklara yükselmemize büyük katkı sağlayacak. Seri üretimine de zaman kaybetmeksizin başlayacağız. Gereken kararları zamanında alacağımızdan da kimsenin endişesi olmasın. Türkiye Altay tankının üretimi sırasında çok büyük savunma sanayii yatırımları da kazandı. Otakar tesislerinde elektromanyetik güvenliğin test edileceği yansımasız oda kuruldu. Tank pisti ülkemize kazandırıldı. İklimlendirilme odası yapıldı, balistik koruma enstitüsü kuruldu. ASELSAN ve yine Otokar tesislerinde altı eksenli simülatör kuruldu.Biz sadece bir tankın üretimini gerçekleştirmekle kalmıyor eğitim ve ekonom adına çok büyük araçları ülkemize kazandırıyoruz. OSMANLI'DAN BU YANA ÇOK GÜÇLÜ ORDUMUZ VARDI AMA.. Osmanlı imparatorluğu döneminde de bizim beşeri anlamda çok güçlü bir ordumuz vardı. Hiç teröeddüt etmeden savaşa koşan mehmetçiklerimiz vardı. Ama bu ordu özellikle Osmanlı'nın son dönemlerinde lojistik ve teçhizat noktasında büyük eksiklikler vardı. Sarıkamış'ta eksi 30'da savaşan mehmetçiğin üzerinde çöl kıyafetleri vardı. 50 günde Erzincan'a ulaşan askerlerin ayağında yırtık çarıktan başka bir şey yoktu. Ben bunu daha önce bir kaç toplantıda da anlattım. medine'de osmanlı ordusu açlıktan ölmemek için çekirge yiyerek hayatta kalıyordu. Rahmetli dedemin de şehit olduğu Sarıkamış'ta bit askerleri bütürüyordu. Avrupa ordularında uçak gelişmiş bir araç olarak kullanlırken uçağı ilk kez üzerlerine bomba yağarken gördü. ŞERİFE BACI'NIN HİKAYESİ Burada bir ismi rahmetle anmak istiyorum: Kurtuluş savaşı sırasında cephane gizlice karadeniz sınırlarına ulaştırılıyor oradan da içerideki cephanelere taşınıyordu. Kastomonu şehrinin kapısınba kadar kağınıyı getirdi maalesef kağının üzerinde donarak ölü bulundu. Cephanenin üzeri kaldırıldığında otlar arasında bez kundakta ağlayan bir bebeği top güllerlerinin arasından aldılar. Bugünartık kendi uçağını topunu üretebilen bir noktaya geldik. Şerife Bacı'nın kağınısının üzerinde donmasının üzerinden 81 yıl geçti. Gerkeli yatırımların neden yapılmadığını sorgulamak zorundayız. Türkiye'nin kendi uçak ve helikopterini yapmaktan neden uzak tutulduğunu sorgulamak zorundayız eğer bunu sorgulamazsak attığımız adımları geleceğe taşıyamayız. Rahmetli nuri Demirağ Gazi Mustafa Kemal'in talimatıyla yerli uçağının temellerini attırıyor ama gizli bir engel bunu engelliyor. TÜRKİYE ARTIK MİLLİ SİLAHLARINI ÜRETEBİLİYOR Son10 yılda büyük mesafeler gerçekleştirdik. Türkiye bugün artık kendi milli piyade tüfeğini kendi savaş botlarını kendi helikopterlerini de üretiyor. Artık savunma sanayi ihracatı yapıyoruz. Eksiğimiz yok mu var. Eğer TSK'yı caydırıcılığını öne çıkaracaksak bunları öne çıkarmak zorundayız. İnsansın Savaş Uçağı üretimini hayata geçiren 3. ülke haline geldik. Göktürk 2 uydusunu da çok kısa bir süre sonra uzaya göndereceğiz. Bizim ne komşuuz olan ne bölgemizde olan herhangi bir ülkede hasmane tutumumuz yok. Biz barışın istikrarın sadece bir ülke için değil tüm bölge için hayati öneme sahip olduğuna inanıyoruz. Ancak bizim iyi niyetimizi bizim sağ duylu sabırlı yaklaşımımızı hiç kimse çekingenlik olarak algılamasın. Bizim de sabrımızın bir sınırı var. Kurulan tuzaklardan haberdarız. Bizi çekmek istedikleri bataklığa girmeyiz. Gereken karşılığı vermekte bir an bile tereddüt etmeyiz. Milli savunma sisteminde olduğu gibi Altay'ın da yurt içinde türk mühendislerin gayretiyle ortaya çıkması büyük önem taşıyor.