TBMM Genel Kurulunda, Çoğaltılmış Fikir ve
Sanat Eserlerini Derleme Kanunu Tasarısı'nın görüşmeleri sürüyor.
Tasarı üzerine söz alan
AK Parti Sakarya Milletvekili Ayşenur
İslam,
İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi ile
İzmir Milli Kütüphanesinin derleme hizmetleri konusunda Bakanlık tarafından kapsam dışı bırakılmadığını, her iki kütüphanenin de
depo sıkıntısı nedeniyle bu görevi yürütemeyeceklerine dair başvuruda bulunduklarını ifade etti.
Derleme hizmetinin milli hafızanın geleceğinin teminat altına alınmasını sağladığını belirten İslam, tasarının, bu konuda önemli yenilikler getirdiğini ifade etti. İslam, tasarıyla, sadece
baskı tekniği ile hazırlanan fikir ve sanat eserleri değil
elektronik ortam da dahil olmak üzere tüm fikir ve sanat eserlerinin derlenebileceğini söyledi. Derlemenin mevcut durumda yayımcıların insafına bırakıldığını, bu konuda verilen para cezalarının da caydırıcı olmadığını belirten İslam, tasarının, cezaları caydırıcı hale getireceğini kaydetti.
El yazması eserlere de değinen İslam,
Kültür ve
Turizm Bakanlığına bağlı kütüphanelerde 300 binin üzerinde el yazması eserin bulunduğunu, Türkiye'nin bu konuda dünyanın önde gelen ülkeleri arasında bulunduğunu ifade ederek, ''Geçmişle aramızdaki bağı tesis eden bu eserleri iyi korumalıyız'' dedi.
CHP İzmir Milletvekili Mustafa Moroğlu, İzmir Milli Kütüphanesi'nin derleme hizmetinde kapsam dışı tutulmak için başvuruda bulunduğu iddiasının doğru olmadığını ifade etti. İzmir'e yönelik bilinçli bir saldırının söz konusu olduğunu ileri süren Moroğlu, ''İzmir
yaşam tarzı olarak Türkiye'ye ve dünyaya örnek bir kenttir. Orada bütün fikirler konuşulur. Herkes kendi inancını yaşar. Bunlar, orayı örnek olmaktan çıkarmak için yapılan bilinçli saldırılardır'' dedi.
Moroğlu ayrıca, Erzurum'da, ''Suçluların gen haritasının çıkarılarak çocuklarda
analiz yapılmasına'' yönelik ifadeyi kullanan okul müdürünün yaptığı bu işin iyi sorgulanması gerektiğini ifade etti. Mustafa Moroğlu, CHP İstanbul Milletvekili Nur
Serter'in bir dizideki karakterde isminin kullanılmasını kınadığını belirterek, buna herkesin tepki göstermesi gerektiğini ifade etti.
-''Televizyonlar, doğru rol modelleri vermeli''-
Hükümet adına söz alan Kültür ve
Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, görüşmeler sırasında, yönetmen Yusuf Kurçenli'nin
ölüm haberini aldığını belirterek, rahmet dileğinde bulundu.
Tasarıyla ulusal hafızanın
kayıt altına alınması konusunda önemli bir çalışma yapılmış olacağını belirten Günay, aslında bir süredir bu konuda altyapı çalışmaları yaptıklarını, mekanizmanın fiili olarak işler hale getirildiğini söyledi. 2007 yılında, basılan 29 bin eserden 19 bininin derlenebildiğini belirten Günay, bu çalışma sayesinde 2010 yılında basılan 43 bin eserin tamamının derlendiğini bildirdi.
Ertuğrul Günay,
İstanbul Üniversitesi Kütüphanesinin daha önce derleme konusunda kapsam dışı kalmak istediğini, ancak sonra bu talebinden vazgeçtiğini söyledi. Günay, İzmir Milli Kütüphanesinin ise kapsam dışı kalmak için bir talepte bulunmadığını söyledi. Moroğlu'nun eleştirilerini yanıtlayan Günay, İzmir'e karşı bir kasıtlı tavır sergilemelerinin söz konusu olmadığını, tüm Anadolu'da kültür etkinliklerini yangınlaştırmaya çalıştıklarını anlattı. İzmir'deki kütüphanenin derleme hizmetini sürdürmesine, tasarının görüşmelerinde verecekleri bir önergeyle imkan sağlayacaklarını ifade eden Günay, şöyle devam etti:
''İzmir Milli Kütüphanesi'ni ziyaret ettiğimde, kütüphanenin müdürü, basının da önünde beni de çok şaşırtan bir açıklama yapmıştı. 'Bu kütüphaneyi
Atatürk ve
Celal Bayar ziyaret etti. İlk defa bir Kültür Bakanı geliyor' demişti. Demek ki daha önce göz ardı edilmiş. Bu kadar gayretimiz varken iddiaları gülümseyerek karşıladım. Siyasi polemiklere yönelik görüşleri üzüntüyle karşıladım. Ayrım yapmaksızın Türkiye'nin bütün kültür varlıklarına sahip çıkmaya çalışıyoruz. Ben
Adana Edebiyat Müze Kütüphanesi'ni açarken isminin
Yaşar Kemal olmasında ısrarcıydım. Bizzat
Yaşar Kemal'in önerisiyle Karacaoğlan yaptık. Bundan önceki Hükümet döneminde Nazım Hikmet'in vatandaşlık sorunu çözüldü. Türkiye'nin bütün
seçim sonuçları, toplumun bizim yaptıklarımızı anladığını gösteriyor. Bizi eleştireceklerine dönüp biraz kendilerine bakmaları ve 'Neden biz halktan bu desteği alamıyoruz' diye dönüp irdeleme yapmaları gerekiyor.''
Hiçbir dil,
renk ve kültürün kaybolmasını istemediklerini belirten Günay, ''Kültür, dil baskısı,
formasyon zorlaması yapmak istemiyoruz. Geçmiş yıllarda bunlar yapılmıştı.
İkna odaları tartışmasını yeniden açmak istemiyorum. Eskiye göre çoğulcu ortamdayız. Her dile saygı gösterilsin istiyoruz. Bazı lehçe ve yerel dillerin televizyonlarda bir suçlu ile ya da kötü kimlikle bir araya getirilmesini doğru bulmuyoruz. Televizyonlar, doğru rol modelleri topluma vermeli'' diye konuştu.
-''Saygısızlık ve terbiyesizlik''-
Günay'ın konuşmasının ardından TBMM
Başkanvekili Meral Akşener, Serter'in bir dizideki karakterde isminin kullanılmasına ilişkin, ''Kendisine yapılan tavrı kişisel olarak, bütün TBMM'deki kadın milletvekillerine işlenmiş bir tavır, bir suç olarak gördüğümü ifade etmek istiyorum. Saygısızlık ve terbiyesizlik olarak gördüğümü söylemek istiyorum.
Kadına şiddet ve
tacizi önlemek için, özellikle kadın milletvekili arkadaşlarımızın geçen dönemde yaptıkları çalışmaların ne kadar önemli olduğunu, ama ne kadar az yol aldığımızı, bu olayla birlikte gördüm. Sayın Serter ile ilgili haberi basının veriş şekline baktığım zaman da aynı taciz ve kadına şiddet anlayışını gördüm. Kınıyorum'' diye konuştu.
AK Parti İstanbul Milletvekili İsmet Uçma da Serter'e yönelik çirkin yaklaşımı nefret ve şiddetle kınadığını belirtti. Uçma, ''Fakat Sevgili Nur Hanımefendi'nin aynı şekilde bir nefret dilini besleyecek tarzda yaklaşmasını da doğru bulmuyorum'' dedi.
BDP Grup Başkanvekili Hasip
Kaplan da söz alarak Serter'e yönelik bu durumu kınadığını söyledi.
MHP Grup Başkanvekili Mehmet
Şandır da olayı kınadığını kaydederek, bunun hukuken de cezalandırılması gerektiğine işaret etti.
AA