TBMM İdare Amiri ve MHP Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasete müdahale ederek yeminine sadık kalmadığını söyledi. MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın siyasete girmek için istifasını Türkiye'nin demokrasiden istihbarat devleti ve muhaberat devleti olma yolunda yangın fişeği olduğunu belirten TBMM İdare Amiri ve MHP Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak, iktidarın büyük günahlarını küçük sevaplarla örtmeye çalıştığını ancak bunda başarılı olamayacaklarını söyledi. Uzunırmak, İslam dininin güzel bir din olduğunu ancak bazı Müslümanların İslam dinini lekelediklerini de vurguladı.
Aydın Kültür Merkezi'nde divan başkanlığını Favzi Köse'nin yaptığı Efeler ilçe kongresinde tek aday Serdar Yurt oldu. Kongrede partililere seslenen TBMM İdare Amiri ve MHP Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak, hükümeti eleştirdi. Uzunırmak, "Bugünkü iktidarın 12 yılda yaptığı işlerde mutlaka doğrular vardır. Duran bir saat bile günde iki kez mecburiyetten doğruyu gösterir. Ama 24 saatte 2 kez doğru görmemek ne kadar yanlışsa 22 saati de görmemek o kadar yanlış. Eğer bana 13 yıllık AKP iktidarı nasıl tanımlarsanız diye sorarlarsa küçük sevaplarla büyük günahların kapatılmaya çalışıldığı bir on üç yıl derim. Küçük sevaplar işlemişlerdir ama öyle büyük günahlar işlemişlerdir ki o büyük günahların o küçük günahlarla kapatılması mümkün değildir. Yeter ki biz o büyük günahları halka anlatabilelim." dedi.
Türkiye hiçbir meselesini doğru, yeteri kadar ve dürüst tartışmadan rüzgarın önünde dalından kopmuş bir yaprak gibi sürüklendiğini kaydeden Ali Uzunırmak, "Bu gün Türkiye'de tehdit çığırtkanlığı yapmak istemiyorum ama demokrasi tehdit altındadır. Bu günkü iktidarın yaptığı uygulamaların hiçbirisi demokrasi bilinci ve kültürüyle izah edilemez. Yalanla, kandırmayla, iftirayla, baskıyla, zulümde adeta kutup yıldırı durumuna gelmişlerdir. Psikolojik harekat uygulamaktadırlar. Dün söyledikleri bu günü, bu gün söyledikleri yarını, bugün yaptıkları dün yaptıklarını tutmamaktadır. Bir çelişkiler yumağına bürünmüşler Türk milletine bir deli gömleği giydirilmiş ve Türk milleti akıl tutulması yaşamaktadır. Bunun en büyük müsebbibi de Türk aydınlarıdır. Bir ülkede önce ulema, aydınlar bozulur sonra devlet adamları bozulur, sonra halk bozulur. Eğer aydın bozulmazsa, devlet adamını denetlerse halkla bütünleşirse devlet adamı bozulmaz. Bugün ülkemizde aydınımız mesuliyetsiz, yanaşmacı ve teslimiyetçi bir zihniyete dönüşmüştür. Birçok mesele dünyada bir ülkede olduğunda yer yerinden oynayacak davranışlar Türkiye'de başarı olarak sunulmaktadır." ifadelerini kullandı.
MUHABERAT DEVLETİNE DOĞRU
MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın siyasete girmek için istifasını Türkiye'nin istihbarat ve muhaberat devleti olma yolunda olduğunun göstergesi olarak değerlendiren Uzunırmak, sözlerine şöyle devam etti: "MİT Müsteşarı Hakan Fidan, AKP'den siyasete soyunmuştur. Bu güne kadar MİT'den siyasete soyunan parti mensubiyetini belli eden tek ve ilk MİT müsteşarı olmuştur. Bu Türkiye'nin demokrasiyle değil, bir istihbarat devleti olduğunu, bir muhaberat devleti olduğunun yangın fişeğidir. Bütün kumpaslar, devletin içindeki bütün yapılanmalar hepsi burada kendisini ele vermiştir. Bu neyi göstermiştir, devletin kurumlarının parti kurumlarına dönüştürüldüğü hatta daha ilerisinde parti devletinden daha öteye Recep Tayyip Erdoğan'ın şahsında bir kişi devletine doğru Türkiye'nin adım adım sürüklendiğinin en büyük delilidir. Sayın Cumhurbaşkanı siyasete müdahale etmekte, yeminine sadık kalmamaktadır."
Ülkücülere de seslenen Uzunırmak, "MHP, inanç köklerinden doğru kavramlar üzerinde ortak şuur ve aklın buluşamamasından dolayı burada birçok kardeşimizin dert yandığı sıkıntıları yaşamaya başladık. Bu sıkıntılar toplumumuzun da sıkıntıları aynı zamanda. Türk toplumunda elbette ki siyasi partiler de cemiyetlerin bir parçası olduğuna göre o toplumdaki bazı hastalıklardan siyasi partilerin de siyasetçilerin de etkilenmemesi mümkün değil. Onun için samimi, ihlası öne almış ülkücülerin rol model olarak ihlasla bağlanıp daha çok fedakarlık yaparak ülkücülere yön vermesi ve ülkücüleri ortak hedefte ortak akılda birleştirmesi gerekiyor. Ülkücülerin arasında mesele olmaz. Ülkücülerin arasında mesele var demek ülkücülere ihanettir. Ülkücülerin arasında mesele olmayacak. Aralarında mesele olmayacak, ülkücü meselesini samimice samimiyetle bir birbiriyle konuşabilen ve konuştuğunda haklıysa affedeni, haksızsa özür dileyen ve hedefe beraber yürüyen inanmış neferlerdir ülkücüler." dedi. CİHAN