Vural,
Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, orta dereceli okullarda Kur'an-ı Kerim'in ve Hz. Muhammed'in hayatının seçmeli
ders olarak okutulmasına ilişkin önergeyi niçin verdiklerini anlattı.
''Bir
rekabet amacıyla değil, inandığımız için yaptık'' diyen Vural, şöyle devam etti:
''Ama maalesef bu önerge, parti taassubu, istismar ve partizanlık gayeleriyle reddedilmesine rağmen, onların (
AK Parti) önergesi bizim arzu ve isteklerimizin tamamını karşılamamasına rağmen yüreğimiz, vicdanımız ve aklımızla buna da '
evet' dedik. Amacımız, dinimizi istismar edenlerin elinden kurtarmaktı. Şüphesiz din Allah'ındır, bu milletin imanını kimse sorgulayamaz. Hiç kimse bu memleketin evlatlarını bu eksende ayrıştırmaya, çatıştırmaya kalkmasın. Bu ülkenin insanlarına açık olmalıyız.''
Amaçlarının, milli kimliği ayrıştırmak isteyenlere ve milleti maneviyattan koparmak isteyenlere karşı bu değerleri korumak olduğunu anlatan Vural, şunları söyledi:
''İnanmayla ilgili insanların kendi
inanç duygularının kaynaklarına inmesini ve bunu da hukuk çerçevesinde anlaması gerektiğini düşündük. Bu bakımdan
legal yollarla okulların içerisinde bunun verilmesini doğru bulduk. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin bu eksende, tam karşılamasa bile, getirdiği değişikliğe de 'evet' dedik. Bizim bu konuyla ilgili samimiyetimizi hiç kimse
test etmeye kalkmasın.''
AK Parti'li bazı milletvekillerinin, MHP'nin verdiği önergeden rahatsız olduklarını da öne süren Vural, şu ifadeleri kullandı:
''AKP'nin kılavuzları bundan rahatsız olmuşlardır. 'Şeytanla bile görüşülür' diyen
Hüseyin Çelik, Bekir
Bozdağ, MHP'nin bu önerileri getirmesinden rahatsız olmuştur. Böyle kişilerin AKP'nin kılavuzu olması, AKP'ye oy vermiş insanları düşündürmelidir. Bu kılavuzlarla Türkiye'nin bir yol alacağı yoktur. Bu gerçekten ibretlik bir durumdur. Onların derdi milliyetçilerle, bu milletin milli ve manevi değerlerini savunanlarladır. Onlar sadece bu işin ayrıştırılmasından, çatıştırılmasından sorumludurlar.
Bunları MHP korkusu sarmış. Biz bu milletin milli ve manevi değerlerini gündeme getirdikçe bunlar hop oturup hop kalkıyorlar. Çünkü bunlar BOP'çudur. Milletimizin milli değerlerinin verdiği
şehitlik mertebesinin içini boşaltan inanç hortumcularının maskeleri düşmüştür. İşte biz aslında bu maskeli
siyasetten nefret ediyoruz. Maskeli siyasetçilerin maskesini düşürmek için siyasetimizi yapıyoruz. Bu maskelerin arkasına saklananları deşifre ediyoruz. İşte dün de deşifre ettik. Daha önce de deşifre ettik. Bu konuda kim samimi, kim değil; elbette bu konudaki takdiri milletimiz yapacaktır.''
Vural, bir sosyal uzlaşmayı temin etme gayreti içinde olduklarını kaydederek, ''Hiç kimse bu milletin imanını, dini ve milliyetini sorgulayamaz. Hiç kimsenin haddi değildir, siyasetçilerin de haddi değildir'' dedi.
'Başörtülülerin kaderi...'
Meclis Genel Kurulu'nda yüksek öğrenimde başörtüsünün serbest bırakılmasını içeren bir önerge verdiklerini anımsatan Vural, bu önergenin reddedilmesini eleştirdi. Vural, ''Onlar için başörtüsü bir istismar aracı olabilir ama bizim için başörtüsü ekseninde insanların ayrıştırılmasını doğru bulmuyoruz. İşte, kim samimi; herkes elini vicdanına koysun'' diye konuştu.
Vural, Kur'an-ı Kerim'in ve Hz. Muhammed'in hayatının seçmeli ders olarak okutulmasını içeren önergenin kabul edilmesi yönünde AK Parti'li milletvekillerinin desteği dolayısıyla teşekkür etti.
Vural, ''Burada kimsenin, hiç bir partinin kazancı yok. Şu partinin, bu partinin meselesi değil. Biz
sistematik baktık. Sistem bizi tatmin etmiyordu, eksiklikleri vardı. Ama böyle bir konuda adım atılmıştır. Milletimizin diniyle ilgili kaynaklara doğrudan ulaşması konusunda bir fırsat verdik. Bu fırsatın milletimize hayırlı olmasını diliyorum'' dedi.
Gazeteciler tarafından, AK Parti'li
Mehmet Metiner'in MHP grup başkanvekilleri ile ilgili söylediği sözlerin hatırlatılması üzerine ise Vural, ''Cahiliye döneminin konuşmaları bunlar. Maskeli siyasetçileri, etnik kimlik siyasetçilerini deşifre edelim ki Türkiye'de siyaset değerler ekseninde yapılsın. O bakımdan Mehmet Metiner; zurnanın son deliği'' diye konuştu.
AA