Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Yılmaz, Rusya'nın Türkiye için vazgeçilmez bir pazar olduğunu söyledi. Yılmaz, Rusya'nın uyguladığı ambargoların Türkiye için vahim sonuçlar doğurabileceğini belirtti. Antalya Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Antalya Şubesi Başkanı Vahap Tuncer ise Rusya krizinin tarım sektörüne zor günler yaşattığını belirtti.
Antalya'da tarımsal öğretimin 170. yılı sebebiyle düzlenen programda ziraat mühendisleri bir araya geldi.
Toplantıda AÜ Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Prof. Dr. İbrahim Yılmaz, Rusya krizinin tarım ekonomisi üzerindeki etkileriyle ilgili bir sunum yaptı. Yılmaz, "Tarım sektöründe bir paydaşın etkilenmesi durumunda, diğerlerinin etkilenmemesi mümkün değil." dedi. Rusya ile kriz olgusunun Rus uçağının düşürülmesiyle başladığını, bunu takip eden Rusya ambargosuyla devam ettiğini söyledi.
"Rusya fiili olarak ambargo uyguluyor. Bu yasaklar Türkiye'de tarım sektöründe bazı ürünleri etkileyecek." diyen Yılmaz, Dünya Ticaret Örgütü'nün (DTÖ) bu tür yasaklamaları önlemek için çalışmalar yaptığını hatırlattı. Yılmaz sözlerini şu şekilde sürdü: "Rusya ve Türkiye gibi ülkeler diğer ülkelere karşı ambargo uygulamayacaklarını taahhüt ettiler. Şu an uygulanan ambargo DTÖ sözleşmesine aykırı. Rusya bundan dolayı tarife dışı uygulamalarla ambargo uyguluyor. Türkiye isterse Rusya'yı DTÖ'ye şikayet edebilir."
Domates hıyar, karnabahar, brokoli, taze soğan, portakal, mandalina, taze üzüm olmak üzere 11 ürüne kota konulduğunu ifade eden Yılmaz, sunumunda; "Türkiye'nin dünyadaki sebze üretiminde payı yüzde 10. meyvede biraz daha geride olmasına rağmen turunçgiller üretiminde ise dünyada 9. sırada." bilgisine yer verdi. Rusya ambargonun bir yılı aşması durumunda üretici, aracı, komisyoncular, perakendeciler, halk gibi paydaşların az veya çok etkilenebileceğini aktaran Yılmaz, bu durumun diğer sektörlere etkisinin masaya yatırılması gerektiğini söyledi. 2013 yılına ait bazı üretim verilerini sunan Yılmaz, domateste yüzde 10,63'ün ihracata konu olduğunu hatırlattı. Salatalıkta ise ihracat payının yüzde 7 civarında olduğunu söyledi. Türkiye'nin domates üretiminde 4. sırada olduğunu ve önemli bir yerde bulunduğunu aktardı. Yılmaz, "Domates üretimi ve ihracatında Türkiye, domates ithalatında ise Rusya önemli bir noktada." dedi. Portakal üretiminde Türkiye'nin 2. sırada olduğunu, Rusya'nın ise önemli bir portakal ithalatçısı konumunda bulunduğunu açıklayan Yılmaz, Rusya'yı 'vazgeçilmez bir pazar' olarak tanımladı. Bu açıdan bakılığında ambargoların Türkiye'de çok vahim sonuçlar doğurabileceğini belirtti. Yılmaz, ambargo uygulanan bazı ürünlerin diğer ürünlerin de ihracatını zorlaştırdığı bilgisini de paylaştı. Domates ve salatalık ihracatında Rusya'nın payının yarıdan fazlayı geçtiğini kaydeden Yılmaz, "Rusya, Türkiye için yaş sebze meyve açısında vazgeçilemeyecek önemli bir pazar. Bu konu yeterince tartışılmıyor. Tarım boyutu daha vahim, tarımda karşılaşacağımız tablo daha kötü yerlere gidebilir." İfadelerini kullandı.
Kısa vadede turunçgillerde ciddi bir problem beklenmediğini aktaran Yılmaz, krizin 1 yılı aşması durumunda bu alanda da problemlerin baş göstermeye başlayacağını söyledi. Yılmaz, uzun vadede Rusya krizinin domates gibi ürünlerin fiyatının düşmesine neden olabileceğini vurguladı.
Toplantının açılışında konuşan Antalya Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Antalya Şubesi Başkanı Vahap Tuncer ise "Sorunlarımız büyük, çalışma koşullarımızla ilgili her gün yeni sorunlarla karşılaşıyoruz. Sektörde ve Türkiye'de yaşanan problemler çalışma koşullarının kötüleşmesine neden olmaktadır. Evlerine gidemeyen meslektaşlarımız neredeyse asgari ücret karşılığında çalışıyor. Ziraat mühendislerinin çalışma koşullarının düzelmesi, ancak tarım sektörünün düzelmesiyle olabilecek." dedi. Türkiye'nin yarına hazır olması için tarımın iyileştirilmesi gerektiğini hatırlatan Tuncer, sulanabilir arazilerin tarıma açılarak dışa bağımlılığının azaltılması gerektiğini söyledi. Türkiye'nin su fakiri olma yolunda hızla ilerlediğini, bunun için modern sulama tekniklerinin kullanılması gerektiğini ifade eden Tuncer, ziraat mühendislerinin küçük ücretler karşılığında çalışmak zorunda kaldığını belirtti.
Rusya krizinin tarım sektöründeki paydaşlara zor günler yaşattığını anımsatan Tuncer, "Rusya kriziyle, Rus pazarına yönelik üretimin, dikenli hıyar ve greyfurdun elde kaldığına şahit olduk. Bunun çözülmesi için örgütlü bir yapıya kavuşturulması şart. Kooperatifler kanalıyla girdilerin daha ucuza getirilmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Antalya Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp de son 10 yılda tarım sektörünün kabuk değiştirdiğini ancak sorunların bitmediğini söyledi.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Antalya İl Müdürü Ahmet Dallı ise tarımsal üretimin yıllık 60 milyar doların üzerinde olduğunu, gelecek açısında bakıldığında bunun yetersiz olduğunu ifade etti. Ziraat mühendislerinin son 10 yılda çiftçinin yanında danışman olarak görev aldığı bir ortam oluştuğunu hatırlattı. Antalya'da 283 ziraat mühendisinin sadece köylerde çalıştığını söyledi. Bu sayede mühendislerin çiftçilerle birebir iletişimde olduğunu belirtti. Sorunların çözümü için ortak hareket edilmesi gerektiğini aktardı, zirai öğrenimin önemine işaret etti.
Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Ziraat Fakültesi Dekanı Hüseyin Göçmen, ziraat eğitimin geçmişi hakkında bilgi verdi. Yabancı dil konusunda karşılaştıkları bazı örnekleri sunan Göçmen, "Bir dönem yabancı dil zorunluluğu getirdik. Son sınıfa gelip, yabancı dilden muaf olamayan öğrenciler oldu." dedi. CİHAN