Ekonomi Profesörü Erdal Türkkan, AK Parti'de liberalizmden uzaklaşma olduğunu söyledi. Türkkan, "Bu uzaklaşmanın temelinde ayrımcı ve partizan ekonomi yönetimi ve hukuk devletinden uzaklaşma yatmaktadır." dedi.
Özgürlük Araştırmaları Derneği Danışma Kurulu Üyesi olan Prof. Dr. Erdal Türkkan imzasıyla 'Siyasi Partilerin Beyannamelerindeki Ekonomik Vaatler, Liberal İlkelerle Ne Ölçüde Uyumlu?' rapor yayımlandı. Raporda Prof. Türkkan, "2015 seçimlerinde siyasi partilerin yaptıkları vaatlerin liberal prensiplerle uyumu; bu vaatlerin yapılabilirliğinin, tutarlılığının ve en önemlisi de başarı şansının anlamlı bir göstergesi niteliğindedir. Siyasi partilerin vaatlerinin liberal ilkelerle ne ölçüde bağdaştığını üç açıdan ele almak mümkündür. Vaatlerin dayandığı değerlerin liberal prensiplerle uyum uyumu, Performansla ilgili vaatlerin liberal prensip ve ilkelerle uyumu, Kullanılacağı söylenen araçlarla ilgili vaatlerin liberal prensiplerle uyumudur. Nihayet söylemdeki uyum ile eylemdeki uyum arasında da bir ayrım yapmak yararlı olur." ifadelerini kullandı.
"AK PARTİ MODELİ YOLSUZLUKLARIN EN ÖNEMLİ KAYNAKLARINDAN BİRİSİ"
AK Parti'nin geliştirdiği modelin yolsuzlukların en önemli kaynaklarından birisi olduğunu kaydeden Prof. Türkkan, "İlk olarak Ak Parti'de liberalizmden uzaklaşma olduğunu söylemek mümkündür. Bu uzaklaşmanın temelinde ayrımcı ve partizan ekonomi yönetimi ve hukuk devletinden uzaklaşma yatmaktadır. AK Parti'nin, Kamu İhale Kurumu başta olmak üzere özerk düzenleyici kuruluşların etkinliğini ve özerkliğini sınırlayıcı yaklaşımı (Milli iradenin önceliği tezi) hükümetin çok stratejik alanlara kuralsız, öngörülemez ve ayrımcı anlayışla müdahalesinin önünü açmaktadır. AK Parti'nin kamu özel sektör işbirliği (özellikle YİD) yaklaşımı ilk bakışta liberalizme çok aykırı görünmese de aslında devletçilikten daha tehlikeli bir yaklaşımdır. Çünkü bu model etkin bir rekabete dayanmamakta, hükümetin kendi taraftarlarına avantaj sağladığı bir model haline dönüşmektedir. Ayrıca bu modelin yolsuzlukların en önemli kaynaklarından birisi olduğu da muhakkaktır. Bu nedenle bu modelin liberalizmle uyumlu olduğunu kabul etmek mümkün değildir." değerlendirmesinde bulundu.
CHP'nin bazı önemli konularda liberalizme büyük ölçüde yaklaşmasına ve girişimci güvenliği konunda ultra liberal öneriler getirmesine karşılık, işgücü piyasasını katılaştıracak yaklaşımları öne çıkararak liberalizmden uzaklaştığını ifade eden Prof. Türkkan, "CHP'nin önerdiği araçların geçmişe göre liberalizm ile daha barışık araçlar olduğu görülmektedir. CHP'nin açıkça rekabetçi serbest piyasa tercihini yapmış olması liberalizme yakınlaşmanın bir göstergesidir. Ancak, CHP'nin ekonomide KİT'lerin Belediye İktisadi Teşebbüsleri'nin ve kooperatiflerin ve kooperatif birliklerinin bazı konularda rol oynayabileceğini de açıklamış olması zihinleri bulandırıcı niteliktedir." dedi.
"MHP, GEÇMİŞE GÖRE LİBERALİMZE DAHA YAKIN BİR YAKLAŞIM İÇİNDE"
Prof. Erdal Türkkan'ın MHP ile ilgili değerlendirmesi ise şu şekilde:
"MHP'de geçmişe göre liberalizme daha yakın bir yaklaşım olduğu söylenebilir. Ancak onun da işgücü piyasalarına yaklaşımında katılıklar vardır. Güçlü ekonomi yaklaşımı da koruyucu politikaları içermektedir. MHP'nin de rekabetçi piyasa ekonomisi tercihi söz konusudur. CHP kadar olmasa bile MHP de ekonomide özerk kurullara önem atfetmektedir. MHP de KİT ve kooperatifleri tamamlayıcı bir araç olarak görmektedir. Ancak MHP bu alanlarda reform gerekliliğinin altını çizmekte ve özelleştirmelere de açık bir yaklaşım sergilemektedir."
"HDP'NİN VAATLERİ NE AMAÇLAR NE DE ARAÇLAR İTİBARİYLE LİBERALİZM İLE BAĞDAŞMIYOR"
HDP'nin liberalizmden uzak değerler taşıdığını kaydeden Prof. Türkkan, "HDP, liberalizmden uzak değerlerin ağırlık taşıdığı bir vakıadır. Bununla birlikte adem-i merkeziyetçi yaklaşımın diğer partilerden daha çok vurgulanması liberal değerlerle uyumlu bir yaklaşımdır. HDP'nin vaatlerinin ne amaçlar, ne de araçlar itibariyle liberalizm ile bağdaştığını söylemek mümkün değildir. Bununla birlikte HDP'nin piyasa ekonomisini ve özel girişimciliği tümden reddeden bir yaklaşım içinde olduğunu da söylemek anlamlı değildir." dedi.
CİHAN