Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Kılınç, ülkede 15 milyon sigara tiryakisi için, sigarayı bırakmada Ramazan ayının bir fırsat olduğunu söyledi.
Ramazanla birlikte günün büyük bir bölümünde sigaradan uzak kalan nikotin bağımlılarının bağımlılıktan bir ömür boyu kurtulmak için önemli fırsat olduğunu belirten Kılınç, iftar ve sahur saatlerinde üst üste sigara içmenin insan sağlığı için tehlikeli olduğunu kaydetti. Sigarayı kendi iradesiyle bırakamayan tiryakilerin uzman desteği almasını öneren Kılınç, uygun yöntemlerle müdahale edildiğinde kalıcı bırakma oranları yüzde 50'nin üzerine çıkabileceğine işaret etti.
ÜLKEDE 15 MİLYON SİGARA TİRYAKİSİ VAR
Aynı zamanda Türk Toraks Derneği Tütün Kontrolü Çalışma Grubu Yürütme Kurulu üyesi olan Kılınç, dünyada 1,3 milyar, ülkede ise 15 milyon kişinin sigara tiryakisi olduğu söyledi. Son bir yıl içinde ülke genelinde 2,2 milyon kişinin destek alarak sigarayı bıraktığına dikkat çeken Kılınç, "Bu güzel bir rakam. Bu ay bağımlılıktan kurtulma adına şans. Ramazan ayı ise sigarayı bırakmak isteyenler için önemli bir fırsat olabilir." dedi.
Ramazan ayı nedeniyle gün boyunca herhangi bir maddenin tüketilemediği bir sürece girildiğini ve bu süreçte bağımlıların sigaradan uzaklaşabileceğinin altını çizen Kılınç, içicilerin bu dönemde bağımlılıklarını kontrol altına alabileceklerini, dolayısıyla bunun bir fırsat olabileceğini bu fırsatın çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
Tiryakiler tedavilerini Ramazan ayı süresince planladıkları, sigara bırakma poliklinikleri ve hekimlerden yardım aldıkları takdirde bilimselliği kanıtlanmış yöntemlerle bırakmalarının daha kolay olabileceğini dile getiren Kılınç, 6 yıl önce kabul edilen 4207 sayılı tütün kontrol yasası ile birlikte sigara bağımlılığı daha iyi tanınmaya başlandı ve tedavi yöntemleri hakkında da detaylı bilgiye ve eğitime ulaşma şansı yakalandığının altını çizdi.
Sigara bırakma desteğinin hekimler tarafından yaygın olarak verilmediğine dikkat çeken Kılınç, sigarayı kendi başına bırakmanın kolay olmadığını, içenlerin yüzde 70'nin bırakmak istediğini, sadece yüzde 30'nun 2-3 yıl içinde bırakma girişiminde bulunulduğunu vurguladı.
Sigarayı bırakmak için istek çok önemli bir kriter olsa da, destek almadan bırakma girişimlerinin büyük kısmının tekrar başlamakla sonlandığına dikkat çeken Kılınç, kendi başına sigarayı bırakmaya çalışanlar arasında, bir yıl boyunca sigara içmeme oranı ancak yüzde 3-5 civarında olduğu ve bu girişimlerin yüzde 80'nin ilk bir ay içinde tekrar sigaraya başlamakla sonuçlandığını söyledi.
UZMAN DESTEĞİNE BAŞVURANLARIN YÜZDE 15'İ SİGARAYI BIRAKIYOR
Kılınç, uzman desteğine başvuranların oranının ise yüzde 13 ile yüzde 15 arasında olduğunu kaydetti. Sigaradan kurtulmak isteyenlerin, Sağlık Bakanlığı tarafından görevlendirilen sigara bırakma polikliniklerine başvururlarsa tedaviye ücretsiz olarak kavuşabileceğini anlatan Kılınç, şu bilgileri verdi: "Sigara bağımlılığının fiziksel kısmının nedeni nikotindir ve nikotin alınmadığında huzursuzluk, konsantrasyon güçlüğü, gerginlik, depresyona eğilim, iştah artışı gibi yoksunluk belirtileri ortaya çıkar. Bu semptomlar zamanla azalarak kaybolsa da sigara bırakma sürecinin ilk haftalarında en yoğun seviyededir. Sigara bırakma girişimlerinde başarısızlığının en önemli nedenlerinden biri yoksunluk semptomlarıdır. Bırakanların davranışsal ve bilişsel destek ve farmakolojik tedavi ile desteklenmesi bırakma başarısını artırır. Fiziksel bağımlılık ne kadar yüksekse farmakoterapi ihtiyacı o kadar fazladır. Hekimlerin hastalarının bağımlılık düzeylerini değerlendirmeleri ve sigara bırakmak isteyen hastalarına davranışsal ve bilişsel destek ve uygun medikal tedavi seçeneklerini sunmaları önemlidir. Sigara bağımlılarının beyinlerinde bunu geçici bir süreç olarak kodlamamaları gerekiyor. Bunun sadece Ramazanda değil, yaşam boyu kurtulmaları gereken bir davranış olduğunu idrak etmeleri lazım. Böyle düşünürlerse, sadece Ramazan ayında değil bütün ömür boyu sigarayı bırakacağım derlerse ve yola bu şekilde çıkarlarsa ramazan ayı sigarayı bırakmak için gerçekten bir vesile olabilir."
SAHURDA VE İFTARDA ARKA ARKAYA SİGARA İÇİMİ KALP KRİZİNE NEDEN OLABİLİR
Öte yandan Manavgat Sağlık Derneği(MASADER) Başkanı Genel Cerrahi Uzmanı Op.Dr. Emin Canan, sigaranın her dozu ve her şeklinin vücut için zararlı olduğunu söyledi. Sahurda ve iftarda üst üste sigara içilmesinin yüksek konsantrasyonda nikotin ve diğer zehirli maddelerin kana karışmasına yol açacağının altını çizen Canan, bununda tanısı konmamış ciddi hastalıklara yol açma yanı sıra ani kalp krizleri ve beyin kanamasına neden olabileceğini kaydetti.
SİGARAYI BIRAKMADA ROL MODEL OLMA ÇOK ÖNEMLİ
Sigarayı bırakanların ilk 30 dakika içinde faydasını görmeye başlayacağını belirten Canan, bırakma ile birlikte nabız ve kan basının hemen normale döneceğini ifade etti. Sigarayı bırakanlarda bir yılın sonunda kalp krizi geçirme riskinin 2 kat azaldığını belirten Canan, beş yılın sonunda kanser riski yarı yarıya azaldığını kaydetti. Canan, sözlerini şöyle tamamladı: "Sigarayı bırakmada toplum önündeki kişilerin rol modelliği çok önemli. Sigara içen bir doktorun hastasına 'sigarayı bırak zararlıdır' demesinin hiç bir etkisi olmaz. Hastada doktora o zaman 'zararlı da siz niçin içiyorsunuz doktorum' der. Onu için sigarayı bırakmada rol model olma çok önemli. " CİHAN