AKP ve MHP’nin oylarıyla TBMM’de kabul edilen ceza infaz yasası değişikliğinin ‘eşitlik’ ilkesine aykırı olması ve ayrımcılık içermesi ceza hukukçuları tarafının tepkisini çekti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve AKP’ye uzun yıllar danışmanlık yapan Ceza Hukukçusu Prof. Dr. İzzet Özgenç, Karar TV’de infaz düzenlemesini ve hukuk sistemindeki aksaklıkları değerlendirdi.
“BAHÇELİ TOPLUMSAL UZLAŞMA OLMADAN GÜNDEME GETİRDİ”
“İnfaz düzenlemesi en baştan yanlış yapıldı” diyen Özgenç, “Bahçeli toplumsal uzlaşma olmadan gündeme getirdi. İktidar ise beklenti oluştuğu için direnemedi.” dedi. Özgenç, “Sayın Bahçeli’nin bu teklifi gündeme getirme biçimi doğru olmamıştır. Bir beklenti oluşturuldu. Bu beklenti oluşturularak yapılmazlar. İlgililerle kapalı kapılar arkasında olgunlaştırılır ve topluma sunulur. Bu konuda çözüm modeli oluşturulmadan cezaevlerinde bulunan insanlarda tahliye umutlarını depreştiren bir süreç işletildi. Dolayısıyla iktidar burada direnme gücü kalmamıştı. Korona da gündeme gelince bu fırsat da değerlendirilmiş oldu” dedi.
“AYM KONJONKTÜRE UYGUN KARAR VEREBİLİYOR”
Yasa ile ilgili ortaya çıkan ayrımcılığın “Eşitlik ilkesi nedeniyle AYM’den döner” yorumlarını değerlendiren Profesör Özgenç, “1991 ve 2000 yılındaki kararlarında eşitlik ilkesi nedeniyle iptal kararı verip düzenlemeyi genişletti. Bu kanuni düzenlemede de eşitlik ilkesiyle bağdaşmayan birtakım hükümlerin olduğunu biliyoruz. Bir kısmı ile ilgili AYM iptal kararı verebilir. Ancak ben bu beklentiyle hareket eden bir hukukçu değilim. AYM’ler her zaman salt hukuki mülahazalar ile hareket etmiyorlar. Yapıları itibariyle konjonktüre uygun kararlar verebiliyorlar. Eleştirmek için söylemiyorum, bu AYM’lerin yapısından kaynaklanıyor…” diye konuştu.
“BAZI SORUNLAR HUKUK BİLGİSİZLİĞİNDEN KAYNAKLANMIYOR”
AKP döneminde yürütülen Ergenekon ve cemaat davaları üzerinden iktidarın hukuk ve adalet karnesini değerlendin Prof. İzzetin Özgenç, “Sayın Cumhurbaşkanı ile münasebetim dolayısıyla Türkiye’deki pek çok hukuk sorunuyla ilgilendim. Bu sorunlarla 2000’li yılların başı itibariyle ilgilendim. Belli bir noktaya geldikten sonra bu sorunların bir kısmının hukuk bilgisizliğinden kaynaklanmadığını, bir kısmının bilinçli yanlışlar olduğunu gördüm. Çok fazla örnek vermek istemiyorum, bu yanlışlarla ilgili ilgili otoriteleri doğrudan doğruya bilgilendirme şeklinde bir yol takip ettim. Bunlardan bir kısmı ile ilgili başarı elde ettim” dedi.
“Ergenekon davasının açılışı, görülme biçimi, kararı sorunludur. Mahkeme kararı verdi, gerekçesini açıklamadı. O sırada hâkim ve savcılar yüksek kurulu o hakimlerin tayinini çıkardı.” diyen Profesör Özgenç, “Bu hakimler 15 gün içinde gerekçeleri yazması gerekiyor demektir bu. HSYK üyeleri bunun yapılamayacağını biliyor. Sonra ortaya dünyada örneği olmayan kes-yapıştır bir gerekçe çıktı. Açık söylüyorum, bu yanlış bilinçli olarak yapılmış bir yanlıştır.” şeklinde konuştu.
“MAHKEMELERE VE SAVCILARA MÜDAHALE EDİLMESE ÜLKEDEKİ ATMOSFER BİR HAFTADA DEĞİŞİR”
“Türkiye’de hukuk alanında birtakım yanlışların bilinçli olarak yapıldığına şahit oldum” diyen Özgenç, “Sayın Cumhurbaşkanı oluşturduğu izlenim itibariyle, her şeye hakim bir görüntü veriyor ise de hukukla ilgili bilinçli yanlışları önleyebilecek konumda değil. Sayın cumhurbaşkanına isim isim ben hataları söylediğimde ‘sen yanlış söylüyorsun’ demedi. Ama hataların düzeltilmesi yönünde hiçbir mesafe alınamadı. Ben sadece bu kadarını söyleyelim. İrade Türkiye’de terörle mücadele bakımından hukukun gereklerine göre hareket edilecektir. Mahkemelere ve cumhuriyet savcılarına müdahale edilmeyecektir. Hukukun doğrultusunda hareket etmeleri yönünde ne gerekiyorsa yapılacaktır dense, bir haftada bu ülkedeki atmosfer değişir.” tavsiyesinde bulundu.
“CEMAAT DAVALARINDA İZLENEN YÖNTEM BAŞTAN YANLIŞTI”
Cemaat davalarındaki irtibat-iltisak tartışmasına da değinen Özgenç, soruşturma ve kovuşturmalarda bilinçli olarak yapılan hataların mağduriyetlere neden olduğunu vurguladı. “Söyleyeceklerim, birilerini koruyor, birilerini suçluyor gibi algılanacak” diyen Özgenç, “Ancak o davalarda izlenen yöntem baştan yanlıştı. Çünkü siz ceza muhakemesi hukuku kurallarını bir kenara koydunuz, yaptığınız soruşturmalarda ve kovuşturmalarda gerçekten suç işlemiş insanların mağdurum diyerek ortalıkta dolaşmasına fırsat oluşturdunuz. Ya da suçla ilgisi olmayan birtakım insanları da terörle suçladınız. Böyle bir kargaşa meydana getirildi. Buna hiç gerek yoktu. 15 Temmuz hadisesi ve öncesinde işlenen önemli birtakım suçlarla mücadelede edilirken bilinçli birtakım yanlışlıklar yapıldı. Bu yanlışların giderilmesi için çaba göstermemize rağmen başarılı olamadık.” dedi.