Amerika Birleşik Devletleri’nin ( ABD) Soğuk Savaş döneminin en önemli anlaşmalarından biri olan Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması'ndan (INF) 2 Ağustos’ta resmen çekilmesinin ardından Moskova’dan rest geldi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD’nin başlaması durumunda Rusya’nın da karadan havaya atılabilen kısa ve orta vadeli nükleer füze geliştireceği uyarısında bulundu.
Putin pazartesi günü Güvenlik Konseyi ile bir toplantı yaparak savunma ve dışişleri bakanları ile yabancı istihbarat servisine ABD’nin muhtemel nükleer füze geliştirme adımlarını yakından izlemesi talimatını verdi.
Putin yaptığı açıklamada “Eğer Rusya, ABD’nin bu sistemleri geliştirmeyi tamamladığı ve üretime başladığı yönünde güvenilir bilgi elde ederse, Rusya’nın aynı ölçüde benzer füzeler geliştirmesinden başka bir seçeneği kalmayacak.” dedi.
Rus lider koastan ve istenmeyen sonuçlardan kaçınmak için diyalog çağrısında bulundu.
ABD Başkanı Donald Trump 2 Şubat'ta yaptığı açıklamada Rusya'nın anlaşmayı ihlal eden füze ve ekipmanlarını imha etmediği takdirde, 6 ay içinde anlaşmadan tamamen çekilmiş olacağız" diye konuşmuştu. Rusya ise söz konusu iddiaların gerçek olmadığını ileri sürmüştü. Taraflar arasında yeni bir anlaşma için görüşmeler yapılsa da bugüne kadar somut bir adım atılamadı.
Anlaşma, menzili 500 ile 5 bin 500 kilometre arasında olan ve karadan havaya atılabilen orta menzilli tüm nükleer ve konvansiyonel balistik füzelerin yasaklanmasını öngörüyordu.
INF Anlaşması nedir?
1987'de ABD Başkanı Ronald Reagan ve Sovyetler Birliği lideri Mihail Gorbaçov arasında imzalanan anlaşma, menzili 500 ile 5 bin 500 kilometre arasında olan karadan havaya atılabilen orta menzilli füzelerin yasaklanmasını öngörüyor. Anlaşma, denizden ateşlenen füzeleri kapsamıyor.
Nükleer savaş tehdidini ortadan kaldırmayı hedefleyen anlaşma kapsamında 4 yılda yaklaşık 2 bin 700 füze imha edildi. INF Anlaşması, nükleer silahlı füzeleri 30 yılı aşkın süredir Avrupa topraklarından uzak tutuyor.
Söz konusu anlaşma, Doğu ve Batı Almanya'daki kamplaşma döneminde Avrupa'da nükleer savaş riskini azaltmaya yönelikti. Bu nedenle Almanya anlaşmadan en çok fayda gören ülkelerden biri olmuştu.
(Servet Yanatma - tr.euronews.com)