Kur’an ayı Ramazan ayı başladı. Milyonlarca vatandaş camilere mukabale yapmak için koşarken Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, 'Televizyon veya CD’den mukabele dinlemekle hatim yapılmış olur mu?' sorusunun cevabını şöyle verdi: "Televizyondan Kur’an dinlerseniz hatim yapmış olmazsınız, sadece Kur'an dinlemiş olursunuz."
Vatandaşların oruçla ilgili sorularını sanal alemden cevaplandıran Din İşleri Yüksek Kurulu, 'Uçakla seyahat eden oruçlu kişi iftarını nasıl yapar?' sorusunu cevaplandırdı. Seyahate çıkan kişilerin, imsak ve iftarları bulundukları yere göre yapmaları gerektiğine dikkat çeken Yüksek kurul cevabında şu ifadelere yer verdi: "Uçakla seyahat eden oruçlu kişiler de uçuş esnasında uçağın üzerinde bulunduğu yere göre imsak ve iftar yapmalıdırlar. Ancak çok hızlı uçaklarla kıtalar arası yolculuk yapılması durumunda, imsak ile iftar arasında süre anormal ölçüde kısa veya uzun olabilmektedir. Bu durumda yolculuk yapacak kişi orucunu kazaya bırakabilir. Ancak oruca başlamış ise bir takdir yaparak (mesela imsakın başladığı yere göre) iftar edebilir."
RAMAZAN AYINDA LOKANTA İŞLETMEK CAİZ MİDİR?
'Ramazan ayında lokanta işletmek caiz midir?' sorusunu da cevaplandıran Din İşleri Yüksek Kurulu, Ramazan ayında hasta ve yolcuların oruç tutmama ruhsatına sahip kimseler oruçlarını daha sonraki bir zamanda tutabileceklerini hatırlattı. Cevapta, "Mazereti sebebiyle oruç tutamayanların yeme-içme ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için Ramazan ayında lokantaların gibi yerlerin açık olmasında dinen bir sakınca bulunmamaktadır. Ayrıca lokanta sahibi, oruç tutmayanların niçin oruç tutmadıklarını bilmek zorunda değildir. Fakat hem oruç tutanlara saygı için hem de yeni yetişmekte olan çocuk ve gençlerin, Ramazan gününde oruç tutulmayıp aleni yemek yenilmesinin olağan bir şey olduğu gibi bir izlenime kapılmamaları için mazeretli de olsa yiyip içenlerin bunu açıktan yapmamaları uygun olur. Lokanta sahiplerinin de gerekli tedbirleri alarak böyle algılamalara fırsat vermemeye özen göstermelidirler." denildi.
TELEVİZYON VE CD’DEN DİNLENEREK HATİM YAPILMAZ
Din İşleri Yüksek Kurulu, 'Televizyon veya CD’den mukabele dinlemekle hatim yapılmış olur mu?' sorusunun da cevabını verdi. Televizyon veya CD’den okunan bir mukabeleyi takip etmenin sevap olduğunun vurgulandığı yüksek kurul cevabında, şu görüşe yer verdi: "Hatim Kur’an’ın başından sonuna kadar okunarak bitirilmesidir. Kişi okunan mukabeleyi sadece dinlemekle Kur’an dinlemiş olur. Hatim yapmış olmak için Kur’an’ın bizzat tilavet edilmesi/okunması gerekir. Ancak kişi mukabeleyi takip esnasında aynı zamanda okursa hem dinlemiş hem de hatim yapmış olur."
RAMAZAN'DA ORUÇLU İKEN GÜNDÜZÜ UYUYARAK GEÇİRMENİN ORUCA ZARARI VAR MIDIR?
Orucun; ‘İmsak vaktinden iftar vaktine kadar, ibadet niyetiyle yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durmak’ anlamına geldiğinin vurgulandığı kararda, "Orucun sahih olması için, oruç tutmaya niyet etmiş ve orucu bozacak şeylerden kaçınmış olmak şarttır. Gündüzleri az veya çok uyumak, orucun sıhhatine zarar vermez. Orucun vereceği sıkıntılardan uzak kalmak ve onları hissetmemek kastıyla, gerekli olmadığı halde ramazan günlerinde uzun süreli uyumanın, orucun hikmetiyle bağdaşmayacağı da unutulmamalıdır." ifadeleri yer aldı.
ORUÇLUNUN KUMAR OYNAMASI ORUCUNA ZARAR VERİR Mİ?
Müslüman'ın her zaman ve her yerde haramlardan sakınması gerektiğini dile getiren Din İşleri Yüksek Kurulu, "Özellikle de başta oruç olmak üzere ibadet yoğun geçen Ramazan ayında daha dikkatli davranmalıdır. Orucu bozan şeyler arasında kumar oynamak bulunmamakla beraber, oruçlu kimsenin tüm günahlardan sakınarak oruç ibadetinin maksadına uygun hareket etmesi gerekir. Hz. Peygamber (sas) şöyle buyurmaktadır: 'Her kim yalan söylemeyi ve yalanla amel etmeyi bırakmazsa, o kimsenin yemesini içmesini bırakmasına Allah’ın hiçbir ihtiyacı yoktur.' Oruçlu olan kimsenin yalan konuşmaktan ve yalanla iş yapmaktan uzak durduğu gibi kumar oynamak gibi haram şeylerle uğraşmaktan da uzak durması gerekir." açıklamasında bulundu.
KUTUPLARDA NASIL ORUÇ TUTULUR?
Bir vatandaşın 'Kutuplarda nasıl oruç tutulur?' sorusunu da cevaplandıran Din İşleri Yüksek Kurulu, "Namaz ve oruç gibi vakte bağlı ibadetlerin vakitlerinin tamamının veya bir kısmının teşekkül etmediği kutup bölgelerinde bu ibadetler, vakitlerin normal teşekkül ettiği en yakın bölgenin vakitleri veya diğer şer’i kıstaslar dikkate alınarak, takdir edilerek eda edilir. Hz. Peygamber kıyamet yaklaştığında günlerin uzayacağını, bir günün bir yıl, bir günün bir ay, bir günün de bir hafta kadar süreceğini söyledikten sonra o günlerde namazların takdir edilerek kılınacağını bildirmiştir." görüşünü paylaştı.
CİHAN