Kur'an-ı Kerim'i ezberlemenin yaşı yok
50 yaşındaki bir mühendisin 11 ayda hafız olmasından etkilenen Dursun İnal, azmeder ve 5 yılda hafız olur.
Uluslararası ilişkiler mezunu İnal, Bursa'da açtığı ayakkabıcı dükkanında hafızlık çalışmalarına başlar. Esnaf arkadaşları, "Önce çocuklarla Kur'an okudu, zor yapar diyorduk, ama başardı." diyor.
"Hafız olmak için çok çaba sarf ettim. Müşterinin olmadığı zamanlarda Kur'an-ı Kerim'i ezberledim." diyor ayakkabı satıcısı Dursun İnal. 48 yaşındaki İnal, Zaman'ın ilavesi olarak bir dönem yayınlanan 'Ailem' ekindeki bir hikâyeden etkilenerek bu yola çıkmış. İlk başlarda komşu esnaflar, hatta ders aldığı hocası bile bu işi sürdüreceğine ihtimal vermemiş. En büyük desteği ise öğretmen olan eşi Ayten Hanım'dan görmüş. Bursa Müftülüğü'nün düzenlediği sınavda başarılı olarak icazet alan Hafız Dursun İnal, "Kur'an-ı Kerim'i ezberlemenin yaşı olmaz" şeklinde konuşuyor.
Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nü bitirdikten sonra Bursa'nın Yıldırım ilçesi Teleferik Mahallesi'nde ayakkabıcı dükkanı açan Dursun İnal, fırsat buldukça Kur'an-ı Kerim'i okumaya başlamış. Çocukluğunda öğrenip, okumadığı için de unuttuğu Yüce Kitab'ımızı yeniden öğrenmek için azmeden İnal, müşterinin olmadığı her vakti bu iş için ayırmış. Zamanla tecvitli şekilde Kur'an-ı Kerim'i okumayı öğrenen İnal'ın hayatını 2005 yılında Zaman Gazetesi'nin 'Ailem' ekinde okuduğu '50 yaşındaki mühendis 11 ayda hafız oldu' başlıklı haber değiştirmiş.
50 yaşındaki mühendisin azminin kendisini çok etkilediğini dile getiren Dursun İnal, günlerce düşünüp "11 sene de sürse ben de hafız olacağım." diye karar vermiş. Çalışmalarına hız veren İnal'a en büyük destek eşi Ayten Hanım'dan gelmiş. Ezberlediği bölümleri mahalledeki camilerin imamlarına dinleten İnal, geçtiğimiz nisan ayında Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından açılan hafızlık sınavına girmiş. Tecvit hataları sebebiyle sınavı geçemeyen İnal, emekli müezzin hafız Adem Belkan ile 3 ay çalışmış. Bursa Müftülüğü tarafından temmuz ayında açılan hafızlık sınavına tekrar giren Dursun İnal sınavı başarıyla geçerek hafızlık sertifikası almış. Dursun İnal, o günleri şu sözlerle anlatıyor: "Her sabah işyerime geldiğimde Kur'an çalıştım. Çünkü dergide gördüğüm haber beni çok etkilemişti. 11 sene de sürse hafız olacaktım. Şükürler olsun 5 senede başardım. İnsan inanırsa her şeyi yaparmış."
KUR'AN ÖĞRENDİM, HAYATIM BEREKETLENDİ
Kur'an öğrendikten sonra hayatında önemli değişiklikler olduğunu söyleyen İnal, işleri aynı olmasına rağmen bereketinin arttığını söylüyor. Eskiden sadece memleketine gitmek için Bursa'nın dışına çıktığını anlatan İnal, "Kur'an-ı Kerim okumaya başladıktan sonra 7 kez yurtdışına çıktım. Hac ve umreye gittim. Türkiye'nin turistik ve tarihi mekanlarını gezme fırsatı buldum. Arabamı yeni aldım, geçim şartlarım daha bollaştı. Kur'an-ı Kerim'in bereketini yakinen hissettim." ifadelerini kullanıyor.
'NASIL OLSA 3 HAFTA SONRA BIRAKIR' DEDİ, 3 YIL DİNLEDİ
2 çocuk babası Dursun İnal'ın hafız olması çevresinin de dikkatini çekmiş. Beyaz eşya satıcısı Ahmet Ataş, komşusu İnal'ın azmini şu sözlerle anlatıyor: "Kendisiyle yıllardır tanışıyoruz. Hafız olmaya karar verdi. Önceleri 'zor' diyorduk. Ancak yılmadan çalıştı. 'Nasıl olur' diye takılıyorduk. Camilerde çocukların içerisinde Kur'an okudu. Şimdi sınavı kazandı hafız oldu. Camide Ramazan mukabelesi okuyor. Gerçekten Dursun İnal'ın başarısı takdire şayan."
Dursun İnal'ın hafız olmasında emeği geçen Ahmet Duman da, uzun süre birlikte çalıştıklarını kaydediyor. Kur'an'ın insan hayatını aydınlattığını dile getiren Duman şöyle konuşuyor: "Dursun Bey'le hafızlık eğitimine ilk başladığımız zaman 'Nasıl olsa 3 haftada bırakır, gider' diyerek işi çok ciddiye almamıştım. Fakat zamanla işin ciddiyetinin farkına vardım. Dursun Bey hafız olmaya niyetliydi. 3 haftada biter dediğimiz çalışma 3 yıl sürdü. 3 yıl boyunca kendisini dinledim, hataları düzelttik. Yeter ki, insan istesin. Dursun Bey normal işlerini aksatmadan işyerinde önce Kur'an öğrendi, sonra hafız oldu." İnal'a hafızlık yolunda yardımcı olan Piremir Camii İmam Hatibi Hasan Aybey de, verilen emeğin hiçbir zaman boşa gitmediğinin altını çizdi.
ZAMAN