Ramazan ayı sadece büyüklerin ayı değildir...

Çocuklara, Ramazan ayını sevdirmenin formülü dedelerimiz tarafından bulunmuş aslında.

Ramazan ayının çocuklara getirdiği armağanların en büyüğü hiç şüphesiz bayramdır ama çocukları Ramazan ayında oruçluyken armağanlarla sevindirmenin yolunu bulmuş dedelerimiz. Büyüklere çocukluklarını hatırlattığı gibi çocuklara da güzel hatıralar bırakacak ve tamamen Ramazan ayına mahsus bir oyundur bu... Oruç satmak ve oruç satın almak...

Çocuklar anne ve babalarının geceyarıları kalkıp sahur sofrasına oturmasına bayılır. Bu onun için hayatın fazladan birşeyi gibidir. Onlarla oturup sahur etmek ziyadesiyle hoşuna gider...

Çocuklar oruca alışırken elbette biraz zorlanır... Annelerinin eteklerini tutarak 'Ne olur birazcık su içeyim bari!' diyerek yalvaran bir çocuk daha sonraları gelip gelip 'Ne kadar kaldı?' diye de soracaktır. Bu ve benzeri zorlanma durumlarına bakılmaksızın büyüklerin küçüklerin oruçlarını satın almak gibi bir adetleri de vardır. Bu aslında onları sevindirmek, onlara iftar sonrası bakkal önlerinde vakit geçirtecek harçlıkları vermekten başka birşey değildir.

Çocuk 'Orucunu bana sat!' diyen büyüğüne şaşkın şaşkın bakar önce. Çünkü bir şey anlayamaz... 'Nasıl?' diye sorar. Büyüğü 'Sen orucumu sana satıyorum dersin, ben de sana şu kadar harçlık veririm ya da o beğendiğin oyuncak arabayı alırım, orucun benim olur!' der ve bu çocuğun çok hoşuna gider. Harçlık ve oyuncak arasında bocalar bir süre fakat illa bir karara bağlar, birini seçer. Eğer çok zorlanırsa ve bu büyüğünün dikkatinden kaçmamışsa ona 'Pekiyi, hem oyuncak hem harçlığı veriyorum ama orucunu bana satıyorsun!' der. Çocuk sevinerek 'Tamam!' der ve orucunu satar. Orucu satın alan kimse evin diğer fertlerine küçük çocuğun orucunu satın aldığını duyurur. Diğer büyükleri bu oyunu devam ettirmek ister; 'Neye sattın orucunu? Deden ne verdi sana?' diye sorgu sual ederler. Hatta ertesi günkü oruç için anlaşırlar bile.

Bu ertesi günlerde de devam edecek; dede, nine, anne ve babaların 'Orucunu satan var mı?' seslenişlerine küçüklerden sevinç çığlıkları dolu cevaplar gelecektir. Küçük bu oyunu anladıktan sonra zaman zaman büyükleri kendisi de teşvik edecektir. 'Dede bana şu kadar harçlık verirsen orucumu sana satarım!' der, hatta zaman zaman müşteri bile kızıştırıp. 'Babam şu kadar harçlık verdi ona satmadım' da diyebilir.

Aile büyükleri bu işin manevi boyutunu da hatırlatır, hatta zaman zaman iftar sofralarında çocuklara bu işin sevabının da orucu sattığı kişiye gittiği gibi küçük şakalar yapar. Çocukların içi gider böyle bir habere... Kendileri bütün gün aç, susuz ve hatta o canlarının çok sevdiği çerez, şeker ve benzeri gıdalardan uzak kalsın da sevabı harçlık veren büyüklerin olsun! 

O yüzden artık oruçlarını satmama kararı bile alır, hatta ertesi gün ninesine satacağını söz verdiği orucu satmaz önceleri. Fakat sonraları yapılan cazip teklifler karşısında ninesinden sevabın kime ait olacağını sorar. Ninesi de gerekli oyunları yaptıktan sonra torununun orucunu satın alır. Satılan oruçla kazanılan harçlıklar iftar sofrası veya iftar sonrası gidilen teravih namazlarında bir güzel harcanır.

Bu Ramazan'da siz de bu oyunun çocuklarınızla oynayabilirsiniz. Henüz geç değil, şimdiden onlara teklif edebilrisiniz. Bu şekilde son birkaç gün içinde biraz oruç satın alın.
RAMAZAN İMSAKİYESİ
Ramazan başlangıcından itibaren imsak ve iftar vakitlerini buradan takip edebilirsiniz.

3:45

20:26

HADİS-İ ŞERİF
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem
şöyle buyurdu:


“Kadınlara iyi davranmanızı tavsiye ediyorum; vasiyyetimi tutunuz. Zira kadın kısmı kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Kaburga kemiğinin en eğri yeri üst tarafıdır. Eğri kemiği doğrultmaya kalkarsan kırarsın. Kendi hâline bırakırsan, yine eğri kalır. Öyleyse kadınlar hakkındaki tavsiyemi tutunuz. ”

Buhârî, Enbiyâ 1, Nikâh 80; Müslim, Radâ’ 60. Ayrıca bk. Tirmizî, Radâ` 11, Tefsîru sûre (9) 2; İbni Mâce, Nikâh 3