Ramazanlar, güzel huyların yerleşmesine vesile olmalı
Belkıs İbrahimhakkıoğlu bu güzel günlerde, "Yenilenme vesilesi Ramazan'da güzel bir davranışı huy edinelim." çağrısı yapıyor.
"Ramazan'da sadece bir güzel davranışı hayatımıza yerleştirsek kazançlıyız." diyen İbrahimhakkıoğlu, Ramazan'ı hissetmenin şekil şartına bağlanmaması gerektiğini söylüyor.
Ramazan'ı, ruhunun derinliklerinde yaşamak isteyenlerden dinlemek başkadır. Sizi de o ruh iklimine alıp götürsün, Ramazan'ı derinlerde yaşatsın diye tutunursunuz muhabbetlerine. Tam tarife uyuyor Belkıs İbrahimhakkıoğlu ile sohbet etmek. Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri'nin soyundan gelen İbrahimhakkıoğlu'nu ikinci başkanı olduğu ve 30 yıla yakındır hizmet ettiği Türk Edebiyatı Vakfı'ndaki odasında buluyoruz. "Bu sıcaklarda nasıl oruç tutacağız?" diyerek başlayan sohbette yaz oruçlarına alışkın olan yazar, "Oruç bu sıcaklarda kurtuluştur, günün ağırlığını insana duyurmaz." diyor. İbrahimhakkıoğlu, "Ramazan ayı tefekkür ve muhasebenin en kolay yapıldığı ay; çünkü içini Allah dolduruyor." diyerek Ramazan'ın Cenab-ı Hakk'ın kuşatıcılığında olduğunu belirtiyor. Yazar dedikodudan vazgeçmek, ibadetlerin hakkını vererek yapmak, insanları üzen bir alışkanlığı törpülemek gibi davranışlarla silkinip kalkmak için Ramazan'ın iyi bir başlangıç olduğuna dikkat çekiyor. "Ben günaha batmışım artık ne yapsam nafile!" diye düşünülmemesi gerektiğini vurgulayan Belkıs Hanım, insanların başkaları hakkında hüküm veremeyecekleri gibi kendileri için de bu şekilde ifadeler kullanmaktan uzak durması gerektiğine değiniyor ve ekliyor: "Kusurumuzu göreceğiz ama Cenab-ı Hak'tan ümidimizi hiçbir zaman kaybetmeyeceğiz."
Ramazan'ı diriliş vesilesi olarak görmek ve hayatı disipline etmek için fırsat bilmek gerekiyor. Bu da ancak Ramazan'ı hissetmekten ve hissedenlerle beraber olmaktan geçiyor. Kutlu günleri dolu dolu geçiren gönül insanı Belkıs İbrahimhakkıoğlu'nun Ramazan'la ilgili anlattıkları tüm bu değişimler için güç veriyor. Yazar, bir ay boyunca tekrarlanan güzel davranışların Allah'ın da yardımıyla insanda yerleşeceğini ve her yıl Ramazan'da böyle güzel huylar edinilse hayatta pek çok şeyin değişeceğini vurguluyor. Ramazan'ı hissetmeyi şekil şartına bağlamaktan kaçınmayı tavsiye eden yazar, "İftarları sofralara dökmeyelim ama birlikte olmaya da özen gösterelim. İnsanın ruhunun uçmaya milim kaldığı o vakitler çok kıymetli. Bu denli kıymetli vakitleri 'Dolma pişti mi, börek oldu mu?' diyerek geçirmeyelim. İftar sofrası telaşlarına kapılmadan anlara daha çok kıymet vererek yaşayalım." diyor.
Oruçlu insanların yüzünü 'Cennetten dünyaya düşmüş simalar'a benzeten Belkıs Hanım, Ramazan'ı yaşama biçiminin devirden devire farklılaşıp anlam kaybına uğrayabileceğini belirterek, sahur gibi manevi vakitlerin hiçbir şey yapılmasa bile uyanık geçirilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Nimeti fark edişimizin bile değiştiği Ramazan'da görünen bu âlemin dışındaki binlerce âlemin rüzgârını duyabilmek için Cenab-ı Hakk'ın bize lütuf olarak bağışladığı zamanların kıymetini bilerek geçirmenin şart olduğunu söylüyor. O vakitlerin kendine has sessizliğinde bir zikir olduğunu belirten yazar, nasıl bir kul olursak olalım bu vakitlerde mutlaka güzellik bavulumuzda bir şeyler kalacağını anlatıyor. Yazar, Ramazan'da yapılan iyilikleri, edinilen güzel huyları, geliştirilen insani ilişkileri sonraki aylara da taşımak ve bunları korumak gerektiğinin altını çiziyor.
MİLLET YARALARI DA RAMAZAN'DA SARILIR
Türkiye'de inanç konusunda çok sancılı dönemler yaşandığını söyleyen İbrahimhakkıoğlu "Batılılaşmayla başlayan bir sıkıntı bu. Yolculukta kayıplarımız da çok oldu. Psikolojik olarak din duygusunu kaybetmek istemezsiniz, o sizin varlığınızın bir parçasıdır. Bu yüzden dinin şekil tarafını aldık ahlaki boyutunu daha az önemsedik, göz ardı ettik ama bu bir bütündür. Ramazanlar bütünü ortaya çıkarabilme, bu yanlarımızı tamamlama açısından da değerlendirilmelidir. Güzel ahlak olmazsa hakkın hukukun, ebediyetin kıymeti bilinmez, hatta Allah korkusu bilinmez." şeklinde konuştu.
YASEMİN BUDAK
ZAMAN