Sağlıklı oruç tutmak için...
Ramazan'da sağlıklı oruç tutulabilmesi için mutlaka kan şekeri ve kilo takibi yapılması gerektiği unutulmamalıdır.
Bunun oruçluyken herhangi bir sorun yaşanıp yaşanmayacağı bilgisini vereceğini belirten Prof. Dr. Ramis Çolak, günlük aşırı kilo kaybı ve artışı olması durumunda doktora başvurulmasının önemli olduğunu kaydetti.
Oruç ibadetinin sağlıklı bir şekilde nasıl yerine getirileceğinin püf noktalarını Cihan Haber Ajansı'na anlatan OMÜ Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ramis Çolak, iftar ve sahurda alınacak gıdalardan oruçlu iken yapılacak kişisel kontroller konusunda önemli bilgiler verdi.
Ramazan'da dengeli ve sağlıklı beslenmenin önemini vurgulayan Prof. Dr. Ramis Çolak, yağlı, hamurlu, kızartılmış yiyeceklerden uzak durulmasını önerdi.
Bunun yanında mutlaka kan şekeri ve kilo takibi yapılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Çolak, "Oruç, sağlıklı insanların yerine getirmesi gereken bir ibadet. O nedenle bu ibadeti getiren kişi, çok dikkatli olmalıdır.
Evinde kan şekeri takibi yapmalı, ciddi hipoglisemi veya hiperglisemi olursa oruç mutlaka bozulmalıdır. İki veya daha fazla gelişirse oruç tamamen bırakılmalıdır.
Herhangi bir enfeksiyon veya benzeri bir hastalık gelişirse kesinlikle oruç tutulmamalıdır. Günlük kilo takibi yapılmalı, önemli miktarda kilo kaybı veya alımı tespit edilirse doktora haber verilmelidir." dedi.
Oruç ibadetinin dengeli ve sağlıklı beslenerek yapılması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Ramis Çolak, "Ramazan'da da gıda tüketimi sahur, iftar, iftar arası ve gece yatmadan bir ara öğün olacak şekilde 4 öğüne paylaştırılmalıdır.
Sahurda sadece su içerek niyetlenmek ya da yatmadan bir şeyler yeyip kalkmadan oruç tutmak sağlık açısından son derece sakıncalıdır. Bunun nedeni yaz aylarında 15-16 saat olan açlık sürecini sahura kalmamayı da eklediğimizde 18 saate çıkarmış oluyoruz.
Bu durumda kandaki kan şekerimiz daha uzun süre düşük kalıyor. Bu nedenle kesinlikle oruç tutacak kişilerin mutlaka sahura kalkmaları ve yeterli besin ve sıvı almaları gerekmektedir.
Sahurda kızartma, hamur işleri ve aşırı yağ içeren gıdalardan uzak durulması gerekir. Normalde aslında sahur kahvaltı ile geçirilmelidir.
Kahvaltıya benzer gıdalar tüketirsek besin düzenimiz bozulmamış olur. Ama kalori versin diye tavuk, köfte pilav gibi aşırı yağlı şeyler yersek çeşitli mide rahatsızlıkları ortaya çıkabilir.
O nedenle sahurda yüksek enerji içeren ve hazmı kolay yiyecekler tüketilmelidir. Bol sıvı alınmalı, meyve yenebilir. Fazla tuzlu yiyeceklerden uzak durulmalıdır." uyarılarında bulundu.
"İftar ile sahurda aşırı yemek yemekten ve çok yağlı, tuzlu, aşırı tatlı besinlerden kaçınılmalıdır. Bunun yerine hazmı kolay, mide bağırsak sisteminde uzun süre kalabilen lifli yiyeceklere ağırlık vermek gerekir. En az 2 litre su tüketmelidir.
İftarda yemekler ılık olmalı, sindire sindire yenmelidir." diyen öğretim üyesi, uyarılarına şöyle devam etti: "Herhangi bir hastalık yoksa kan şekeri, yemek yenilmese bile normal değerlerin altına düşmez. Normal sınırlar olan 70-100 arasında kalır.
Kan şekeri yemek yemediğimizde vücudumuzun savunma sistemi devreye girer ve vücudun yağlarını, proteinlerini döküp şekere dönüştürerek yine normal sınırlar içerisinde tutar.
Bunun düşmemesi için de normal çalışma bile sahurda yiyeceğimiz yemeklerin kalorisi yüksek ve hızlı şekere dönüşecek gıdalar olmamalı. Şekere dönüşüm hızı yavaş olan lifli gıdalar yersek sindirim gün içine yayılmış olacağı için bunu dengelemiş oluruz."
CİHAN