Ramazan, Topkapı Sarayı'na huzur getirirdi
Osmanlı zamanında, Ramazan günlerinde baklava alayı, padişah huzurunda yapılan 'huzur dersleri' gibi ritüeller gerçekleşirdi. Araştırmacı yazar Talha Uğurluel, huzur dersleri için "Ramazan'ı bahane ederek padişaha ders verme, padişahı şekillendirme programı." diyor.
Topkapı Sarayı'nda her şey bir tören dâhilinde olduğu gibi, Ramazan da çeşitli merasimlere sahne olurdu. Hırka-i Şerif'in ziyarete açılması, yeniçerilerin baklava alayı, padişah huzurunda yapılan 'huzur dersleri' gibi birçok faaliyet kendi ritüelleri içinde gerçekleşirdi. Padişahlar hem halkla, hem Enderun ahalisiyle iftar yapardı. Eşiyle baş başa iftar yapmak isteyen padişahlar da vardı. Araştırmacı-yazar Talha Uğurluel'e göre, Osmanlı padişahları eşleriyle yemek yemeyi, oturup iftar yapmayı da seviyorlar.
Harem'deki genç kızlar hızlı kılınan teravih cemaatine katılırken, yaşlılar hatimle kılınan ve uzun süren teravih namazını tercih ederlerdi. Padişahın Enderun öğrencileriyle kıldığı bu namazlar, günümüzde de 'Enderun usulü' teravih namazı şeklinde kılınıyor. Akşamları padişahın huzurunda Enderun öğrencilerinin de hazır bulunduğu Ramazan ayına özel 'huzur dersleri' yapılırdı. Bu derslerde, birkaç şeyhülislam ve onların yakından takip ettiği hocalar gelip dini konularda münazaralar yaparlardı. Yazar Uğurluel, Has Oda'da yapılan bu program için "Bir nevi Ramazan'ı bahane ederek padişaha ders verme, padişahı hizada tutma, şekillendirme programı." diyor. Sarayda iftar sofralarının vazgeçilmezi hoşaf, şerbet, yufka ekmeği ve kahvaltılıklardan oluşan atıştırmalık iftariyeliklerdi. Bu iftariyeliklerin ardından akşam namazı kılınır, ana yemeğe namazdan sonra geçilirdi. Çorbalar, etli yemeklerin yanı sıra ana yemeklerin en gözdesi, pastırmalı ya da soğanlı yumurtaydı. Ana yemek sonrasında da sohbet edilirdi, tatlıya ondan sonra geçilirdi. Yemeklerin böyle aralıklarla yenmesi de aç midenin birden doldurulup hazımsızlığa sebep olmasını önlemek içindi. Ramazan'ın 15. günü sarayda yapılan Hırka-i Saadet (Peygamber Efendimiz'in hırkası) ziyaretinde, saray mutfağının önünde toplanan yeniçerilere de her on yeniçeriye bir sini düşecek şekilde baklava ikram edilirdi. Ellerinde baklava sinileriyle, ikişerli sıralar halinde kışlalarına doğru yol alan yeniçerilerin bu seremonisine de 'baklava alayı' denirdi.
Misafirlere çok özel hediyeler
Hırka-i Saadet ziyaretinin bir başka önemli parçası da destimal törenleriydi. Saray eşrafının yanında, halkın içinden en hayırsever insanlar bir nevi protokol kabul edilip saraya davet edilir, o gün Topkapı Sarayı'nda destimal yani mendil programı düzenlenirdi. Destimal odalarında, önceden hazırlanmış bu özel mendiller bütün misafirlerin gözü önünde altın sandıktan çıkarılan Peygamber Efendimiz'in (sas) Hırka-i Saadeti'ne dokundurulup orada hazır bulunan misafirlere takdim edilirdi. İnsanlar, gül-i Muhammedi kokan bu mendilleri bir Ramazan hatırası olarak öpe koklaya saklarlar, öldüklerinde de yüzlerine örtülerek defnedilmeyi vasiyet ederlerdi.